bildirgec.org

inanck

11 yıl önce üye olmuş, 5 yazı yazmış. 0 yorum yazmış.

The English Patient (1996)

inanck | 14 November 2010 11:45

Savaşlar, geride bıraktıkları acılar, felaketlerle içine geçmiş büyük aşklar beyaz perdenin sıklıkla işlediği bir tema olagelmiştir.

1996 yapımı, yönetmenliğini Anthony Minghella’nın üstlendiği “The English Patient” bu temayı başarıyla beyaz perdeye taşımış 9 Oscar’lı olağanüstü bir film.

Kuzey Afrika çöllerine düşen bir uçaktan ağır yanıklarla kurtulan Kont Laszlo de Almasy’nin (R.Fiennes) tedavi amacıyla yollandığı İtalya’da gözlerini açmasıyla başlar film. Ölümcül yaralarına rağmen müttefik kuvvetlerle beraber başka bir bölgeye nakledilen hasta, kendisiyle ilgilenen hemşire Hana’nın (J.Binoche) ısrarıyla yol üzerinde yıkık dökük bir kiliseye yerleştirilerek Hana’ya emanet edilir.

Hikayeye bu sırada katılan Caravaggio (W.Defoe)’nun kendileriyle aynı viraneye sığınmasından sonra “hasta” nın belleği de ağır ağır yerine gelecektir.

Sevdiklerini bir bir kaybetmiş Hana (Juliette Binoche), bu esnada tanıyacağı Kip (N.Andrews) ile yeni bir umuda tutunurken, izleyici de Kont Almasy’nin kimi zaman canlanan belleğinde gizlenmiş yasak bir aşk hikayesine tanıklık etmeye başlar.

Star Wars: Episode III – Revenge of the Sith

inanck | 10 November 2010 14:50

Star Wars efsanesinin 3. filmi 2005’te gösterilen “Episode III – Revenge of the Sith”.

A long time ago, in a galaxy far, far away.. cümlesiyle başlayan ve arka planda çalan tema eşliğinde uzay boşluğuna doğru akan “Intro” (başlangıç) metni bilindiği üzere Star Wars serisine özgü bir başlangıçtır. İlk kez izleyen birisini Star Wars alemine böylece adım atar!

Star Wars serisini daha önce izlemeyenler için bir açıklamayla yazıma başlıyorum : senaryoda takip edilen kronoloji ile filmlerin çekim/gösterim tarihleri farklı. George Lucas 6 filmlik bir seriyi Episode:4-5-6 ve Episode:1-2-3 şeklinde bir sıralama çerçevesinde çekmiş ve izleyiciyle buluşturmuş.

Hem yapımcısı olarak, hem senaryosunu yazarak hem de çekimleri yöneterek Star Wars serisine damgasına vuran George Lucas (Bkz : Lucas Films), 2005 yılında gösterime giren son Star Wars filmi Episode III : Revenge Of The Sith (Sith’in İntikamı) ile sadık izleyicilerine anlatım ve görsellik anlamında tam bir şölen sunmakta.

Star Wars serisinin (bir bakıma) başlıca kahramanı Anakin Skywalker’in hikayesi Episode II’de bırakılan yerden devam etmekte. Tabi aradan biraz zaman geçmiş, Skywalker da bir önceki filmden sonra karşımıza genç bir adam olarak çıkıyor.

Filmin başında General Gravious’un Şansölye Palpatine’i kaçırmış olduğunu ve Jedi konseyinin bu durumla karşı karşıya olduğunu görüyoruz. Gelişen şaşırtıcı olayları, tüm galaksiyi etkileyen politik gelişmeleri, diğer yandan Skywalker’in hayatnda bu gelişmelere paralel olarak meydana gelen değişimi izliyoruz. Yoda’nın bilgeliğini, Palpatine’in şeytani zekasını, politikacıların (hatta Jedi Konseyi’nin) zaman zaman düştüğü yanılgıları, Skywalker’in tereddütlerini, diken üstünde ilerleyen bir hikayeyi ve Star Wars izleyicisinin hoşuna gidece birçok detayı zevkle takip ediyoruz.

