bildirgec.org

2005 hakkında tüm yazılar

Oliver Twist (2005)

queennothing | 17 January 2011 13:13

Fransa’da dünyaya gelen yönetmen Roman Polanski‘nin çektiği sinema filmi “Oliver Twist“, edebiyatın güçlü kalemlerinden Charles Dickens’in aynı adı taşıyan romanından uyarlandı. Ronald Howard tarafından sinemaya uygun bir senaryo haline getirilen film, 2005 senesinde vizyona girdi. Filmde ‘Oliver Twist’ karakterini genç oyuncu Barney Clark canlandırırken Ian McNeice, Jeremy Swift, Richard Durden ve Michael Heath gibi isimler de yer alıyor.

Yetimhanede dünyaya gelen Oliver Twist, bir aile tarafından çıraklık yapması için alınır ve küçük çocuk burada yaşamaya başlar. Bir zaman sonra bu evden kaçan Oliver’in edebiyata olan yetenek ve düşkünlüğü, bir adam tarafından hayatı boyunca sahip olamayacağı nimetlerle donatılmasına yarar ve küçük çocuk bambaşka bir dünyaya adım atar.

The Interpreter (2005)

queennothing | 31 December 2010 12:11

2008 senesinde, 73 yaşındayken hayatını kaybeden Amerikan yönetmen Sydney Pollack’ın yönetmenliğini üstlendiği sinema filmi “The Interpreter” (Çevirmen), 2005 senesinde vizyona girdi. Martin Stellman ile Brian Ward’ın senaryosunu yazdıkları film, 80 Milyon Dolar gibi bir bütçeyle tamamlandı. Pollack’ın ölmeden evvel yönettiği son film olan The Interpreter’de Amerikan aktris Nicole Kidman, iki Oscar Ödüllü aktör Sean Penn, Amerikan aktris Catherine Keener, Yvan Attal ve Jesper Christensen rol alıyor. Filmle ilgili tuhaf bir ayrıntıyı da vermeden geçmeyelim; Kidman’ın oynadığı ‘Silvia Broome’ rolü, başta Naomi Watts’a teklif edilmiş, ancak aktris, bu rolün arkadaşı Kidman’a daha çok yakışacağını düşünerek teklifi reddetmiş. Kidman ise rolü, senaryoyu okumadan kabul etmiş.

Birleşmiş Milletler Sekreterliği’nde çevirmen olarak görev yapan Silvia Broome, bir suikast tehdidi alır. Durumun ciddiyetini kavrayan FBI’da Silvia’yı korumak için Tobiin Keller adında bir ajanı görevlendirir. Genç kadının bir şeyler sakladığından şüphelenen Ajan Tobin’in hayatı da şimdi suikastçıların hedefidir.

Black (2005)

daredu | 28 December 2010 09:45

Black (2005)
Black (2005)

Yönetmenliğini Sanjay Leela Bhansali‘nin üstlendiği, başrollerini
Amitabh Bachchan ve Rani Mukherjee‘nin paylaştığı Black (2005) filmi, doğuştan görme ve işitme engelli genç bir kızın hayata tutunmasına yardımcı olmak isteyen öğretmeni ile birlikte girdiği zorlu yolculuğu konu alıyor. 2005 Hindistan yapımı olan film Amerika, Hindistan, Avustralya ve İngiltere’de vizyona girmiş ve büyük ilgi görmüştür.

Küçük Michelle’in doğduktan kısa bir süre sonra ne duyabildiği ne de görebildiği anlaşılmıştır. Ailesi küçük kızları için ne yapacağı konusunda tamamen çaresizken bu durum gün geçtikçe içinden çıkılmaz bir hale gelmiştir. Ne olduğundan haberi olmayan, karanlıklar içerisinde sadece nefes alan ve bir hayvan gibi yaşamaya çalışan ufak kız ve ailesi için umutsuz yaşam mücadelesi, son çare olarak danıştıkları öğretmen Debraj Sahai ile başarması zor bir yola girişmeleriyle devam eder. Ne görebilen ne de duyabilen birisine yaşamayı nasıl sevdirebilirsiniz ki ? Neler öğretebilirsiniz ? Duyguların ve hislerin kelimelerle karşılık bulamadığı bu dram filminden etkilenmemek elde değil.

Anthony Zimmer (2005)

alploganer | 21 December 2010 09:51

Hazır Turist de vizyona girmişken Anthony Zimmer‘ı hatırlamanın tam zamanı diye düşünüyorum. 2005 yapımı bir Fransız filmi Anthony Zimmer. Başrollerinde Sophie Marceau ve Yvan Attal’ı bulunduran film, suç ve romantik türün eğlenceli bir harmanı adeta.

