virüs materyali
Virüslerin evrimsel kökeni ayrı ve büyüleyici bir sorundur. Virüsler etrafındaki tartışmalar daha çok şu iki görüş üzerinden yapılmaktadır;1) İstisnalar dışında virüslerin tüm ana sınıfları baz alındığında ökaryotik virüsler prokaryotik virüslere göre daha fazla çeşitlilik gösterir.2) Bununla birlikte ökaryotik virüsler bakteriyofajlarla ve çıkarcı genetik materyallere sahip prokaryotik virüslerle önemli sayıda gen paylaşırlar.Prokaryotik ve Ökaryotik virütik materyaller arasındaki ilişki her zaman komplekstir. Bu doğrultuda açıklama yapacak olursak, spesifik ökaryotik ve prokaryotik gruplar arasındaki direkt bağlantılar genellikle izlenebilir değildir. Bir saniyeliğine gelişmekte olan ökaryotik hücreleri daha sonra da ilkel gen havuzunu karşılaştırmaya tabi tutalım. Virüs potasıyla söz konusu ökaryotik hücre yapıları ve prokaryotik hücre yapıları arasında yapılacak geniş karşılaştırmalar aralarındaki mutualist ilişkiye dayalı anahtar-kilit ilişkisini ve virüslerin bu hücrelerle beraber evrimleşme sürecine dahil olduklarını gösterecektir.
virüslerin ortaya çıkışı üzerine bir hipotez
İlk virütik yapıların, yani günümüzdeki virüslerin ilk atalarının, 4000 milyon yıl önce denizde yaşamın başlamasından sonra ortaya çıktıkları düşünülebilir. Sığ su birikintilerinde başlayan prokaryotik ilk hücrelerin ökaryotik hücrelere uzanan evrimleşme sürecinde belirli safhalarda gerçekleşen spesifik olaylar sonucu hücrelerin kalıtsal materyallerinden ve protein yapılarından bir kısmının hücreden koparak ilk virütik ataları oluşturduğu düşüncelerden birisidir.3500 milyon yıl önce denizden karaya geçişlerinin başladığı düşünülen bakterilerle birlikte virüslerin de mutual bir düzende karaya geçiş yapmaları düşüncesi olağandır. Bunun dışında virütik ataların karasal forma geçmesinin ve karasal düzene ayak uydurmasının/evrimleşmesinin açıklayıcı bir tezi yoktur. Bakterilerin karaya geçişlerindeki evrimsel süreçte virütik ataların da bakterilerden etkilenerek evrimleştiği ve karasal özellikleri kendilerine dahil ettikleri en yaygın görüşlerdendir.1000 milyon yıl önce bitki ve mantarların kıyı bölgelerde koloniler oluşturarak ilk çok hücreli ökaryotik organizmalara evrimleşme sürecinde ilk bitkisel virütik organizmaların da bu süreçten etkilenen virütik ataların evrimleşmesi sonucunda ortaya çıktıkları en yaygın görüştür. Bu durum bitkisel ve hayvansal virüsler sınıflandırmasının yapılmasını sağlamıştır.
virüslerin evrimsel olarak sınıflandırılması
Hayvansal virüslerin ortaya çıkması ise eklembacaklı ve böceklerin bitki ve mantarlarla beslenmek için süründükleri 700 milyon yıl öncesine dayandırılmaktadır. Virüs aleminin en kalabalık grubunu da eklembacaklı virüslerinin oluşturduğu olgusu hayvansal virüslerin bitkisel virüslere oranla daha çok evrimleşmiş oldukları fikrine ulaştırır. Bu da populasyondaki oranlarını canlılar alemine göre ters orantılı bir şekilde artırmıştır. Bunun sonucunda ilk evrimsel sınıflandırma hayvansal virüsler ve bitkisel virüsler olmak üzere iki grupta yapılabildi. Bu ilk, en basit ve genel sınıflandırma şekliydi.Virüslerin atmosfer aracılığıyla da etki göstermesi 350 milyon yıl önce omurgalıların ortaya çıkıp atmosferden nefes almaya adapte olmalarıyla gerçekleşmiş olabilir. Bu evrimsel basamağın da tamamlanmasıyla virüslerin atmosfer ortamını da kullanarak taşınmaya adapte olacak şekilde evrimleşmiş olduğu fikri omurgalıların adaptasyonuyla ilişkilendirilebilir.Günümüzde infekte olduğu organizmayı çoğunlukla ölüme götüren virüslerin ilk atalarının neden birlikte evrimleştikleri hücreleri öldürmediği sorusuna verilen cevap evrimleşme sürecinde virütik ataların pragmatist bir rol izleyerek evrimlerine katkı sağlayacak şekilde konak hücreleriyle mutual bir ilişkiye girdiğidir. Söz konusu dönemdeki ilk virütik yapıların letal etkilerinin evrimsel süreçte kazanmamış olabilecekleri de bir diğer olasılıktır.Evrimsel sınıflandırma bu şekilde yapılabilirken günümüzde daha sık kullanılan sınıflandırma biçimi, virüsün birlikte evrimleştiği ve mutual bir düzen kurduğu konak hücre tipinden daha çok taşıdığı kalıtsal materyalin türüne göre iki grupta yapılmaktadır. Bu iki grup DNA Virüsleri ve RNA Virüsleridir.Önemli Not: Bu yazıda anlatılanlar tamamen tahmini bilgilerdir, bilimadamlarının yorumlarıdır. Bulunabilen en eski virüsler ya da virütik materyaller 20-30 yıllık partiküllerden oluşur. Bu yüzden virüslerin evrimiyle ilgili ya da evrimleşip evrimleşmedikleriyle ilgili beşeri kesin bir bilgi sunulamaz.
