bildirgec.org

cehennem hakkında tüm yazılar

İçimdeki Lunapark’ın Çocuklarını Bana Bağışla Lütfen…!

zzeliha[pilli_silinen_hesap] | 08 November 2009 11:49

İçimdeki yumrunun sebebi sensin.
Yutkundukça acıyan ve acıdıkça seni hatırlatan bana…
Dertlerin sıkıntıların asla bitmek bilmedi senin.
Hayat hep sana kötü davranırdı ve sende bu kötülüğü egoistliğinle harmanlar beni de bu batağın içine çekerdin
Hayat bana göre,herşeye
rağmen yaşamaya değer ve gülümsemeyi hak ederdi.
Gülümserdim,yaşardım.
Sonrasında sen dahil olurdun içimde oluşturduğum lunaparka bütün kasvetinle.
Lunaparkımın siyaha bürünürdü,bütün renkler seninle solar;boğazımda düğümlenen hıçkırıklarla sana teslim olurdum.
Mutlu olmayı hakediyorum ben.Gülümsemek bana hiç olmadığı kadar yakışıyor.
Senin o kasvetin beni cehenneme çeviriyor adeta.
Canım yanıyor,
Boğazıma çöken ellerinden kurtulamıyorum.
Nefes alamazken,renklerim de benimle ölüyor adeta…
Lunaparkımın çocukları birer birer uçurumdan atlıyor.
Kasvetinden kurtaramam ki ben seni…!
Çocuk ruhum buna dayanamaz ki.
Zayıfım ben…
Kötü acımasız ve egoist olmanın o gücü yok ki bende…
Ben mutluluk dağıtırım.
Mutluluk benim adım.
Kasvetini beyaza çeviremem ki….!
Hayatın bana verdiği bu lunaparkı feda edemem ki sana…
Yaşayamam ki o zaman.
Acı bana sevdiğim,çocuk ruhumu bana bırak.
Büyümeyen ve beni yaşatan ruhumu siyahlarınla alma benden.
Senle ben çok farklıyız.
Bir olamayız ki zaten.
Ben alabildiğince beyazım ; seni se karanlığın ürkütücü rengi siyah.
Seninle lacivert olmaya ne cesaretim ne de feda edebileceğim bir lunaparkım var.
Bana yansıtma dertlerini; çözemedikten sonra daraltma ruhumu ve alma benden renklerimi,hayatımı….
Eriyorum sanki seninle…
Kayboluyorum sanki karanlıklarında…
Gülümsememi soldurma…
Yaşamayı seviyorum ve bunu lütfen benden alma…
Lunaparkım ve içimdeki çocuklarım bende kalsın…

cehennemin kapıları ve iğnekafalı adam: hellraiser

nazokiraze | 15 October 2009 14:37

Hellraiser çocukluğumuzdan hatırladıgımız aklımızda iğneli adam olarak kalan dönemin en iyi korku filmlerinden biri. Yeniden izleyicilerle buluşacagı günü iple çekiyorum. (**)

Clive Barker’ın yönetmen ve senaristligini yaptığı ilk filmden sonra yedi tane daha çekildi. Bir kutu ve etrafında gelişen olayların anlatıldıgı filmin ilkinde pazarlık yaparak kutuyu alan ve bulmacayı çözen Frank adlı adamın hikayesi yer alıyor. Cenobite ismindeki cehennem bekçileri bu bulmaca kutusu tarafından dışarı çıkarılır ve bu korucular oraya tek başlarına dönemedigi için kutuyu açan da onlarla birlikte oraya dönmelidir. Pinhead ise Cenobit’lerin başıdır.

Hellbound adlı serinin ikinci bölümünde, birincisinde yaşadıklarından sonra akıl hastanesine yatırılan Kristy’i ile konu devam ediyor.

aşk?

Thing | 02 February 2009 18:08

Aşk ne zaman başlar.
Aşkın yoğunluğu libido ile aynı oranda mı artar.
Kaçıncı seksten sonra biter aşk.
Sevgi hangisinden önce gelir.

Puan

linet | 13 December 2008 10:50

İçmişim, yanımda en sevdiğim..

