bildirgec.org

devlet hakkında tüm yazılar

Ali Tuncay ve şüra !

koza 68 | 14 November 2006 15:22

Bir ülkeyi yöneteni de , yönetmeyeni ancak bu kadar gaddar ve umursamaz davranabilir ülkesine…
Bakarmısınız; Ülkenin en önemli kararlarının alınabileceği , geleceğimize yön verme noktasında günlerdir toplantılar yapılıyor, katılımcı sayısı her geçen gün azalıyor , konuşmacı sayısı bir elin parmakları kadar…
“Milli eğitim ” şürasından bahsediyorum…
Cumhurbaşkanı yok…
Başbakan yok…
Yök’den kimse yok…
Dolayısiyle tartışma zemini de yok , ciddi anlamda ortaya veri koyan da yok…Sahipsiz ucube bir platform…
Hükümet kanadı ; Meslek liseleri önündeki katsayı kalksın diyor…( Cumhurbaşkanının veto edeceği kesin). Yök’ün bu konudaki tutumu zaten belli…Tavırlarını koymuşlar bir kere…Tartışmaktan yana bile değiller…Üstelik bu “katsayı” meselesini giriş sınavlarına sokan adam , Prof. Kemal Gürüz ortalarda yok,oralı bile değil…
Çocuklarımızı,dolayısiyle geleceğimizi ilgilendiren bu mesele böyle bir toplantıda tartışılmıyacak da nerede tartışılacak?…

ABD’den güvence “Kürt Devletine izin vermeyiz”

quex | 04 October 2006 20:03

Milliyet gazetesinin web sitesinde güncel haberleri takip ederken, acaba eski sayıları da online mi diye düşündüm ve kendimi 8 yıl öncesinde yani 10 ekim 1998 milliyetinde buldum ana haber ise şuydu
Özellikle 2 gün önce buluşan stratejik ortaklar kendi pisliklerini halka bulaştıramazlar.
Tayyib Bush ile ne zaman görüşse kendimi zavallı hissediyorum.

