akılsız yemek yemek (mindless eating) yemekle ilgili son araştırmalardan birisi. gün içinde yemekle ilgili 250 civarından karar verdiğimizi ölçmüşler deneylerde ve buradan yola çıkıp yemekle ilgili kararları analiz etmişler.faqta ise kitabın özeti ya da okuyunca aklımızda kalması gerekenler bulunuyor. çok yenmesinin nedeni gıdaya olan gereksinim ya da açlık duygusu değil. birlikte yediğimiz kişiler, paketler, tabaklar, markalar, etiketler, ışık, renk hepsi etkili. örneğin menülerde yemek adlarının detaylı yazılması o yemeklerin seçimini %23 artırmış. uzun dar bardaklardaki içecekler kısa geniş bardakalrdakilerden daha fazla miktarda imiş gibi görnüyorlarmış.midenin üç hali’nden sözediyor, doydum hali, acıktım hali ve daha yiyebilririm hali olarak. ve genelde ortadaki halde bulunuyor aç değil ama yiyecek bişey olursa yiyecek halde. ilginç bir başka sonuç da insanların yemek reklamlarından etkilendiklerini düşnmemeleri imiş. buna rağmen kendilerine gösterilen reklamlar etkili olmuş.yerken akıl nereye gidiyor sorusunun cevaplarını bulmamızı sağlıyor bu araç.burada bir çeklist var yemekle ilgili üç kolay değişebilecek alışkanlığı ve üç yeni alışkanlığı ölçmemize yarıyor.
yorumlar
Menulerde detay etkili tabi, ama abuk isimli ve özellikle ayrıntı yazılmamış yiyecek/içecekler de fazlasıyla talep görüyor. Garson ile konuşma ihtiyacı yaratıyor ve garsonun da yönlendirmesiyle siparişler artıyor…
“akılsız yemek yoktur, akılsız yemek yiyen vardır”yemeğin aklı olsa, yedirir mi kendini, değil mi ama 🙂
Nerde okuduğumu hatırlamıyorum, konuyla ilgili bir dizi deney yapılmış zamanında. Şimdi bir tanesi tam olarak aklımda. O da şöyle bir şey: İki grup deneğin önüne birer kase çorba konuyor ve doyana kadar yemeleri söyleniyor. Bir grubun kaselerine alttaki bir düzenek vasıtasıyla deneklere farkettirilmeden azar azar çorba ekleniyor. Hileli kaseleri kullananların açık ara daha fazla çorba tükettikten sonra doyduklarını söyledikleri gözleniyor.Bunun anlamı şu: Yediğimiz miktara göre değil tabaktakinin ne kadarını yediğimize göre karar veriyoruz.
yemek olgusunun psıkolojıyı etkıledığı yada değiştirdiğine yönelık bır yorum yazmıştım ve herkes çemkirmişti.ama bıldığım ve kaynağı olan şeyde şu: beyın ilk 15 dak sonra ne kadar yesende doydum sınyalı verıyormuş yanı yavaş yersen 15 dak sonra iş bıtıyor zaten hızlı yemek yıyenlerin bu yuzden kılo aldıklarını düşünürüm hep.bır gurmeyim ve yemeğin yavaş ve tadına vara vara yenmesi gerektiğini düşünürüm.