Dinginim…

Günahlarımla, sevaplarımla aldım başımı gidiyorum diyor tv de şarkıcı…

Eşlik ediyorum, ben bu hayattan, aşktan sevdadan diyor..Aldım başımı gidiyorum diyor..Hayır diyorum daha değil, bu hayattan gitmiyorum…

Gülen kara gözlere bakıyorum, mis kokusunu çekiyorum saçlarından içime.. Islık ile şarkıya eşlik ediyor.. Gözlerine bakınca gülen gözbebekleriyle karşılaşıyorum, işte diyorum işte…

Her şey bitti dediği yerden tekrar başlıyor değil mi? Bitmiyor hiç birşey, hep bir umut var..

vesiyet

koza 68 | 13 August 2008 15:10

mezarlığın sesi sessizliktir, ürkütür insanı. çıt yoktur ortalıkta.çürümüş ot, ağac kokar..anamın mezarı büyük çınara yirmi metre mesafededir. ulu çamlar , gürgenler mezar taşlarının arasından göğe doğru akmışlar adeta.şu çakırdikenleri de olmasa;taşların arasından öyle sık bitmişlerki, yolu bulmak ziyadesiyle çaba ister. Güneşe baktım almış başını gitmiş; bir saat mi kaldım? yoksa daha fazla mı? yönümü şaşırdım, hangi yöne gitmeliyim diye düşünürken annemin sesini duydum; ” ulan ” dedi “deli deyyus, ahacık şu taraftan gidcen”..o taraftan çıktım gittim.
Anama geç kalınmış bir müjdeyi vermek için ordaydım. olanı biteni anlattım.çabalarımın neticesini aldığımı falan söledim.”onu buldum, anam ” dedim..
iki sene önce annem ” lan oğlum geldik gidiyoz,şu falanca akrabamın, ardında kalan kimi kimsesi yok mudur? allah rızası için bi araştır helallik almadan göç etmiyim sen bilirsin oğlum” demişti. Çok küçük yaşlarda İstanbul’da bırakıp ayrıldığı dayısı ilgili araştırma yapmamı, kimi kimsesi varsa bulmamı istiyordu . rahmetli bilinen tanınan biriydi gerekli olan internette vardı zaten”……” yazınca küt geliyo ama adamın bi yakınına ulaşmak imkansız ne ettiysem tanıyan eden yok. zaten otuzaltı yaşında vefat eden birinin geride kalan nesi olacaktı?

Çelişikim, çok da şikim..

aRRoGaNTe HoMbRe | 11 July 2008 15:51

Bir arkadaşım ile mezar taşı mevzusu üzerine konuşuyorduk. İnsan zaman zaman hangi konular üzerine konuşmuyor ki, değil mi ama..! Ulen nereden geldik bu konuya deyip, konuşmaya devam etmesini biliyor ama terbiyesiz. Arkadaşım madem farkettin, saçma sapan, istemediğin, tatsız bir konu üzerine konuştuğunu, e dur o zaman, bırak konuşmayı. Yok, olur mu, hem şikayet edecek, hem de devam edecek. E bi sus yahu. Ben öyle adamın ta mına koim sevgili okur. Hatta sen de ko. (sendika) Neyse işte ben de o adamlardan biriyim. (-hangi adamlardan? -koyulası) Nereden geldiyse konu mezar taşına, biz de o konudan konuşuyoruz. Konuşmayıp da ne yapacağız? Mevzu dolaşmış dolaşmış, gelmiş oraya. O konu açıldıysa konuşacaksın arkadaşım. Yok o konu saçma, yok efendim nereden geldik bu konuya şikayeti de ne oluyor? Konu seçmek de ne demek oyle? Ben konu seçen öyle adamın ta mına koim afedersin sevgili okur. Neyse yukarıdaki tezim ile de çelişmiş bu son yazdıklarım. Kendimin de ta mına koim o zaman ben emi..Amma da çelişikim ha..! Çok da şikim. (-şıkım yani? -hayır, çok da zkimde anlamında) Ne diyordum, bilmiyorum işte. Bir şey var anlatacağım, anlatamıyorum. Hep böyle oluyor. Ulan dombili, madem bir hikayen var. Gir konuya anlat. Bu kadar yan yollara sapmak neden? (-istemsiz)