AGE OF EMPİRES

miyazaki | 06 September 2006 03:24

internetle yenı tanıştığım dönemlerde kısa süre oynadığım ve yıllardırda bırazdan bahsedeceğim konuların açıldığı ortamlarda hep örnek olarak verdiğim bir oyundur bu.isteğe göre bır harıta yada bır bölgede oynanan bu strateji oyunu size verilen bır atlı süvari ve 2 tane insan ile başlar.onların yaşamaları için ne gerekıyorsa bunları onlara siz yaptırırsınız .temel ihtıyaçlar oyunda insanlarınızın topladığı odun yemek taş ve başıboş hayvanlar üzerinden karşılanır ve buna karşılık puan kazanırsınız herbırı üzerinden.
puanlarınız yeterli hale geldiğinde ise çağ atlarsınız ve çağınızda neleri yapabılıyor isenız o döneme yönelık onları yapabılırsınız ayrıca yenı ınsanlarınız ve onların barınması gereken evlerınız çağ atladıkçada okul kılıse camı market askeri bırlıkler yenı evler üniversiteler yapabılırsınız.buraya kadar sadece bılmeyenler için kabaca ve dilimin döndüğünce anlatmaya çalıştım olayı kaldıkı benım ve okuduğunuz yazının ilgilendiği kısmı bundan sonra başlar
oyunumuzdaki karakterler kendı içlerinde huzurlu ve mutlu yaşamaktadırlar ve haritanın-bölgenın diğer tarafında bır başka mutlu ve huşu içerisinde yaşayan bır grup daha vardır
sizin yönettiğiniz grup buyudukçe bölgedeki ağaç ekıp bıçılecek alan ev yapmak için toplanması gereken taş ve başı boş gezen hayvan grupları azalır ( bazen bu kısımlarda durup insanlarım hernekadar ihtiyacı olanı kullanmış bıle olsa etrafa verdiğim zarara bakarım o bölge resmen bı çöle dönmüştür çünkü) sonra sizin ayşe ninenız tarlada yada babanız at üstünde avlanır iken(isimler değişebilir)bırden bır yabancı belırır ve saldırmaya başlar sonrasında ordu olarak gelırler gerçi ama geliş sebebleri kendı bölgelerındekı doğal kaynakların bıtmış olmasıdır yakıp yıkarlar sonra ınsanları öldürürler rahipleri yaralı askerleri ıyıleştirmek için okuyup üfler iken sen kendı bölgendeki tüm sorunlarla aynı anda uğraşmak zorunda kalırsın et odun ağaç taş altın bıter yada azalır hepsını kontrol etmek zorundasındır çünkü onlar olmazsa herşey sona erer ve oyunda yenılırsın
savaş belkıde ufak bır taş parçası için başlar fakat saldıran saldırdığını tüketene dek gıtmez çoğu zaman.savaşirsın sende sonuna dek. gemıler yanaşır lımana asker ındırır hatta senın bölgende bırden askeri bınalar yapıp ordan atlı süvari vs vs çıkarırlar derken savaş saatler süren uğraşlar sonunda bıter sende bu arada oyunun başında saatler geçirmiş bır sürü sigara bardaklarca kahve tüketmişsindir artık ne taş kalmıştır bına yapacak nede geriye kalan ıkı ınsanı doyuracak bır parça ekmek. elde avuçta kalan sadece oyun içerisinde de var olan intıhar tuşudur ve o tuşlarada basarak kalan son ıkı adamınızı da sonsuzluğa gönderir fişlerini çekersiniz…
gelelim bütün bu anlatımlarla benım okuyucuyu nereye sürüklemek yada ben burda bu konuyla ilgili böyle düşündüm demek için kuracağım cümlelere.
evde olduğumuz saatlerin büyük bir kısmını tv karşısında geçirdiğimize göre haber programlarının belgesellerin yada bunu ayırmak istiyorum haber portallarının zapping esnasında karşımıza çıktığını düşünürsek eğer,eğer birde durup onları syerediyorsak tüm dünyada-mahallemızde olup bıtenı anlamak-mamak içten bıle değildoğal kaynaklarını kontrolsüz(herşeyini)kullananın sankı hakkı imiş gibi oyunda olduğu üzre alenı bır şekılde olmasa bıle sömürmeye yakıp yıkmaya kastetmeye ne kımsenın nede hiçbir ülkenın hakkı yoktur
gerçi geçmişte günümüzde kı olayların benzerlerıni hep gördük okuduk ve ben bunun hep bu şekılde devam edip gideceğini düşünüyorum insanoğlu varolduğu sürece hep ihtiyaçları olcak elınde bıtenı gıdıp bakkaldan alamayınca oda komşunun izini sürecek acıklı bır bıçımde
Jean BAUDRILLARD simülasyon ve simülakr adlı kıtapta derkı(kendi sözlerimle)
HER GÜÇ KENDİ İÇİNDEKİ DİNAMİKLERİN HEPSINI TUKETTİĞİ ZAMAN ÇÖKÜŞE GEÇER ZATEN VARABİLECEĞİ EN SON NOKTADADIR YOK OLMAYA MAHKUMDURyazdığım tüm bu şeyleri göndermeden evvel tekrar bır gözden geçirir iken dünyada olup bıten tüm kötü şeyler gözümün önüne geldi benım tek başima yapacağım şeyler sınırlı elımde o kadar uzun değil dünyanın her yerine ilişemem
diye düşünüyorum :)fakat şunu bılıyorum benım gıbı düşünen belkıde haber seyrederken ağlayanlarımız bıle var
ben size hıssettıklerımı söyleyeyim içim acıyor hiçbirşey yapamıyor olmak değiştiremıyor olmak canımı yakıyor
neyse bu kadar yeter
bılıyorum kı aynı acıları paylaşıyoruz yoksa nıye pilli de ve başka sitelerde bu kadar üye ve yazı var ki

ışıkla kalın…

internette piyango

denisutku | 28 June 2006 07:55

Türkiye uzun yıllar online kumar ve bahis konularında katı kurallar koyup bunu engellemeye çalışmıştı ama olmadı; internete gem vuramadı. İddaa’nın ardından, Milli Piyango da artık internette oynanabilecek. Artık tekel devri kapanmış olsa da, sanal yönetmelik sayesinde devlet, online şans oyunlarından pay alabilecek.

