Cake’den Building a Religion’u sonuna kadar açıp zıp zıp zıplamak içgüdüsü tepeme çıkmış durumda. Güzel gecede 4 votka burn içmiş gibiyim. (ki, alkol almıyorum) Eskilerdeki gibi pogo partisine katılmış, en yakın arkadaşımla doyasıya eğleniyoruz.Dışarı çıkmadan saatlerce hazırlanıp gecelere aktığımız gecelerden biri değil şu an. Sıradan bir öğle vakti ve sıradan bir iş temposu. Fakat içimde tempo tutan bir ritm ki, aman aman!Dur dura bilirsen. Dansa düşkünlüğüm eskiden. Yıllar önce üniversite giriş sınavına hazırlanırken, gecenin üçü, matematik soruları çözerken radyoda Pussycat Dolls çıkar ve o an itibariyle kalkar dans etmeye başlardım. Tek başına da olsam, ayrılınmayacak bir durum bu dans. Millet dans etmek için kafayı bulur, rahatlar; öyle atar kendini sahneye. Benim içinse hareket etmeden durmam için çalışmam lazım. Çok zor durum, çok.Spor salonunda en çok zorlandığım aletler arasında geçerken, tabii ki çok güzel bir şarkıda; bir hareket/ bir dönüş/ bir zıplama/ kıpırtı/ ritm dahi tutmadan/ sallanmadan ve hatta müzikten etkilenmiyormuş gibi dolaşma zorunluluğu yok mu; ah, bu durum çok zor!Cafe’desin yine muhteşem bir şarkı çalar ya da paralı plajın clubunde güneşlenirken, gel de sallanmadan dur!Kimi zaman, bazen de çoğu zaman; içimde enerji patlaması yaşıyorum. Ya üç- dört saat sport yapmam gerekiyor, ya üç saat dans etmem gerekiyor, ya beş saat yüzmem gerekiyor vb; biraz durulayım.Bana diyorlar ki, ‘sen bir hap map bişey mi aldın?’ Deli misiniz? Almam ben öyle şeyler. Sigara ve alkol dahi kullanmayan ben sürekli dans edince; böyle salak sorulara vesile oluyorum. ‘Ya da yorulmuyor musun sen kardeşim?!’ sorularına maruz kal, kal, dur; ama durama, zıpla.İşte normal mi normal bir günde zıplamak isteyip de zıplayamayan benin hikayesi. İçimdeki küçük çocuk kesinlikle pogo yapmak istiyor. Millet dansın a’sından anlamazken, rahatlığım, yeteneğimi ortaya koyduğumda; gözlerindeki o yoksunluğu görüyorum. Ben öyle değilim diyor gözleri.Hiç derdim değil, eğlenceliyim, dans etmek mutluluk demek. Oldum olası dans ve ben muhteşemiz. Bu yüzden bakışlar da hiç umrumda olmadı, vitrin olsam ve olsak da bu güzel birşey.İçimdeki adrenalini durdurmanın bir yolu olmalı, desem; yalan. Böyle güzel. Tabii ‘hiper’ olunca ortamda yerinizde duramasanız da eğlenceli ve ortama hareket katan bir haliniz oluyor. Nerden buluyorsun bu kadar enerjiyi diyorlar.Kimileri yatay beslenir ki çoğumuz böyledir. Yatay beslenme insanların enerjisinden beslenmektir.Dikey beslenmekse, ilahi sistem enerjisinden beslenmektir. Duadır, meditasyondur vb. En büyük sebebi bu, bu enerjinin. Diğeri gelip geçicidir, çabuk söner. Dikey beslenme ise, zıplatır.Yavaş şarkıları dinlemeye katlanamayan ben tüm gün acayip bir arşivin peşine düşüp, kulaklarım bayram ederken; çalışma performansım yükseliyor, hızlı müziklerde.Jetin içinde yol alıyoruz, ruhum, ben ve saz arkadaşlarım… Sus hepsi benim, kimseye söyleme. İçimde zıplayan bir ton ben, hep bir ağızdan ritmleri ve notaları sayıyor bir yandan; hadi hayırlısı…Kutsal şeyler vardır cake’de kutsal gruplardan biri. Hayatın tadı hep kutsallar da çıkıyor. Kutsallık kavramı açalım, benim için kutsal. Beni ayakta tutup, enerji verenlerden diyelim.Saygılar efendim, zıp zıp; içim dışım her yanım rengarenk. Duramıyorum, durmak da istemiyorum. Eğleniyorum.Sevgiler…(Yasal Haklar: Kaynak gösterilsin ya da gösterilmesin, hangi dilde olursa olsun içeriğin bir kısmı ya da tamamının kullanılması yasaktır. Bu yazının yasal hakları www.hafif.org ve Astral’a aittir. Bu madde, altında yazmıyor olsa dahi, Astral’ın tüm yazıları için geçerlidir.)