O kız ki, sesi karanlık bir odada kendi gölgesini arayan bir mum alevi… bakışları duman, sönmekte olan bir sigara…İrem diye üç kez fısıldadılar kulağına, dünyaya hoş gelmişti. Mutluluk, çoğu duygudan sonra ortaya çıkardı o zamanlar. Belli bir karışımı yoktu ama olmazsa olmazları vardı. Güven belki dedesinin ismiydi. Güven duyamıyoruz diye yaratıyorduk, bizi yaratandan en büyük farkımız buydu. Bazıları kelime, bazıları nota, bazıları ikisini, bazen ikisi de yeterli değil güven tazelemek için… başımızı kaç farklı göğse dayadık ki? Güven değişken olabiliyordu hem başkalarında arıyorduk hem de eskisini arayabiliyorduk. Bizler, yaratınca birşeyleri acayip mutlu oluyorduk. İrem de öyleydi, belki Cennet değildi ama yaratan için sığınaktı, yaratan büyütecekti hatta çoğu kişi onu büyütmek isteyecekti, onu olabildiğince mükemmel yetiştirmek isteyecekti çoğu kişi… İrem’ e değecekti, İrem değerini bilene kadar…O sıcaktı işte, elinden tutunca alev aldı, gözleri daldı ve mutlu olduğu o günü unutmadı. Takılı kalamazdı o ana, zaman vardı, zamanı da vardı unutmaya… mevcut olanlar sahteydi, öyle inanıyordu. Mevut olmayanlara güvenebilirdi sadece; Tanrı ya da aşk… yeni yaratılanlara ya da kendi eserlerine güvenebilirdi. Onlarla vakit geçirmek, konuşmak, onlara katkıda bulunmak onu mutlu ediyordu. Karşılık göreceğinden, zarar görmeyeceğinden ya da değeri bilinmeyeceğinden değil sadece karşı tarafın masum, güvenilebilir olduğundan. İrem de öyleydi, ona güvenebilirdi. Adını daha yeni duymuştu. İrem güzeldi, onun için herşeyi verirdi. Sesini duydu uzaklardan karanlık odada, mumun titrek alevi gibi. Gözlerini hayal etti, elindeki sigaraya baktı, sönmek üzereydi, ateş elini yakmıştı. Hızlı bir şekilde bıraktı sigarayı, İrem’ in yanında sigara içmeyeceğine yemin etti. İrem, elindeli tek masum ve güvenilir taneydi…
yorumlar
İrem en sevdiğim isimdir !
Her nedense bilinmez ama, yaziyi okuyunca M.Ikbal’in bir sözü geldi aklima, o, söyle diyordu gectigimiz asirda: “Kadinlar Tanri’dan sonra ikinci yaratici kuvvettir.”
Has konuşmuş
Gercekten has konusurdu. Cünkü gercek has insanlardi…
irem benim de en sevdigim isim
(:
klavyemde “ğ” harfi basmıyor, ondan mıdır bilinmez bazen kendi kafasına göre takılıyor
Deja, o dedigin harf ben de hic yok:) hatta “I” harfi de yok:) Canim “sikildi” yazarken “SIKILDI”‘YI büyük yaziyorum.) Yanlis anlasiliyor cünkü.:) Hani “i” harfi yüzünden adam kariyi bosamisti ya, onun gibi bir sey bu:)))
NikomTelefon mesajlarında sırf bu sebepten “ı” ları büyük yazıyorum. L ile karışmasın diye “L” leride büyük yazıyorum. Mesaj yazmak yarım saatimi alıyor, onçün telefon kullanmayı bıraktım.
Kullanma bosver Dejam. Hem cok zararli imis bu meretler:)
irem adını hiç sevmem ben cennet bahçesi demekmiş bi ara bu adla biri hayatımı cehenmeme çevirmişti neyse.
