bildirgec.org

mavi ay

11 yıl önce üye olmuş, 6 yazı yazmış. 91 yorum yazmış.

KAVGA, ÖFKE, NEFRET ve DOSTLUK ve SEVGİ

mavi ay | 01 November 2007 10:53

Yaşadığımız şu karma karışık günlerde birden içimden geldi yine aşağıdaki dizeleri tekrarlamak.

KAVGAYI,
BİR YAPRAĞIN
ÜZERİNE YAZMAK
İSTERDİM
SONBAHAR GELSİN
YAPRAK DÖKÜLSÜN DİYE

ÖFKEYİ,
BİR BULUTUN ÜZERİNE YAZMAK İSTERDİM
YAĞMUR YAĞSIN BULUT YOK OLSUN DİYE

NEFRETİ,
KARLARIN ÜZERİNE YAZMAK İSTERDİM
GÜNEŞ AÇSIN KARLAR ERİSİN DİYE

VE DOSTLUĞU VE SEVGİYİ,
YENİ DOĞMUŞ TÜM BEBEKLERİN
YÜREĞİNE YAZMAK İSTERDİM
ONLARLA BİRLİKTE BÜYÜSÜN
BÜTÜN DÜNYAYI SARSIN DİYE

NAZIM HİKMET

mavi ay | 30 October 2007 16:32

Selam dostlar,
Dün gece Kanal Türk’de Fazıl Say’ın ”Nazım” adlı mahteşem orkestralı ve harika korolu konserine kelimenin tam anlamı ile baka kaldım. Gözlerimi alamadım. Sizlerden izleyenleriniz oldumu bilmiyorum. Kaçırdıysanız sizin adınıza üzüldüm.
Nazım Hikmetin şiirleri zaten çok beğenirim ama bu konserle
sunum ve yorum farklılığı ile o kadar güzeldiki anlatamam.

Ayrıca günümüzde yaşadıklarımızla nasılda örtüşüyor. Nasılda o günlerde olduğu gibi ancak anlatamadığı yada kabul edilmek istenmediği bu yüzden yıllarının (sadece düşünceleri ve düşüncelerinin yazarak paylaştığı için) büyük bölümünü hapishanelerde geçiren üstadın dediklerini bir bir yaşıyoruz. Vatan haini şiiri süper. İnanıyorum ki şiirinde olduğu gibi bu gün bu anlayışa göre milyonlarca Vata Haini var öyle mi?

ÜÇ FİDAN İÇİN

mavi ay | 23 October 2007 12:00

Ben bu gün size dün gece okuduğum kitap hakkında neler hissettiğimi aktarmak istiyorum. Kitap okumak yazmaktan daha kolay ve keyifli bence. Gece 03:00 ‘a kadar elimden bırkamadığım zaman zaman da gözlerimden yaşlar inmesine engel olamadığım bu kitap. Helede kitabın içeriği hakkında bilgiye (yaşayarak yada çokça duyarak) sahipseniz. Nihat BEHRAM’ın ”DAR AĞACINDA ÜÇ FİDAN”. Bu arada bu kitabın belgesel anlatı olduğunu da belirtmek isterim. Ben 68’ler kuşağını birebir yaşamadım ama çocukluk yıllarımda 75-80 arasını hiç unutamadım. 80’lerde çocuk sayılacak yaşda idim. Buna rağmen abimin üniversitede (İ:T:Ü:) okuması nedeni ile belkide pek çok olaydan haberim var. Bir kaç yıl boyunca radyo ve televizyonlardan haberleri anne ve babamın pür dikkat korku içinde dinledikleri günleri (İst.dışında idik o zamanlar), ( aman evladımız hakkında ne duyacağız diyerek ) unutmam tabiki mümkün değil. Şükürler olsun biz kötü bir haber duymadık. Ama ya duyup yürekleri halen yananlar için ne diyebilirim ki. Neyse ben aktarımıma döneyim.
Kitabı bırakamadım an be an içinde yaşadığımı hissedip çok etkilendim. Daha öncede bu kitabın içerdikleri kişiler ve konular hakkında kitaplar okumuştum. Fakat bu çok başka. Çünkü anlatılanlarla bu gününü karşılaştırdığımızda çok da haksız olmadıklarının görebiliyorum.
Yazık ne diyebilirim. Bildiğim en önemli şey bu ülkenin bu güne gelebilmek için Başta Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun silah arkadaşları vede milyonlarca şehitimizin haklarının nasıl ödenebileceğidir. Bize bırakılan Ay,Yıldızlı bayrağı (hürriyetimizi,cumhuriyetimizi, hatta varlığımızı temsil eden) bizde bizden sonraki kuşaklara aynı temizliği içeriğinin bize getirdiklerini kirletmeden sonraki nesillerimize aktarmakdır isteğim. Şahsım adına elimden geleni yapacağım.

