bildirgec.org

İşin bence ilginç tarafı, limanlar sanki Kıbrıs barış harekatından beri kapalıymış gibi davranıp, bugün limanlar giderse yarın Kıbrıs gider diye bağıranlar.Kıbrıs sorunu yumuşak karın olduğu için dikkatli konuşmak lazım belki de, ama Erdoğan’ın kimseye haber vermeden bir liman açalım hareketi uygulama tarzıyla hatalı olsada bence çok iyi bir siyasi hamleydi. Ama bu hamle hesap mı vereceğiz diye mahalle ağzına dönünce yazık oldu. Yoksa Yunan ağlarına 90’dan takılan bir gol olabilirdi…

Şöyle evladım, referandumdaki gibi Rumların bu öneriyi kabul etmeyecekleri kesin. Açarsın limanını 1 yıl. Bu bir yılın sonunda dersin ki “Bakın ben limanımı bir şey beklemeden açtım ama Rumların derdi üzüm yemek deği bağcıyı dövmek, artık bana taviz ver diye gelmeyin”. Sonra da tekrar kapatırsın limanı.Kendinize sormanız gereken soru şu: Kıbrıs sorununun çözülmesini istiyormuyuz. Rumlar çözüm istemiyor, tamamen kendi tezlerinin kabul edilmesini istiyor, ama uluslararası politika bize vermeden alınmayacağını söyler. Kıbrıs Türk halkı referandumla çözüme hazır olduğunu, bunun için bazı şeylerden vaz geçebileceğini söyledi. Bunu kabul etmeyen Rumlar. Sonuçta Kıbrıs ve Türkiye Yunanistan ve Kıbrıstaki politikacıların bir numaralı oy kapısı.Önemli olan Kıbrıs Rum kesiminin sınırları aşması. Mesela Türkiye ile ilgili önlerine gelen herşeyi veto ettikleri için zaten Avrupa’dan AB yi değil sadece kendi çıkarlarını düşündükleri, sistemi bloke ettikleri konusunda eleştiri alıyorlar. Keza Annan gider ayak Kıbrıs referandumunda Rumların attığı kazığın öcünü alacak bir belgeyi geçirdi.50 yıllık sorun bir gecede çözülmeyeceği gibi ne tam olarak Rum tarafının istediği gibi çözülür, ne de Türk tarafının tam istediği şekilde. Önemli olan sonuçta kimin daha az hasar alacağı. Kıbrısı Türk ordusu kanıyla canıyla aldı ama artık devir değişti, sadece silahlar yetmiyor.Not: Evladım dedim, çünkü hocam demişsin. Edebiyat öğretmenimizin dediği gibi hoca camiide olur evladım 🙂