“Yasemin” ismi de çok güzeldir diyerek konuyu odaklandığınız yerden uzaklaştıralım öyleyse.Tanrı herkesin içindekiydi, yarattığı da yine ona sığınacaktı..
yasemin güsel evet irem de nemiş?yaseminler nasıl olu hiç fikrim yok ama irem den iyidir.
Yaseminler iyidir iyi:)Yalnız bu mevzuyu burç gibi değerlendirmesek. Şimdi Recep isminden soğuduk deyu tüm receplere siper almak gibi birşey bu.
dejavu yenge yasemin deince aklıma arap bacılar geliyo da o yüzden tereddüt ettim ama irem olmasında
anlamı ne olursa olsun, isimlerin kuran-ı kerimden seçilmesinden yana değilim.
na sakıncası var at avrat silah birader?
anlamı güzel olduktan sonra isimlerin Kur’an dan seçilmesinde zarar yoktur
bence de yoktur.fetvanız çok yerinde acaba yasemin adı kuranda varmdır?
kuranda kezban gecer,oysa kezban yalancı demektir,firavun ,karun, ya da lehep isimleri kotu kisiler olarak gecer,
bak bu hiç aklıma gelmedi ting bekle bakalım yanıtını
Bir üyemizi uçurmuşlar mı:)
karşı komşunun 3 kızı 1 oğlu var,büşra, kübra, nisa ve talha!siyasi görüşlerini çocuklarının adı ile tescilleyen bu aileye ne diyeyim ben şimdi.not: ağır abi hafif, pala yenge ve birader kimi hitaplar da neyin nesi?
uçmuş uçmuş..ama gelir heralde.evde canı sıkılır..
at avrat babam ve oğlumda buna benzer bir dialog vardı. Bahsettiğiniz aile kendince bir politika çizmiş hayata. Tabii o isimleri kullanan herkes bu görüşe sahip olacak diye de bir kaide yoktur.
nisa koymaları anlamsız,nisa kadın demek,bazıları nas koyuyor,oysa nas insanlar demek,ins in cogulu nas dır,
thing ve onnupro dururken kimseyi atmazlar,hele eylul nicki iptal edilecek en son kisi,thing denen kompleksli sahıs,sen git once elestiri yapmayı ogren,senin kadar gereksiz biri yok burada
bu ailenin görüşlerini bildiğim için dile getirdim dejavu88, düşüncende haklısın.
kubra sanırım buyuk,toplu anlamı var
thing sana mercan dede dinlemeni öneriyorum
sily thing,bizim egitimimizle alay eden sensin,iste ben egitimimi soyledim hadi sen de soyle,bu kadar sallama yorum yazan,her yorumundan kompleks akan baska biri var mı?
evet nickim iptal oldu fakat sandığınız nedenlerden dolayı değil…bazı nedenlerden dolayı kendim moderasyondan nick değişimi yada iptali talep ettim…değişim yapamıyorlarmış iptal ettiler…bende yeni nickimle yeniden burdayım…kimse heveslenmesin ben burdan atılacak son kişilerden biriyim:)))
isin komik tarafı,kendi saflıgının farkında degil,git yorumlarını tekrar oku
“kaç kişiyiz” den sonra”kaç kişisiniz” ayaklanması çıkartmak istiyorumNeyse Türkan Şoray izliyem ben
bak biliyodum ben geri dönüşüme en çok thing sevinir demiştim:)) bide celıcıa çok sevinecek
bilmezmiyim…
at avrat silah birader benim tarzım bu sence sakıncası varsa muhatap olmazsın olur biter
moderasyondan hesabımı geri istedim onlarda seve seve veririz dediler.c-47 günleri bayaa ağır geçti,bi gün rüyamda ak saçlı bi dede baa dedi ki;evlat buranın tadını çıkart öle salma kendini herkes senin dostun .düşmanın yok aklın başına devşir.ee ak dede böyle diyende ben de deneme babında yane kendimi buluncaya kader hafif pala oluyim dedim,bi de ne görem içimdeki koza ruhu gıpır gıpır eh biz de bu sese kayıtsız kalamadık ve yazı yazmamak üzre kendimizi proğramladık.durum bundan ibaret.
