Büyüklere saygı toplumumuzun var oluşundan bu yana karakteristik özellik olarak genlerinde taşıdığı bir yaşam biçimidir.Dünya ve hatta o çok methettiğimiz avrupa bile bizden çok sonraları bu saygıyı gerektiği ve hak ettiği şekilde yaşlılarına verebilmiştir.Ancak yaşanmış küçük bir hikayeyi anlatıp yorumu sizler bırakıyorum.Şehir İstanbulMekan tipik bir istanbul minibüsüSabah mesai telaşının yeni atlatıldığı bir zaman dilimindeyiz. Dolmuşda oturacak yerler dolmuş artık ayak yolcu almaya başlamış. Buraya kadar her şey normal.Orta yaşı hafifçe geçmiş saçları kırlaşmış bir amcabey bindi minübüse. Yer vermeye yeltendim. Ama beyefendi bütün kibarlığıyla reddetti. Halbuki hastaca gelmişti gözüme. Üzüldüm ama fazla da ısrarcı olamadım. Çünkü yaşlanma psikolisinden dolayı kabul etmemiş olabilirdi. Eh ne de olsa bende artık o kadar genç değilim yolun yarısına yaklaştık.Araç ilerlemeye başladı. Yaşlı adam halsizce tutunuyordu metal tutacaklardan. Kesinlikle hastaydı.Bir işaretini bekledim hemen yer vermek için ama o işaret bir türlü gelmedi.Bir durak sonra bu sefer orta yaşlı oldukça modern görünümlü bir bayan bindi araca. Yüzünde öyle bir ifade vardı ki , zannedersiniz orada düşüp bayılacak. hemen kalktım. Benimle birlikte yanımda oturan genç de kalktı. Yaşlı kadın koltuğa oturdu. Tam daha önce araca binen yaşlı amca da yanına oturmaya niyetlenmişti ki kadın elinden tuttuğu 13-14 yaşlarında ki çocuğu hızlıca yanına çekerek.dur bakalım bey çocuk oturacak .dedi.Şaşkınlık içinde kalmıştık. Adamcağız da utandı kızardı.ama gerçek bomba bir iki dakiak sonra patladı.araç yoluna devam ederken bizim hasta hanım efendi bir rahatladı bir rahatladı. O yüzünde ki hasta ifade kayboldu. Gülücükler sacarak telfonda konuşmaya başladı.