Ben bu gün size dün gece okuduğum kitap hakkında neler hissettiğimi aktarmak istiyorum. Kitap okumak yazmaktan daha kolay ve keyifli bence. Gece 03:00 ‘a kadar elimden bırkamadığım zaman zaman da gözlerimden yaşlar inmesine engel olamadığım bu kitap. Helede kitabın içeriği hakkında bilgiye (yaşayarak yada çokça duyarak) sahipseniz. Nihat BEHRAM’ın ”DAR AĞACINDA ÜÇ FİDAN”. Bu arada bu kitabın belgesel anlatı olduğunu da belirtmek isterim. Ben 68’ler kuşağını birebir yaşamadım ama çocukluk yıllarımda 75-80 arasını hiç unutamadım. 80’lerde çocuk sayılacak yaşda idim. Buna rağmen abimin üniversitede (İ:T:Ü:) okuması nedeni ile belkide pek çok olaydan haberim var. Bir kaç yıl boyunca radyo ve televizyonlardan haberleri anne ve babamın pür dikkat korku içinde dinledikleri günleri (İst.dışında idik o zamanlar), ( aman evladımız hakkında ne duyacağız diyerek ) unutmam tabiki mümkün değil. Şükürler olsun biz kötü bir haber duymadık. Ama ya duyup yürekleri halen yananlar için ne diyebilirim ki. Neyse ben aktarımıma döneyim.Kitabı bırakamadım an be an içinde yaşadığımı hissedip çok etkilendim. Daha öncede bu kitabın içerdikleri kişiler ve konular hakkında kitaplar okumuştum. Fakat bu çok başka. Çünkü anlatılanlarla bu gününü karşılaştırdığımızda çok da haksız olmadıklarının görebiliyorum.Yazık ne diyebilirim. Bildiğim en önemli şey bu ülkenin bu güne gelebilmek için Başta Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun silah arkadaşları vede milyonlarca şehitimizin haklarının nasıl ödenebileceğidir. Bize bırakılan Ay,Yıldızlı bayrağı (hürriyetimizi,cumhuriyetimizi, hatta varlığımızı temsil eden) bizde bizden sonraki kuşaklara aynı temizliği içeriğinin bize getirdiklerini kirletmeden sonraki nesillerimize aktarmakdır isteğim. Şahsım adına elimden geleni yapacağım.Dediğim gibi paylaşmak adına yazdım.Bulutlar da hafif mi kar taneleri kadarÖzgürlüğün borcu mu ödeniyorYaralar mı açılıyor yoksulluğaEzilmişliğin isyanı mı sesleniyorAh,gidiyo işte gidiyor göz göre göreBirer rüzgar uğultusu bırakarak yanan ateşeNihat BEHRAM (1972)