bildirgec.org

arayış hakkında tüm yazılar

Mezbahalar

Woraman | 05 August 2011 09:42

Mezbahalar, oldu bitti ilgimi çekmeyi başarmıştır.Danalar her canlı gibi birbiriyle iletişim kurar,hareket eder,beslenir ve tabi ki çiftleşirler.Ve o an gelir, yani kesilme anı…

Boyunlarındaki birkaç damar parçasının kopmasıyla birlikte , “İnek” olarak adlandırdığımız o canlılar birden 300 kiloluk bir et yığınına dönüşür.İstersen oraya binlerce damar tak tekrar, ama hiçbir işe yaramaz. Artık arada tüketilmeye hazır koca bir fark vardır.Bir o kadar da ipince olan o fark nedir peki?

Zincir(leme)!

karuma76 | 31 January 2011 13:19

Yıl bin dokuz yüz bilmem kaç…Kaçıyorum ben o aralar kendimden. Ama kendim oluyorum hep. Hep geri dönüyorum uçsuz bucaksız diyarlardan. Diyar diyar yaşıyorum yanlızlığı. Yalnız kaldığım her dakika seni arıyorum karanlıkta. Karanlık oluyor içim dışım. Dışa vuruyorum bütün arzularımı. Arzular değil miydi bana yön veren? Veremiyorum artık kendimi ait olduğum dünyanın düzenine. Düzene uyamıyorum ya da daha doğrusu düzenimi kuramıyorum.
Sözüm ona yaşıyorum zincirleme felaketlerde…
Ucuca ekliyorum zamanı…
Ve ağlıyorum…

SİHİR PEŞİNDE

super hero | 12 May 2010 10:03

“Sihrimi kaybettim.” dedi bana, “Onu bulmama yardım eder misin?”

Gözlerinde gördüğüm ışıltıdan başka nasıl bir sihre ihtiyaç duyduğunu hayal bile edemesem de teklifini kabul ettim. Tek istediğim onun yanında olmaktı, her zaman. Neyi aradığımızın hiçbir önemi yoktu.

Elini uzattı bana. Dokundum. Gözlerindeki ışıltının giderek güçlendiğini gördüm. Önce onu sardı bütün ışık, ta ki bütün vücudu tamamen ışıktan olana dek. Sonra da ona dokunan elimi sardı. Işık beni de kapladı. Bütün vücudumu saran o heyecanı hissettim, ben de onunla birlikte ışık olurken.

BİRİ OLSUN İSTİYORUM

sonbahar kizili | 08 March 2010 18:24

Biri olsun istiyorum, kimsenin anlamadığı gibi anlasın beni. Bir bakışımdan, duruşumdan yüzümdeki bir mimikten çözsün ne istediğimi.

Hep şık görmek istemesin mesela, dağınık saçlarımı da eşofmanla evin içinde dolaşmamı da sevsin. İlla bakımlı ol diye diretmesin bana güzelliği. Dağıtmak istediğim zaman izin versin kendimi aramama, pasaklı ve saçaklı hallerimi de sevsin. Hep rimelli kirpiklerle gezmek zorunda olmayayım yanında. Sabah gözümü açtığımda bile güzelsin diyebilsin. Ya da duştan çıktığımda en yalın en süssüz halim bile hoş görünsün gözüne. Siyah, kırmızı bol dekolteli gece elbiselerinin içinde neysem kot pantolonla, şortla da aynı insanı görsün, aynı kadını yüzüne değil ruhuna bakıp hissetsin.

Geçmiş delmiş geçmiş…

Dolce Magico | 05 March 2010 12:31

Dol’ dan Mor’a …

-Çakıldım! Bu sefer tek başına konuşuyorum, zamanım yok derken geçenlerde, harbiden şimdi yoksun yanımda.

Kaldım…

Bir başına tek başına kaldım, paylaşımların bittiği yerde; ulaşılamıyorların kulağımı tırmaladı, her gece saat birde ve gerisinde ve berisinde.

Düşündüm…

Düştü düşümde bir düş, diye basmakalıp. Sadece aşklara isyan edilmez bu devirde! Aşk var mı podyumlarımızda? Yok, artık yol alırız aşkın ötesinde sevgilere.

Aldık…

Yol aldık biçare gönüllerimizde sen ve ben bir ortaaam yarattık. Dedik ki hiç tanımadığınız birine aktı mı kelamlarınız? Sadece gönülden koptu, taştı, aştı ve açacak derken arşınları…

YOLCULUK

admin | 15 February 2010 15:52

Elimi tuttu önce. Sımsıkı kavradı. Ardından “Hadi!” dedi. “Ne duruyoruz?! Gidelim artık!” Öyle ya… Neden vakit kaybediyorduk ki?! Sanki yeterince çalmamışız gibi zamandan… Daha doğrusu, bendim çalan. O ise bu savurganlığa son vermemi sağlamaya çalışan sadık zaman bekçisi…

Öyle ki, boşa geçecek tek bir saniyeyi bile vermek istemiyordu bana. Artık saniyeleri birlikte kullanıyorduk. Henüz misafirliğinin ikinci günü dolmadan, O karar vermişti buna. Ben de ses çıkarmamıştım. Olsa olsa en fazla birkaç gün daha sürecekti bu durum nasılsa. Sonra O yine geldiği zamanki gibi, yanında bavulu, şirin şirin gülümseyecek, ama bu kez içeri girmek için değil; veda etmek, hiç bitmeyen yolculuğuna kaldığı yerden devam etmek için duracaktı kapının eşiğinde.