Konusuna gelirsek; Anthony Zimmer, uyuşturucu kaçakçılığı, kara para aklama gibi birçok suçtan aranan bir suçludur. Karısı Chiara’nın (Sophie Marceau) da yardımıyla uzun süredir saklanmaktadır Zimmer. Bir gün Chiara bir mektup alır. Mektuba göre kocasına benzer birini bulup, bulduğu kişiyi polislere kocasıymış gibi göstermesi istenmektedir. Bir anlamda estetik ameliyat olan kocasının tanınmamasından faydalanıp bütün bu olaylardan sıyrılmasını sağlayacaktır. Chiara da kendisine kurban olarak trende gördüğü François Taillandier’ı (Yvan Attal) seçer. François farkında olmadan büyük bir belaya bulaşmıştır artık. Ve başına gelen bu olayları tatlı bir tesadüften ibaret görmektedir.

Star Wars: Episode III – Revenge of the Sith

inanck | 10 November 2010 14:50

Star Wars efsanesinin 3. filmi 2005’te gösterilen “Episode III – Revenge of the Sith”.

A long time ago, in a galaxy far, far away.. cümlesiyle başlayan ve arka planda çalan tema eşliğinde uzay boşluğuna doğru akan “Intro” (başlangıç) metni bilindiği üzere Star Wars serisine özgü bir başlangıçtır. İlk kez izleyen birisini Star Wars alemine böylece adım atar!

Star Wars serisini daha önce izlemeyenler için bir açıklamayla yazıma başlıyorum : senaryoda takip edilen kronoloji ile filmlerin çekim/gösterim tarihleri farklı. George Lucas 6 filmlik bir seriyi Episode:4-5-6 ve Episode:1-2-3 şeklinde bir sıralama çerçevesinde çekmiş ve izleyiciyle buluşturmuş.

Hem yapımcısı olarak, hem senaryosunu yazarak hem de çekimleri yöneterek Star Wars serisine damgasına vuran George Lucas (Bkz : Lucas Films), 2005 yılında gösterime giren son Star Wars filmi Episode III : Revenge Of The Sith (Sith’in İntikamı) ile sadık izleyicilerine anlatım ve görsellik anlamında tam bir şölen sunmakta.

Star Wars serisinin (bir bakıma) başlıca kahramanı Anakin Skywalker’in hikayesi Episode II’de bırakılan yerden devam etmekte. Tabi aradan biraz zaman geçmiş, Skywalker da bir önceki filmden sonra karşımıza genç bir adam olarak çıkıyor.

Filmin başında General Gravious’un Şansölye Palpatine’i kaçırmış olduğunu ve Jedi konseyinin bu durumla karşı karşıya olduğunu görüyoruz. Gelişen şaşırtıcı olayları, tüm galaksiyi etkileyen politik gelişmeleri, diğer yandan Skywalker’in hayatnda bu gelişmelere paralel olarak meydana gelen değişimi izliyoruz. Yoda’nın bilgeliğini, Palpatine’in şeytani zekasını, politikacıların (hatta Jedi Konseyi’nin) zaman zaman düştüğü yanılgıları, Skywalker’in tereddütlerini, diken üstünde ilerleyen bir hikayeyi ve Star Wars izleyicisinin hoşuna gidece birçok detayı zevkle takip ediyoruz.

Just Like Heaven (2005)

calemityjane | 05 November 2010 13:22

Başrollerinde “Walk The Line” (Sınırları Aşmak) filmiyle Oscar alan Reese Witherspoon ve Mark Ruffalo’nun oynadığı çok hoş bir romantik film olan “Just Like Heaven” Türkçe’ye “Cennet Gibi” olarak çevrilmiştir.

Yönetmenliğini ise; “Ghosts Of Girlfriends Past” (Hayalet Sevgilim) ve “Freaky Friday” (Çılgın Cuma) gibi filmleri yöneten Mark Waters yapmıştır.

Film, hikayesini Fransız yazar Marc Levy’nin “If Only It Were True’ adlı eserinden almış. Senaryosunu ise, Peter Nolan ve Leslie Dixon yazmış.

David (Ruffalo) kiraladığı evde karşısına çıkan ve evin kendisine ait olduğunu söyleyen Elizabeth (Witherspoon) ile karşılanca işler karışır. İki de bir görünüp kaybolan Elizabeth isimli kız da kimdir? Bakalım bu çiftin maceralarının sonu nasıl bitecek?

