bildirgec.org

dolmuş hakkında tüm yazılar

İŞTE BEN BUNA HAYATIMIN EN KÖTÜ GÜNÜ DERİM

Aret Can Bal | 15 April 2011 06:16

Her sabah yaptığım gibi uyanarak başladım güne. Ne kadar ilginç değil mi? Uyandım. Sonra her sabah uyandıktan sonra yaptığım şeyi yaptım. Saate baktım. 07.36. Daha fazla zaman kaybetmemem gerekirken yaklaşık 20 saniye donakaldım ve durumu algılamaya çalıştım. Pek kolay olmadı ama başardım. Saat artık muhtemelen 07.37 idi. Bir önceki gece 01.25te eve girip ancak 01.36da yatağıma girebilmiştim. Kaçta uyumayı başardığımdan emin değilim ama en az yarım saat yatakta debelenmiştim. Saat 06.10 ve 06.15e iki farklı alarm kurmanın verdiği rahatlıkla yatıyordum, gerçi o saatte kalkacak olmaz bir huzursuzluk veriyordu ama keşke gerçekten o saatte kalkabilsem de bu berbat günü yaşamak zorunda kalmasaydım diyorum şuan. Zamanında kalksam bu garip tecrübeyi yaşayamamış olacaktım ve bunu okuyor olmayacaktınız, bunu da biliyorum ama gerçekten çok zor bir sabahtı. Tek söylemek istediğim bu.

türkiye’de ki ilkler

maydesign01 | 27 November 2010 10:31

ülkemizdeki ilkler
ülkemizdeki ilkler

şimdi ülkemizde ki ilklere bir göz atalım; bakalım tarihimizde neler var.

1.ilk nüfus cüzdanı :ilk defa 1863-64 te yapılan nüfus sayımı sonrası verilmiştir.

ilk nüfus cüzdanı
ilk nüfus cüzdanı

2.ilk gecekondu evleri: benim de şuanda oturduğum bu gecekondu evleri ilk defa 1945 yılında yapılmış.

ilk gecekondu evleri
ilk gecekondu evleri

3.ilk iftar topu :sultan iii. mustafa döneminde (1757-74) uygulanmıştır.

ilk iftar topu iii.mustafa
ilk iftar topu iii.mustaf dönemi

4.ilk şampiyon galatasaray :1962-63 döneminde ilk kez düzenlenen türkiye kupası’nı galatasaray almıştır.

ilk şampiyon galatasaray
ilk şampiyon galatasaray

5.ilk otomobilimiz :ilk otomobil yapımı 1959 da gerçekleşti ve 1966 yılında anadolmarka otomobilkullanılmaya başlandı.

ilk otomobilimiz anadol
ilk otomobilimiz anadol

6.ilk dolmuşlar :ilk kez dolmuşlar 1940-41 yılında istanbulda kullanılmaya başlandı.

ilk dolmuş kullanılmaya başlandı
ilk dolmuş kullanılmaya başlandı

7.ilk grevler 1872 yılında başladı.

ilk grevler
ilk grevler

8.ilk develüasyon 1946 da yaşandı.

9.ilk yerli film : 1914 yılında fuat uzkınay tarafından çekildi, ilk renkli film ise 1953 yılında -halıcı kız- adıyla muhsin ertuğrul tarafından çekildi.

ilk yerli filmi çeken fuat uzkınay
ilk yerli filmi çeken fuat uzkınay

10.ilk devlet hazinesi fatih sultan mehme tarafından kuruldu.

ilk devlet hazinesini fatih sultan mehmet kurdu
ilk devlet hazinesini fatih sultan mehmet kurdu

11.türkiye nin ilk kadın yazarıfatma aliye

12.ilk elçimiz 1417 de venedik e gönderildi.

ilk elçi
ilk elçi

13.i̇lk dış borç 1854’te abdülmecit döneminde alındı.

abdülmecit
abdülmecit

14.i̇lk özel türk gazetesitercüman-ı ahval 1860’da yayınlanmaya başladı.

tercüman-ı ahval
tercüman-ı ahval

15.ilk telefon1911 yılında ülkemizde kullanılmaya başlandı.

1911 de telefonla tanıştık
1911 de telefonla tanıştık

kaynak

Büyüklere saygı, birde böylesi varmış…

sbaskentli | 19 November 2008 14:04

Büyüklere saygı toplumumuzun var oluşundan bu yana karakteristik özellik olarak genlerinde taşıdığı bir yaşam biçimidir.

Dünya ve hatta o çok methettiğimiz avrupa bile bizden çok sonraları bu saygıyı gerektiği ve hak ettiği şekilde yaşlılarına verebilmiştir.