IŞIK

mavilikler | 01 January 2010 08:22

Sonunda bir ışık var mı?
Yoksa son hiç sonlanmayacak,
Hiç güneş doğmayacak mı?
Sen ordasın, bilirsin.
Söyle hadi, ışık var mı?
Yoksa gülümseyişin yalan,
Beni çağıran bir tuzak mı?
Tamam, kabul ediyorum.
Eğer yalansa bile…
Eğer ışık yok ise…
Ben yine de geliyorum.
Beni ışığa çağıran
Zaten o gülüşün değil mi?
Işık olsa da bir olmasa da…
Gülüşün aydınlatır beni.

requem- dua

astral | 24 August 2009 16:19

Requem- filozofumdu. ‘Var mı böyle biri, gerçek mi acaba?’ dediğimdi…

Sebep benim, kalmasına da gitmesine de.

Tanıdığım ilk gün -deli etkilendik.- O etki büyü gibiydi. Gitti, aradan iki yıl geçti. Etkisi azaldı, bitti hatta desem; yalan! Yok öyle birşey.

Sanki kopmadık. Sanki parçalanmadı, evrende atomlarımız farklı kıtalara dağılıp, birbirimizi unutup, yaşama öyle ediyor olduğumuz, yalan!

Ankara. O şehir ki, her gün sokaklarını arşınladığın, bir ton gereksiz adamla karşılaştığın şehrin… ‘Her küçük adım, uzak diyarların sebebi değil mi?’ Görülmez mi o kalp- o ruh- o yürek/ o tutku tekrar?

Benden Bene Yolculuk

ONAYI | 18 July 2009 12:33

İçinde bulunduğun şu an itibariyle dünyanın en saf, en şeffaf su damlacığının içinde uzun bir yolculuğa çıkmak üzeresin. Bu yolculukta bazen yağmur olup yağacaksın. Ancak diğer yağmur taneleri içerisinde en güzel çiçeğin üzerine düşen sen olacaksın.Bazen ise _belki akranlarından daha akıllı olduğundan_ kafasını yere eğip çamurla oynamak yerine göğe kaldırıp hayranlıkla yağmuru hisseden çocuğun avucuna düşeceksin. Güzel’le, güzeli görebilenin kavuşması dünyanın en müthiş anıdır. Yalnızca kafasını çamurdan kaldırabilenlerin yaşamayı hak edeceği çok özel bir an.Benzer deneyimlerden sonra, en nihayetinde denize ulaştığında ise; onun büyüklüğüne bakıp ürpererek teslim olmayı düşüneceksin. İşte tam da o an;Avucuna düştüğün küçük çocuğu, can kattığın en güzel çiçeği _sen olmadan açmayan, açamayan_ o en güzel çiçeği hatırlayıp en önemli kararını vermek zorunda kalacaksın.Çoğu insan gibi seni sen yapan _ve de yapacak olan_ tüm özelliklerinden vazgeçip o engin denize katılarak çoklukta hiç mi olacaksın yoksa diğer ”sen”e ulaşabilmek adına çetin bir yola mı gireceksin?Bu; ta’ki yolculuğun sonuna geldiğinde vereceğin karar…Ancak önce bu yolculuğa çıkmak isteyip istemediğinin kararını vermelisin.İçinde bulunduğun şu an itibariyle dünyanın en saf en şeffaf su damlacığının içinde uzun bir yolculuğa çıkmak üzeresin. Ama aynı zaman da bu yolculuğa sırt çevirmek üzeresin.Ve de bilmelisin ki; bir su damlasının içinde olmak her şeyi çok farklı ama en doğal haliyle görmektir. Orada yalnızca berrak görüntüler vardır. Ne iç gıcıklayıcı sesler ne de samimiyetsiz sözler sana ulaşamaz.

Hayallemek

liquidlightening | 04 June 2009 16:00

Bir sevgili hayallemek? Bir çocuk masalı dinlemeyi beklemek, en mutlu sonlusundan ya da bir efsane yaşamayı dilemek.
Bir peri hayallersin, mitolojiden fırlayacak bir Tanrıça kim bilir.
Bir prens beklersin ömrün sonuna kadar, her karşına çıkanı o zannedersin yanılacağını bile bile, yılmadan tekrarlarsın kendini.
Belli koşullar vardır, belli kriterler.
Dayatmalarla takdire şayan bir mutluluk hayallersin ama kendin için olmayan.
Sen başka, o başka, yandığın yer ve yanan başka zannederek.
Değişen bir tek şey var o da alevin, yanansa aynı. Sense aynı küllerin üzerinde tutuşur tutuşur sönersin yine ve yeniden.
Durursun, neyi gözlediğini bilmeden ivecen bir bekleyiş ile…
Hayallediklerin birer umut olmuştur, iyice bel bağladığın cinsinden hemde.
Hayallenenler ise tek sefere mahsus olmamıştır hiçbir zaman, o yüzdendir amaçsız bekleyiş.
Hele Bazı ruhlar vardır ki, bekleyiş içinde olduklarını bilemeyecek kadar hayallenmiş.