Once Upon a Time in the West (C’era una volta il West)

inanck | 10 November 2010 10:18

Spagetti Western denince akla gelen birkaç film ve yönetmen sayın deseler, bu tarza meraklı kişilerin aklına gelecek ilk örnekler Sergio Leone ve ünlü yapıtları “İyi Kötü ve Çirkin” ile “Bir Zamanlar Batı’da” olacaktır.
Benzeri belki de bir daha çekilemeyecek bu tarz filmler sinema dünyasına Clint Eastwood, Henri Fonda gibi yıldızların ismini kazımakla kalmamış, 70-80’li yıllarda büyüyen neslin hafızasında önemli bir yer kaplamıştır.

Orjinal adı C’era una volta il West olan film dönemin ekonomik koşulları gereği (buna benzer birçok filmde de görüldüğü üzere) İspanya’da çekilerek 1966 yılında gösterime girmiş. 1989’da dünyaya gözlerini yuman ünlü İtalyan yönetmen Sergio Leone, The Good the Bad and the Ugly, A Fistful Of Dollars gibi filmerle tanınan çok önemli bir isim.

Başrollerde Charles Bronson (mızıkalı adam), Henri Fonda (Frank), Claudia Cardinale (Mrs McBain) oynuyor.

Some Like It Hot (Bazıları Sıcak Sever)

inanck | 09 November 2010 14:40

Bazıları Sıcak Sever (Some Like It Hot), iki müzisyenin (Tony Curtis : Joe, Jack Lemmon : Jerry rolünde) tesadüfen mafya içi bir hesaplaşmaya şahit olması, bunun peşisıra gelişen olaylarla gelişen ve hikayeye Marilyn Monroe’nin dahil olmasıyla renklenen siyah beyaz bir komedi klasiği.

1959 yapımı filmde “Sugar” rolüyle başrolde Marilyn Monroe var, yönetmen Billy Wilder. (Wilder’in 1945 ve 1960 yıllarında en iyi yönetmen dalında Oscar ödülünü aldığını hatırlatalım)

poster
poster

Siyah beyaz perdenin epey uzağında, sinemanın eski büyüsünü sık sık “box office” listelerinde ya da “ölmeden önce izlemeniz gereken 100 film”, “en güzel filmler” gibi sıralamalarda arayan bizim nesil için bile – neredeyse herkesin adını mutlaka bir kez duyduğu bir film. Bu kadar şöhretin özdeşleştiği isim elbette Marilyn Monroe. İddialı bir deyişle, daha evvel herhangi bir filmini izlemeyenlerdenseniz, Bazıları Sıcak Sever’i izlemek için sadece Marilyn Monroe efsanesine tanıklık etmeyi istemeniz oldukça yerinde bir sebep olabilir!

The Ghost Writer

inanck | 02 August 2010 10:12

The Ghost Writer, Robert Harris’in The Ghost adlı romanından uyarlanmış, 2010 yapımı bir politik gerilim. Roman Polanski‘nin yönetmenliğini yaptığı filmde Ewan McGregor ve Pierce Brosnan başrolde.

İngiliz bir yazar olan kahramanımız, (E.McGregor) eski bir İngiliz başbakanın (P.Brosnan) biyografisini tamamlamak üzere bir yayıncılık şirketi tarafından işe alınır. Yüksek gelir vaad eden bu yeni iş aynı zamanda kendisini soru işaretleriyle dolu, tehlikeli, çok bilinmeyenli bir denklemin tam ortasında bulmasına yol açar.

Biyografinin kahramanı bir başbakan olunca kaçınılmaz olarak güncele dair birtakım olaylara da göndermeler olması beklenebilir, nitekim filmde de bu tür gelişmelere dolaylı yoldan sıkça yer verilmiş. Son yıllarda teröre karşı mücadele gerekçesiyle işgal edilen ülkeler, bununla beraber meydana gelen insan hakları ihlalleri, senaryoda kendisine yer bulan başlıca gelişmeler.