Ancak yaşanmış küçük bir hikayeyi anlatıp yorumu sizler bırakıyorum.

Şehir İstanbulMekan tipik bir istanbul minibüsü

Sabah mesai telaşının yeni atlatıldığı bir zaman dilimindeyiz. Dolmuşda oturacak yerler dolmuş artık ayak yolcu almaya başlamış. Buraya kadar her şey normal.

YAKIN MARKAJ

WATERFAIRY | 28 June 2008 15:00

Otobüste,dolmuşta kendi halinizde dışarıyı izlerken kalçanızda bir el hissedersiniz.Emin olamazsınız ve ben öyle sandım az sonra çeker dersiniz ve çekmesi için rahatsız olduğunuzu bir şekilde belli edersiniz.
Kısa süre sonra o el daha büyümüş olarak kalçanıza dayanmaktadır.O an düşünürsünüz acaba sağ elimi yoksa sol elimi diye !!!
Şimdi size bunu anlamanın yolunu anlatacağım kendi deneyimlerimle eğer “el” kalçanızda iken uzun kısmı içe bakıyorsa bu “sağ el” demektir,yok uzun kısmı sola bakıyorsa bu “sol el” dir.
Amaaaaa “el” kalçanızda iken gelişimini sürdürüp uzamaya ya da büyümeye devam ediyorsa bilin ki bu “el” değildir.

Dolmuş şöförüyle dialog..

| 10 April 2007 17:34

Hava felaket sıcak ve dolmuşun en önüne oturduk,Şöförün yanına eleman başladı konuşmaya ve dialog şöyle başladı…

D-Acaip uykum var doğru dürüst uyuyamadım gece, şu ışıklarda beklerken bir 30 saniye kestirsem.
B-peki takıl bakalım
D-Şimdi aslında şöyle bir yaylada olcan, inceden esecek Ahh Ahh
B-Evet kardeş birde şort giyeceksin altan rüzgar vuracak, bir de sağlam demlenmiş bir çay..
D-deme be kardeş,şimdi iş bitiyor, kahveye gidiyoruz,sonra eve git hatunla cebelleş,sonra çocuklar filan uyku yok tabi..
B- Ne yapcan kardeş mecbur bizimde hayatımız bitiyor manav köşelerinde sen hiç olmassa araba sürüyorsun..
D-Orası öylede kardeş, her işin kendine göre zorluğu var..
B-musait yerde ineyim ben
D-Eyvallah..
B-Allaha emanet..
D-Kal sağlıcakla..

“çıkardı-soktu”

| 18 December 2006 10:35

istanbul’daki dolmuşların ve minibüslerin güzergah ücret
tarifelerinin yer aldığı küçük listelere gözü takılıp da
önemsiz gibi görülen bir teferruata kafa yorup, bu memleketin sorunlarının işte bu “nüans” hususuna boş verilmesinden kaynaklandığını kenarından köşesinden düşünmüş olanınız oldu mu?

semtler arası ücret tarifeleri sıralandıktan sonra en altta çok kısa mesafe yolculuğu tanımlayan bir tarife daha var:
“İNDİ-BİNDİ”.

sürreel bir durum. önce “iniyoruz”, sonra da “biniyoruz”.
çok çok brutal bir örnekle bu durumu somuta indirgemek
istemezdim ama cinsel aksiyonlardaki başroldaki uzuvların
sahne alış sırasını bir düşünün…
kabağı oyarken de, ilk önce kabak oyacağını sokuyor,
sonra da içini çıkarıyoruz…

yeni nesil dolmuş fikri

bildigimiz son sey | 16 October 2006 23:10

Eski filmlerimizden birinde Şaban, dolmuşta ganyan tuttururdu. O filmi izledikçe dolmuşlarımızın hâlâ pek de değişmediğini görürüz. Başka hiçbir ülkede, dolmuş gibi bir toplu taşıma aracı (TTA) bulunmadığını söylemişlerdi, bilmiyorum doğru mudur… Ama madem bu dolmuş işi bize mahsus, bunda da çağ atlamak bize düşer. Bu resim de sanırım bunu simgeliyor.

yeni nesil dolmuş fikri
yeni nesil dolmuş fikri

Aslında bir açıdan bakarsak, dolmuşlardan çok şehirlerarasında direksiyon sallayan kamyoncularımızın tasarımına daha çok benziyor. Bir zamanların “ne diyorsak o” reklamlarındaki gibi sandığım insanlar bunlar. Belki Fulfors kullanmıyorlar, Haluk Levent’in “Kamyoncunun Türküsü” adıyla bestelediği şarkıyla biraz fikrim var sadece… Neyse konu bu değildi.