bildirgec.org

akp hakkında tüm yazılar

Demokratik Açılım ve Terör konusunda Hükümet ve Muhalefet nerede duruyor?

arago | 12 December 2009 12:43

Ülkemizin huzuru adına iyi niyetle atılmış bir adım, hatalı bir ifadeyle yapılan başlangıç ve sonradan düzeltilen bir tanımla başladı demokratik açılım. Muhalefetin blok halinde, içeriği ne olduğu bilinmeden açılıma karşı sert bir duruş sergilemeleri anlaşılır gibi değildi. Kamuoyu yoklamalarında halkın %75’i açılımı destekler görünüyordu. Ancak açılımın ilk adımları ile başlayan PKK terörü halkın bir kısmında kafa karışıklığına neden oldu. Bunların arasında AKP’ye oy veren insanlar da bulunuyor.

KÜRT AÇILIMI VE HİTLER

antiemperyal | 23 October 2009 09:47

C.Eren ÇELİK

Açılım dendi, saçılım dendi işte bugün gelinen noktada 34 tane PKK’lı geldi, bu PKK’lı grup serbest kaldı, 2 gün boyunca mitingler düzenlendi, gövde gösterisi yapıldı.

İşin en ama en garip ve acı yanı şu ki; İçişleri Bakanı bu teröristlerin Türkiye’ye girişlerinin hukuki zemininin “etkin pişmanlık yasası” olduğunu ifade ediyor ancak gelen teröristlerden (yoksa barış elçisi (!) mi demeliydim ?) hiç birisi “etkin pişmanlık yasasından” yararlanmak istemiyor. Sebep olarak da pişmanlık duyacakları bir şey yapmadıklarını ifade ediyorlar.

İYİ Kİ YAZI İCAT EDİLMİŞ !

antiemperyal | 10 October 2009 15:41

C.Eren ÇELİKBoşuna demiyoruz kardeşim “Eller gider Mersin’e biz gideriz tersine” diye…

Bütün Dünya, 3G teknolojisine geçmiş, görüntülü konuşma devri başlamış, yakında neredeyse karşılıklı hologramlarla konuşulacak, biz “mektuplaşıyoruz”.

Yahu Başbakanımızın şair ruhlu olduğunu bilirdik de nostaljiyi bu kadar sevdiğini bilmezdik. Halbuki o ne ince ruhlu, o ne kibar, o ne ince bir tavır öyle…

Koskoca Başbakanımız, hem de “Kasımpaşalı” Başbakanımız almış eline kağıdı kalemi, ana muhalefet partisi liderine “mektup yazmış”. Merak ediyorum içine kurutulmuş gül falan da serpiştirmiş midir acaba ?

Kürt Açılımının İçeriği Ne Olmalı?

64egesel64 | 10 October 2009 09:33

İşte benim kürt açılımım:

1. Öncelikle toprak reformu yapılmalı. Ağalık ve aşiret sistemi kaldırılmalı, toprak işleyenler arasında eşitce paylaştırılmalı, suça karışan ve suç örgütü gibi çalışan aşiretlerin kökü kazınmalıdır.