Yenge, sünnet hepsi palavraydı demek. Hayır anlamadığım zaten julia fotolu bir rumuzun neden sünnetinin sorulduğuydu. Demekki o kadar saf olamaz fikrim doğruymuş. Kozalak sen değişmezsin
bak sen.enteresan, executive, mühendis, öss şampiyonu, kişiliksiz kişilik, bakir yıldoooo
allah allah nasıl yer burası anlamış değilim
koza sen beni güldürdün Allah da seni güldüre. Kendi kendini nasıl da sobeledin, uyanık seni
Koza, geçen eski yorumlarında aktif olduğunu farkettim. ben yanlış algıladım yada yeni biri aynı adla üye oldu sanmıştım. hoşgeldin tekrar.
dejavu yengema,Yüreğinle yazdığın pusula bizi bahtiyar etti. çok duygulandım, seni yanılttığım için ağladım ağladım. donatılara gir, c-47 de tek ba-şıma hep maça kızı oynadım vakit geçer diye. neyse artık kavuştuk.ayreten arzu edersen animas-yon- sünnet CD mide de gönderebilirim. Bi kemal özkan klasiği yeminlen herkes eyleniyo var ya, aklın durur. Şirine ile dört tane Şirin, çılgınlar gibi. Sonlara doğru biraz acıyo ama sünnetçi fenerbahçe marşını çalınca acı macı kalmıyo.misafirler de olaya iştirak edince len olum pipinin kıymetini bil bumdan böyle diye kendime telkinlere bulunuyom, müthiş yani, yok böyle bi şey!
KozalakSen o cd yi sür piyasaya bak paris hiltondan daha fazla hit olmazsa bende dejavu değilim. Hazır mevsim sıcak, kuşlar kelebekler uçuşuyor, güneş sırıtıyor iken cebin dolar kilyos plajlarında dondurma yersin.Hürmetler
Dejavu yengeme,kimse okumasın lan özeldir.yenge dediğini yaptım geçen hafta bir yaz gecesi yavşaklığı yaşadım bildiiin gibi deil.mekanlardan birinde kafesteki kuşu kaçırdık hala inanamıyorum . meğer kız aşın zenginlik tribinden sıkılıyomuş biz tuttuk kıza maldiv ile kanarya adaları arasındaki farkları anlattık haliylen kız kaçtı..bide şirketin filosundan aldığım şahin marka arabayı, görünce bitirdi beni kevaşe. allahtan yanımda bizim hafif pala var ;- Üzülme hacı, paşada kıstırırız kızı! bakma, harbi felan takılıyo ama hep aynı mekânlarda görüyoruz. Hem ne var ki o cıvırda, anlamıyorum. Bu gece için endişeleniyo-san, çakarız bi telefon. slav ırkı hizmetimizde.- Saçmalama pala, ben o kızı istiyorum! işi bozmasak o şahin arabayı görmese çok rahat bi şekilde verme sürecine girmişti, işi bozduk. Onda beni çeken şey, siyah saçlı olup, siyah giymemesi, istanbul’un bu yakasında sarışın, siyah giysiliden geçilmiyo. biliyon- Ne var, onunki de ters imaj be oğlum. naturelim, önem vermem havalan. aldırma palacım, gerekirse kulak ko-partmah, on raunt üzerinden bi alem ayarlarım sana. Hadi, şu çirkin şahin arabayı arabasını parçalayıp yakalım, neşemiz yerine gelsin. ya da gidelim bulalım kuzuyu.Yenge biz içerdeyken her şey değişmiş ya çok bozuldum ha!Astral yengeme.. burdayız işte saolasın.
Kahyanın gömleğini tutuşturup revü kapatmayı unutmuş pala. Kurda kuşa selamı vardı bir de.Külhanbeyi bu sabah gene tüm hukukları evde bırakmışın topla hele
sen de bi bekle yenge oraya gelmedik henüz.