yorumlar
Teşekkürler, majesty s infinity, sayfayı açtığımda inanamadım, çünkü ben de bu konuyu araştırıyordum. Bu konuda crenarchaeota hakkındaki bilgiler çok ilginç. Ayrıca “Önemli Not” kısmını da çok iyi düşünmüşsün. Tebrikler..!
ben pek biyolojiden anlamam ama çok emek verilmiş bir yazı.teşekkürler
TEŞEKKÜRLER.
Geeçektende çok bilgilendirici bir yazı olmuş teşekkürler.Bildigim kadarıyla virislerin canlı olup olmadığı hala bir tartışma konusu sizin görüşünüzeüde ögrenebilirmiyim?
eğer canlılarsa erkeği dişisi varmı, nasıl sevişirler bende bunu merak ettim
niye ? her canlı olan şey sevişiyomu ?
ben de onu sordum, onu merak ettim yani, öğrenmek bilgi edinmek açısından
bizim anlayışımıza birşeyin canlı olabilmesi için nefes alıp vermesi veya hareket etmesi gerekiyor ama bence öyle bir zorunluluk yok..
nefes alıp vermenin ve hareket etmeknin her canlı için ortak bir kriter oldunu mu söylemek istiyorsunuz
olmadığını söylüyorum
kim söyliyor öyle olduğunu
beeen
hem olduğunu hem olmadığını mı söyliyorsun
konak hücre içinde canlı, konak hücre dışında cansız varlıklar. virüsler canlı mı cansız mı sorusunun cevabı aslında bu kadar basit. 🙂
@turritopsisteşekkürler yorumunuz için. araştırmanız bakalım sizi hangi bilgilere götürecek? 🙂
güzel imza majesty acaba doktorlara karşı da aynı duruşu sergilyebilir miyizdoktorlardan nefret ediyorum her gidişimde bir parçamı aldı adiler tazminat davası açmak istiyorum topyekününe en iyisinden en kötüsüne:)
doktorlara topyekün düşman olmak mantıklı değil ama bazılarına kesinlikle bir karşı duruş sergilenmeli diye düşünüyorum. sonuçta artık ilaç firmalarıyla anlaşmalı şekilde hiçbir suçu olmayan hastalarına ihtiyacı olmadığı halde o firmanın ilaçlarından yazma alışkanlığı doktorların bir kısmında hasıl oldu. yani bir kısmı bu işi ticari bir sektör olarak görmeye başladı ki, kapitalist bir düzende daha farklı bir şey beklemek de çok mümkün değil. ha buradan sosyalist olduğum anlaşılmasın, her kapitalizm eleştirisi sosyalizm reklamı değildir.sonuç olarak; genetikçiler inşallah yakın bir zamanda hastaları büyük oranda doktorların elinden kurtarırlar da hastalar da biraz olsun rahat yüzü görebilirler. umudum o yönde 🙂
vatandaşta mantık mı kaldı demezler mi sana majesty sigaraya gelen zamlardan haberin yok heralde:) elimizdeki afyonları birer birer alıyorlar tek bi tanrıya sığınmak kalıyor geriye e onada ne zaman meramımızı anlatsak başka tarafa bakıyor toplu cinnet yakındır vesselam:)
anlatsak “anlatacak olsak” olacak bak krize girdim 🙂 şimdi işin yoksa tren raylarında otobüs duraklarında izmarit ara…
insan kılugundaki vürüslerden Allah bizi korusun .Amin.
amin.
Geeçektende çok bilgilendirici bir yazı olmuş teşekkürler.
yazı için teşekkürler 🙂
güzel konuya değinmişsiniz teşekkürler.Şapkat-shirtpromosyon t-shirtpromosyon ürünleripromosyon
teşekkürler güzel konu.kadınkadın güncelkadınlar hakkında güncel bilgiler