Joseph Fouche

buddhala | 07 October 2009 14:00

Rafta gördüğümde, ilgimi çekmeyen bir kitaptı aslında. Arkadaşım tavsiye etmişti ve içini karıştırınca okumam gerektiğine karar verdim.
Fransız ve dünya tarihinde belli bir yere sahip olamamış gibi gelir size Joseph Fouche, yoldan geçenlere sorsanız “İşe yetişmem lazım!” cevabını alırsınız, “Tanımıyorum!” ya da “Bilmiyorum!” demeye bile tenezzül etmez sorduklarınız. Sadede gelelim ve şahsi kanaatim, bir meslek ancak bu kadar kusursuz icra edilebilir ve ancak bu kadar iyi yapılabilirdi. Farklı yönlerden özdeşleştirdiğim biri daha vardı ama o bir film karakteriydi:Heath Ledger’ in Joker’ i. Bu ise kanlı canlı, Joseph Fouche’ dir. İkisinin en büyük ortak özelliği, birini onlara benzetirseniz Joker’ i de, Fouche’ yi de aşağılamış olursunuz. Çünkü kimse onlara benzeyemez, benzetilemez. Tarihin kötü karakterilerinden biri gibi gelir size, Joseph Fouche. Napoleon’ un önceleri sağ koluyken, sonradan “yaşamım boyunca tanıdığım en kusursuz dönek” diye nitelendirdiği Joseph Fouche, güvenlik bakanıydı. Abdullah Öcalan’ ın güvenlik bakanı olduğunu düşünün. Burda hakaret Fouche’ ye değil, Napoleon’ adır. Hiç kimse sağ kolu olan bir insanı, kendisi düştükten sonra -ki Napoleon’ un da ipini Fouche çekmiştir.- hala başta görmeye dayanamaz. Bunu sizi terk eden sevgilinizin hemen bir sevgili bulup mutlu olduğunu duyduktan sonra ona bok atmanıza benzetebilirsiniz. Sadede gelelim deyip yine uzattım: dünya siyaset tarihinde yüzlerce bu adamdan kırıntılara sahip insanlar vardır, siyasetçiler, iş adamları, öğretim görevlileri vardır, gazeteciler vardır ama hiç biri Joseph Fouche gibi değildir. Joseph Fouche’ de Joker gibi gökdelenden düşerken Batman’ i de aşağı çekmiştir. Batman artık eski Batman değildir, Dark Knight’ tır veya Napoleon koltuğunu paşalar gibi Kral’ a (Louis XVI) devretmiştir.

DEMOKRATİK AÇILIM SAFİYE İLE FAİK’İ VURDU !

antiemperyal | 06 October 2009 10:21

C.Eren ÇELİK

Son günlerin Türkiye için en çok konuşulan, hiç şüphesiz en kritik konusu “Demokratik Açılım” yahut “Kürt Açılımı” olarak adlandırılan süreç.Ancak bu süreç gerek AKP’nin basiretsiz polikası, gerekse muhalefetin baştan koyduğu tavır ile birlikte toplumu giderek germeye daha da kötüsü yavaş yavaş bir kamplaşmaya doğru götürmeye başladı. Sürece korku ile bakan, bütünlüklerini tehlikede hisseden ve bütünlüklerini tehlikeye atanları da doğal olarak Kürtler olarak gören Türk unsurlar Kürtlere karşı açıktan tepki göstermeye başladılar.İşte size çarpıcı bir örnek…