Herşey çok değişti, akıllı cümleler azaldı. İncir çekirdeği rendeledik piyaz salataya habire onu yiyoz karnımız aç. Morfik deyu bir arkadaş geldi onu okudukça seni andım kozalak. Değişmemişin
yenge dejavu yenge,neye beyle diyon?kimileri bize külhan dediler,kimileri sefa pezevengi.şimdi ben hangisiyim iki arada bi derede kaldık gördüün gibi.zamanında bu sebeplerden kafamıza az mı odun yedik?lV.henri gibi tarihi sözler sölemeye yeltendik komüniteyi etkileme lan dediler.melek miyiz şeytan mıyız??? hüseyin rahmi,utanmaz adam da “melekle şeytanı aramızda hiç gören yoktur,fakat ne hikmetse bi çok teşbihimizde bu iki tabiri kullanırız der” çocukluğumuzda babam döver,söver anam severdi.bu tedip ve nüvaziş terbiyesi beyle iki yönlü olunca biz de büsbütün arsız oluvermişiz.babama öylesine kin ve nefret dolmuşum ki,bi gün onun rakı şişesine bile işedim.benden çocukluğuma dair anılar öle çok ki.dinlesen ötesini aramazsın yeminlen.
Arsızlık-ukalalık ve sağduyululuk sarkacında nereye tutunacağını bilemediğinden mütevellit kendini bıraktın aşşşağa. Baba zula vardı bulutların üstünden bıraktım ben kendimi diye diye..Rakı şişesine işenir, bira bardağına kül dökülür ikisinde de uçmuşundur zati. Baba filmi de babaydı hani. Al paçino ver paçino yanakları gül paçino, marlon brando ne güzel seyrederdik.Sana külhanbeyi diyen ben değil, kevaşe diyerek tükürdüğün esnada topuklu ayakkabısını sırtına geçiren bir asil üyemizdi.
yengem bitanem,bakma ben adet üzre konuşom.tezgahta dehşetli bi miskin ermeni derdi ki;evladım bu ne şarap ne rakı ne şu ne bu zıkkumın peki.yane sen de ermeni de haklı.biz kendimizi de başkalarını da hatırlamak istemiyoz ne iskarpinlisini ne de o iskarpinin içinden şampanya ziftleneni.her şey çığrığından çıkmış,önünden hedef tahtası kaldırılmış mermiden farkımız ne sanki? peynir gibi ortada kalmaya görsün insan.hani hikaye bu ya; çiftçi karısını,kadın çocuğunu,çocuk köpeğini,köpek kedisini,kedi faresini alır ve peynir ortada kalır bu hesap işte yenge. haydi peri kızları peynir ortada kaaldııı.
Mermilere koşan sendin kozalak külhanbeyi. Sürç-ü lisan ettin çok, affolsa ne ala.Napalım pinot noir şarabı değil de kavacık karası içeriz, ikisi de sarhoş etmiyormuymuş. Önce kendini unut, yeniden insan olmak için. Hele bir de beyaz peynir yanına, ohh. Kendini terkettin herkes senden gitti, yeniden bul ki bir yanın olsun.
O, dede var ya iste o bendim koza:) Iyi ki de geldin. Iyi ki de eski rumuzunla girdin. Hosgeldin safalar getirdin kardesim. ZEZ ne zaman gelecek? Ha, bi de Sahlanankoc kardesimi de cok özledim. Gidenlerin hepsini de özledim. Keske 1 yil önceki rumuzlar hep gelse…
saol kardeşim hoşgördük.
bir de “postane” okunsa…
okunuyor ama…
yok, onu “koza 68” muhtereme söyledim 🙂
kıymetli kardeşlerim,dejavu yengem çok sert kroşeler atınca bi an kendime gelemedim,sizi geciktirdim.mesaj kutunuza bakınız lütfen.
🙂