The Beyond

emrextreme | 02 July 2008 13:27

The Beyond

Yönetmen:Lucio Fulci
Oyuncular: Catriona MacColl, David Warbeck, Cinzia Monreale, Antoine Saint-John, Veronica Lazar, Anthony Flees

Özet:

Filmin kahramanı Liza, kendisine miras kalan oteli almak için New York’tan New Orleons’a gelir. Burada iş yapabileceğini düşünerek oteli yenileme işine girişir. Fakat otelin yenilenmesi sırasında tesisatçı bodrum katındaki geçidi açar. Aslında otelin, cehennemin kapılarından birinin üstüne inşaa edildiği anlaşılır.

“MAK”Sİ MUM

| 07 May 2008 15:17

öldükçe büyüyoruM
tenimi gezgin bir ruhtA kaybettiğimden beri

haşarı, Körpe, merdane yüreğimi
pörsümüş duygulAra emanet ediyorum

çekiLmez oldu bu film baba’dan üryan rüyamdA
sokulmak istEyen kim o ânıma

ben bir hiç oğlanıyım dostum yevski
bir Cellatın celâli postundayım “insan babasızdır”

daaannn dİye dastana düşlerimi sürtmeyin
filinta kalbimin alnına yaslanın düşünmeyin

hasretinden prangalar eskiteni ârif olan anlar
ârif olan odur ki, yalanı başka bir yalanda doğrar

bu şiirin arabı belki Lawrence’ı bağlar
üç kuruşluk parodiler kesinkes brecht’i dağlar

cennetten yer satın alın!

xerre | 02 May 2008 23:57

Bu site (Reserve a Spot in Heaven), şimdiye kadar internette rastladığım en sıra dışı en tuhaf sitelerden birisi. Sayfanın adından anlaşılacağı üzere cennetten yer ayırtıyorsunuz.

Site kullanıcılarına iki seçenek sunuyor. Bunlardan birincisi “temel yolculuk çantası” olmak üzere 12,79 $.
Bu temel üyelik, cennete her bireyin taşıması gereken temel ihtiyaçları kapsıyor. Senin cennete gitmene garanti veriyormuş.
Diğer seçenek ise “bütün erişimler için yolculuk çantası” olmak üzere 15,95 $.
Bu özel paket ise, seni cennete alması için bütün zorunlu malzemeleri içerip, ayrıcalıklı olarak seçkin yerlere girişi de sağlıyormuş. Bu paket tam cennet tecrübesi isteyenlerin seçeneğiymiş.

biletler
biletler

Ayrıca site, üye eğer herhangi bir sebeple cennete gidemezse veya orada yerini bulamazsa hiçbir soru sorulmaksızın para iadesi yapacaklarını söylüyor.

ÖZGÜRLÜĞÜ YAŞAMAK

teacher07 | 01 April 2008 01:12

Bir çalı dbinde dünyaya geldiysen eğer…
Dağ yoncalarının kokusu dolduysa ilk nefesinle
ciğerlerine…Deve dikenleri arasında emeklediysen…
Ağaç dalından at bindiysen çayırlarda…Ormanı,kuşları, domuzu, ayıyı tanıdıysan. Tavşanı gördüysen ymuşacık.Kuyruk
savuran tilkiyi tanıdıysan.Binbir çeşit çiçeği,böceği ,
karıncayıizlediysen.Ağustos böceğini dinlediysen.
Geceleri ateş böcekleri ışltısında dans ettiysen.
Yarasa gördüysen karanlık mağaralarda.Kartalı
gördüysen yalçın kayalıklardaki yuvasında.Keklik
gördüysen kınalı, kargaları da sevebildiysen.
Kopamadıysan dağlardan, gecesi çekiyorsa seni
aya, yıldızlara.Gündüzleri koyu gölgesinde ıhlamurun, düşlere yolculuk ettiysen.Düşlerin
alabildiğine geniş, alabildiğine uçsuz bucaksızsa.
Düşüncelerine kimseyi sokmuyorsan, karışamıyorlarsa sana.Düşünme yasalarını kendin yaptınsa eğer… Pirinç ayıklar gibi ayıkladıysan
bir, bir…