MEYDANLAR SUSMAZ

antiemperyal | 05 October 2009 09:35

C.Eren ÇELİK

Lafı evelemeye gevelemeye, öte yana beri yana çevirmeye hiç gerek yok. Doğan Grubu’na son kesilen vergi cezası tamamen siyasi, tamamen hesaplı kitaplı olarak verilmiş bir cezadır. Açıktır ki AKP iktidarı yeniden dizayn etmeyi hesapladığı medyada Aydın Doğan’a hayat hakkı tanımamayı kafasına koymuştur.Ancak sorun çok daha büyük bir sorundur. Öyle Tayyip Erdoğan-Aydın Doğan sorunu, yahut bir grubun yok edilmesi falan gibi bir sorun değildir. Bugün gelinen noktada Doğan Grubu’na verilen vergi cezası resmi olarak uygulandığı gün bu ülkede basının özgür biçimde yazı yazabilme devri tamamen sona ermiş olacaktır. Ha AKP’nin istediği de budur zaten, bu nedenle basının bu hale düşecek olması onları hiç mi hiç enterese etmez.Kimse kimseyi kandırmasın. Böylesi büyük bir ceza ve tasafiye operasyonun ardından hiç bir patron -ki o zaman yandaş medya dışında geriye zaten Ciner ve Karamehmet kalıyor- kalkıp da gazetelerinde yahut televizyonlarında iktidarı eleştiren yazılar yazdırıp,programlar yayınlatmaz.Patronlar köşe yazarlarını, genel yayın yönetmenlerini önce kibar dille uyaracaklar sonrasında burnunun dikine gidenleri de kapının önüne koyacaklardır.Bu hareket, bu davranış biçimi AKP iktidarının ruhsal bozukluğunu da ortaya koymaktadır. “Herşeyi en iyi ben bilirim”, “Her şeyden en iyi ben anlarım”, “Ben yapıyorsam mutlaka doğrudur” şeklinde bir megalomanianın içerisinde, kendisine en ufak bir eleştiriyi bile hazmedemeyen, kendisine bağırıp çağırmaktan başka yapabileceği hiç bir şey olmayan gariban vatandaşını bile azarlayarak hakir gören böylesi bir yapının Türkiye’yi yönetmesi çok hazindir.AKP, aslında bu vergi cezası ile , Ergenekon Davası ile başlattığı “Korku İmparatorluğu” projesine çok önemli bir tuğla daha daha yerleştirmektedir. Düşünsenize öyle bir ülkedesiniz ki iktidara muhalifsiniz ama bunu açıkça söylemeye çekiniyorsunuz, çünkü içeriye alınmaktan, aylarca hapis yatmaktan ve hatta belki orada ölmekten korkuyorsunuz.İşte Ergenekon Davası ; yaratılmak istenen “Korku İmparatorluğu” için mutlaka gerekli olan bu pisikoloji için gerekli zemini hazırladı. Muhalif seslerin çoğu susturuldu, insanlar sindirildi.Bu vergi cezası ise Ergenekon süreci içerisinde hala sinmeyen, hala muhalif tavır takınan, hatta bunu gazetelerindeki köşelerinden, televizyon programlarından yaparak daha da kitleselleştiren kişilere karşı uygulanıyor. Dolayısı ile onların bağlı bukunduğu medya grubu cezalandırılıyor. Aslında bu kişiler üzerinden topluma da mesaj veriliyor: “Bakın muahlif olan, eleştirenlerin sonu böyle. En ufak eleştiri bile duymak istemiyoruz”Doğan Grubu’nun tasfiyesi sadece bir medya grubunun tasfiyesi olsaydı binlerce insanın ekmeğinden olması nedeni ile bile “önemli” bir olay olurdu ancak bu tasfiye, ülkede basını hizaya getirme, kontrolüne alma, tek sesliliğin adımlarını atmaya başlama noktasındaki siyasal bir planın parçası haline getirildiği içindir ki artık sistem için “hayatiyet” arz etmektedir.Bu vergi cezasının uygulandığı gün bu toplumu yöneten ve yönlendiren pek çok güç odağının o ana dek direnselerde o andan itibaren diz çöküp kayıtsız şartsız biat edecekleri açıktır.İşte o biatlardan sonra süreç içerisinde ortaya AKP’nin “azınlık tiranlığı” çıkacaktır ki; bunun sonuçlarını tasavvur dahi etmek istemiyorum.Ancak Başbakan bilmelidir ki; köşeleri boşaltıp, ekranları karartabilir.Ancak taşkın meydanları susturmaya ve öfkesini dindirmeye tarihte hiç bir iktidarın, hiç bir tiranın yahut hiç bir hükümdarın gücü yetmemiştir.Meydanları sustaramazsınız sayın Başbakan…

Kürt Açılımı, AKP ve Yanlışları

64egesel64 | 29 September 2009 22:44

İktidar ortaya ” Kürt Açılımı” adı ile bir mesele ortaya attı. Bu açılım ile terörün biteceğinii Doğu ve Güneydoğu da mutlak bir barışın egemen olacağını dile getirdiler. Fakat bu açılımın ne şekildeolacağı konusunda ne Başbakan ne de AKP milletvekilleri ortaya somut bir proje koyamıyorlar. Ayrıca muhalefet partilerini de kendilerine destek vermedikleri için suçluyorlar. Muhalefet partileri de haklı olarak içeriğini bilmedikleri bir konuya destek vermeyeceklerini söylüyorlar.