Şans Kapıyı Kırınca (2005)

firedup | 30 September 2010 12:32

Şans Kapıyı Kırınca
Şans Kapıyı Kırınca

Yönetmen ve Senaryo: Tayfun Güneyer
Gösterim Yılı: 2005
Tür: Komedi

Tayfun Güneyer‘in ilk sinema filmi olan Şans Kapıyı Kırınca 2005 yılında Küba’da çekilmiş. Başrollerde Ferhan Şensoy ve Asuman Dabak yer alıyor.

Filmin kısaca konusu ise şöyle: Aile babası Kuddusi (Ferhan Şensoy) “Şans Kapıyı Kırınca” adlı yarışmaya katılınca büyük ödülü alabilmek için yiyeceklerin kalorilerini ezberlemesi gerekiyor. Fakat bir patatesin kalorisini hatırlayamaması üzerine aldıkları teselli ödülü ile film başlar. Teselli ödülü olarak ise daha önce adını hiç duymadıkları, haritada yer almayan Barbunya Adası’na giden ailenin başına türlü olaylar gelir.

Şans Kapıyı Kırınca
Şans Kapıyı Kırınca

Kurgusu, türk ailesine olan benzerlikler ve esprilerin kalitesi ile gönülleri fetheden film ne yazık ki sinema sitelerinde yeterli puanı alamamış:
IMDB’de 5,8 puan
Beyazperde.com’da 6,7 puan
Sinemalar.com’da 6.6 puan ve
Sinematurk.com’da 7,82 puan almış.

kutsal yürek (2005)

freeradical | 12 August 2010 10:34

Ferzan Özpetek’in sineması insanın içine işler. Bunun en güzel örneklerinden biri kutsal yürek (Cuore sacro) diyebilirim.

Senaryonun derinliği, görselliğin müzikle uyumu, karakterlerin işlenişi, hemen her şeyin abartısız bir detayla aktarılması olağanüstüdür.
Film izlenirken, bu kadar az şey sunularak, bu kadar çok şey hissetmemi nasıl sağlar diye düşünebilirsiniz. Bu his, kimi zaman bir bakış, kimi zaman bir mimik, ansızın giren bir müzik ya da yalnızca tek bir cümle ile olabilir.

Annesinin ölümünden sonra halasının himayesinde büyüyen İrene, babasının mirası olan şirketin başına geçmiş hırslı ve oldukça zengin bir iş kadınıdır.

Bewitched (2005)

queennothing | 26 June 2010 11:04

1964 – 1972 arasında yayınlanan 8 sezonluk TV dizisi “Bewitched“den uyarlanan 2005 çıkışlı sinema filmi “Bewitched“, eleştirmenler tarafından ‘oyuncular arası iletişimsizlik’ gerekçesiyle pek başarılı bulunmasa da, seyircisine hoş geçecek bir 100 sakika sunuyor. Üç defa Oscar’a aday gösterilen Amerikan senarist/ yönetmen Nora Ephron‘un yönetmenliğini yaptığı filmde Oscar Ödüllü aktris Nicole Kidman, Will Ferrell, Shirley MacLaine ve Michael Caine rol alıyor.

Parmak hareketiyle istediği hr şeye sahip olabilen Isabel, bu durumdan sıkılmış, normal insanlar gibi hefeflerine uğruna savaşmayı öğrenmek istemektedir. Çapkın ve sihir yoluyla istediği her kadını elde eden babasının itirazlarına rağmen sihir yapmayı bırakacağını söyleyen genç Isabel, yalnız başına bir gün kafede otururken hayatının fırsatını yakalar. Ülkenin en ünlü ve en zengin aktörlerinden olan Jack Wyatt’tan yeni çekilecek bir dizi için oyunculuk teklifi alan Isabel, ‘normal’ birisi olabilmek için eline geçen bu fırsatı değerlendirmeye karar verir ve teklifi kabul eder.

Everything Is Illuminated (Her Şey Aydınlandı)

RedHotChili | 21 June 2010 09:41

Yönetmenliğini birçok filmde karşımıza oyuncu olarak çıkan Liev Schrieber‘in yaptığı filmde Jonathan (Elijah wood) adında koleksiyoncu Yahudi bir gencin 2.Dünya Savaşı sırasında dedesinin hayatta kalmasını sağlayan kadını bulmak için Ukrayna’ya gidişi ve orada yaşadıkları anlatılıyor.

Saçları, gözlüğü ve takım elbisesiyle dikkat çeken iyi aile çocuğu Jonathan‘a tüm zencilere hayranlık duyan dansçı Alex (Gogol Bordello‘nun hiperaktif solisti Eugene Hutz) , Alex‘in kendini kör sanan büyükbabası (Boris Leskin) ve büyükbabasının çok sevdiği köpeği Sammy Davis Jr. Jr.eşlik ediyor.