BAYRAM SEYAHATİMİ ŞEKER EVİM Mİ?

mavi ay | 19 October 2007 16:18

SELAM,
”Şeker evime döndüm sevindim. Nerden mi bayramda Ankara da idik. Arife günü 14:30 civarında yola çıktık. Büyük oğlumun hastalanması nedeni ile (büyük dediysem 11 yaşında) iyi sayılamayacak bir yolculuktu. Trafik sorunu yaşamadan 5 saat gibi bir sürede Ankara’ya vardık. Bolu tünelinden ilk kez geçtim ben bu arada. Böyle kolaylık,rahatlık, zamandan, yakıttan hatta stresden az nasiplenmek (sebebi her ne kadar belli isede) varken bunca yıldır bitirilemeyen bir tünel ve otobanını aşmak güzeldi doğrusu. Geldik Ankara girişine burnumun duyduğu kokulara inanamadım. Biz çok sık olmasada Ankara’ya gelip gideriz.Bunca yıldır bu İstanbul Haliç civarı veya İzmir girişindeki aynı koku ile hiç karşılaşmamıştım.Benim için çok değerli zat olan sayın Sezer için ”Uğursuz Cumhurbaşkanı o geldi yağmur yağmıyor .Susuzluğun sebebini ona yükleyenler” Melih Gökçek dahil ve diğerleri şimdi mevsim nedeni ile azda olsa yağan yağmura ve kendi istedikleri Cumhurbaşkanının gelmesine rağmen önceki susuzluğun verdiği koku ve kiri neden kaldıramıyorlar sormak isterdim.

GECİKEN GÜNLÜK TUTKUM

mavi ay | 09 October 2007 09:19

Bu gün ne aklıma geldi birden biliyormusunuz.Sizinle paylaşmak istedim.”günlük tutmak” ben 40 yaşındayım ve bu yaşa kadar çok kez niyetlenmeme karşın asla hayata geçiremedim. Ama düşündümde günlüğüme yazmak istediğim pek cok şeyi artık sizlerle paylaşabilirim.2 çocuğuma
da günlük tutmayı aşılamak istedim ama nafile. Çünkü ne demişler hocanın dediğini değil yaptığını yap. Benimkilerde öyle yapıp benden görmediklerini sırf ben istiyorum diye yapacak değiller ya. Bu gün sanki günlük tutmaya başlamışım gibi hissettim kendimi, sevindim.Ama küçük bir sorun var ben tüm iş hayatımı özlememe karşın 2 cılgın erkek çocuğumla dersleri, kursları,sosyal aktivitelri, ev işleri, alış veriş,sağlık problemleri , okula gidiş gelişleri tabiki benim özel insan ilişkilerim v.s. derken zaten bana 24 saat yetmiyordu.Yooo şikayet etmiyorum bütün bunlar olmasa ne
ile zaman geçirirdim bilmiyorum.Şimdi bana göre yeni bir aktivitem daha oldu. Sıkıntı ve sevinçlerimi sizlerle paylaşmak bana ilaç gibi gelecek buna inanıyorum. Her gün türlü iletişim araçlarından can sıkıcı, sinir bozucu haberleri bana hiç bir şey kazandırmayan saçma sapan dizileri izlemektense bir sürü düşünce ve hatta hayallerimi paylaşırım diye düşündüm.Bu gün kandil herkesin kandilini de kutlarım ayrıca.
Herşey gönlünüzce olsun dostlar.

İŞ , EVLAT , HUZUR

mavi ay | 08 October 2007 14:43

Selam gönül dostları,
Kimbilir yüzlerceniz şu an ‘yarın kim işe gidecek yine hafta başı ‘deyip sendroma girmiştir. Benim iş hayatımı tamamlayalı yaklaşık 10 yıl kadar oldu. Bu sürece daha girmeden 3 yıl kadar önceden, iş yaşantım sona ersede gönlümce hayata takılsam dıyordum.Kaldı ki bu süre içinde yıllarca uğraşarak 2 de evlat sahibi oldum.Öncelikle bu konuda çok acılı birisi olarak Allah her isteyeni evlat sahibi yapsın diyorum. Ama bugün madalyonun ön yüzüne baktığım da ne görüyorum biliyormusunuz arkadaşlar. Bir yanım hep eksik sanki.Çünkü kültürel,sosyal,ekonomik ve çevresel etkenler dahil her yanım biraz eksik.Meğer ne kıymetli günlermiş.O yüzden tüm çalışanlara seslenmek isterim.Zaman öyle hızlı akıyor ki her günü isteyerek ve severek değerlendirin.Her şey yarınlarda da olsa yapılabiliniyor ama asla geçmişe geri dönülmüyor dostlar.Kaldı ki bu gün bir işi olup çalışabilenler çok da şanslı bence.Hepinize mutlu çalışma hayatı dilerim.Ne olur kıymetini bilin arkadaşlar.