“Çete” derken Askeri İstihbarattan mı bahsediliyor?

elend | 31 May 2006 20:34

Türkiyenin gündeminde uzunca bir süredir ‘çete‘ olarak adlandırılan yapılanmalar var. Nedir bu çeteler? Köşe yazarları çok ‘gizli’ birşeylerden bahsediyormuş havasında iken acaba nelerden bahsediyorlar? Polat Alemdar özentisi dengesizleşmiş gruplar mı; eski ülkücü tayfası mı, yada klasikleşmiş mayfa mı?
Hiçbiri. Her defasında olaylara yenileri ekleniyor, ama sessizce hakkında konuşulan tek kurum ‘ordu‘.
Danıştay saldırısında gene gördük; dinci denen biri, zamanla -medyamız sağolsun- eski asker birisinin adamı çıktı (medya tarafından ‘çıkartıldı’ yada). O adam da kalbinden bıçaklandı (yada kendisi yapmış olabilir?). Etraf daha çok karıştı hemen..

YÖK güvenlik ihalesi(z)ni OYAK alırsa yargıtay katliamı olur mu?

beyefendi | 25 May 2006 11:17

ermenilere tazminat ödeyen AXA OYAk ile ortak
ermenilere tazminat ödeyen AXA OYAk ile ortak

bildiğiniz gibi OYAK 27 mayıs darbesi sonrasında özel hükümlerle kurulmuş; 28 şubatsonrasında parlamış; 2001’de ki devalüasyonu (her nasılsa) önceden tahmin ederek koçları,sabancıları sollayıp yaya bırakmış nadide bir kurumumuzdur. erdemir özelleştirmesinde attığı milli sermaye çığlıklarından sonra arcelor‘a yanaşıp, mescitlere baskın yapıp,erdemiri kara geçiren yönetimi işten ahlaksızca atıp,300 kişiyi daha postalamaya çalışıp sonra bu iştende çarkeden; ermenilere tazminat ödeyen axa ile ortaklığını devam ettiren; ermeni yasasını sonbaharda bu sefer kesin meclisinden geçirecek olan fransa ile renault fabrikası ortaklığı olan; kuzey ıraka hepimizden önce giren bu güzide kurumumuz aynı zamanda danıştayda koruma ihalesini almış fakat alışıldığı üzere sadece parayı alıp işini kalitesiz yapmıştır.katilimiz elini kolunu sallaya sallaya yönetici katında bir gün önce istihbarat yapmış,ertesi gün yine rahatça glock silahını içeri sokup katliam gibi cinayet işlemiş, teknik nedenlerden (!) dolayı bozulan kameraların hiçbiri olayı kaydetmemiş, oyak’ın korumakla vazifeli olduğu yerde görevliler sırra kadem basmış, katili yine bir kahraman polisimiz yakalamış ve bu sefer olayın üstünün örtülmesini engellemiştir. şimdi bu bisküvici (evet gida işinde de var) oyak muhal farz diğer devlet kurumlarının da koruma işini alırsa başımıza gelecekleri düşünebilirmisiniz? neyseki “bu ülkede işini iyi yapanlarda var.” şimdi oyak güvenlik şunları cevaplasın:

Baş Örtüsü mü kazanacak, Devlet mi ?

byrya | 25 April 2006 00:26

Herşeyden önce şunun bilinmesini istiyorum. Baş örtüsüne karşı değilim. İsteyen istediği gibi davranmakta özgür. Ancak bir şeyi asla unutmamak gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti bir devlettir ve devletin koyduğu kurallar bu devletin onurudur. Hukuken aranması gereken bütün haklar aranmalı elbette ama baş örtüsü adı altında bu devlete kafa tutanlar şunu çok iyi biliyorlar. Bu mesele başörtüsü meselesi değil bu baştan başa siyasi bir kavga ki bu millet bu mesele siyasete alet edilmeden öncede başörtü takardı ama kimse devlete karşı bu durumu böylesine davalaştırmazdı. Devlet kimseye baş örtüsü takamazsın demiyor. Kimseye sokakta,evinde yada kamu dışında bir tek yerde bile bu kural uygulanacak demiyor…

terörü besleyen belçika

moroccom | 21 April 2006 08:55

belçika devleti dhkp-c ile gizli bir uzlaşma yapmış ve bunu devlet sırrı diyerek açıklamıyor. şimdi anlıyoruz ki belçika gibi bizim konya kadar etmeyen bu devletlerin esas politikası türkiye’yi kötüleyen herkese kucak açmak. fakat bende şunu söylüyorum. terör bir yumruktur, ne zaman kime vuracağı belli olmaz.