rengini hissedebiliyor musun sen??Ben,evet:))
Yazmak istediğim yazının türünü seçeyim: Blog,mim… Hımm… Nasıl isimler onlar öylee…Blog….Ben blog yazacağım,ne yazdın bugün?Blog… Ne log?? Bı,bı..Bı-logg…
Neyse,sıyırmış bir moddan döküyorum kendimi derli toplu cümleciklere..(En çok da bundan seviyorum cümlecikleri,ruhun salı pazarından beter,hisler yayılmadan bir tek noktada üst üste,gel gör ki anlatmaya çalışıyorsun yazıyorsun,bitiyor,şöyle bir karşıdan geçip bakıyorsun ki elin belinde, vayy beee!! Ne kadar da düzgün herşey,nizamlı..İçimin bu mu olmalı şimdi dışarıya yansısı?? Sevmiyorum ruhumun şekil almış halini,şekilsellikle birleşimini,ama yok ki çareee)
Ki yazmak için de sıyırmış olmak lazım sanki biraz,gördüğünü duyduğunu sıyırmak,deşmek,enini alıp konuna bırakmak,ücra köşeleri tırmalamak,herkes konuşurken susmak,bilginlikler arasında bön kalmak,saptallıklara beyninle meydan okumak…
Beyin… Ne de zor şey o öylee…