1 haftalık ayrılıkdan sonra evime geri döndüm yatağımı, bilgisayarımı, odamı, hafifi özlemişim hasret giderme amaçlı birşeyler karalamaya karar verdim.Bahsettiğim 1 hafta içerisinde keyfi bir seyahate çıkmıştım farklı bir şehirde kaldım gezdim dolandım yeni insanlar tanıdım, değişiklik güzel şey. Konaklama ihtiyacımı orada ailesiyle yaşayan bir arkadaşımın yanında karşılıyordum böylelikle aileyide biraz yakından tanıma şansım oldu. Tanıdıkça bir ailenin bu şekilde dağılmadan durması beni şaşırttı o aileyi çekip çeviren anneye her bakışımda içimden takdirlerimi sundum ne kadar güçlü bir kadın olduğunu anladım.Beş çocuklu bir aile arkadaşım en ufak kardeş iki abi ikide ablası varmış ablalardan bir tanesi şu anda hayatta değil salonda büyükçe bir resmi çerçeve içinde asılı duruyor. Babanın cezaevinde yatmış olduğunu bir konuşma esnasında öğrendim, ilk başlarda nedenini sormadım aslında hiçbir zaman sormadım, böyle yaraları deşmekten pek hoşlanmam benim özelim hakkında soru sorulmasından da pek hoşlanmam, siyasi suçları yüzünden hüküm giymiş olduğunu arkadaşım kendisi söyledi, şansıma benim geldiğim gün abiside eve gelmişti 1 haftalığına, okuyormuş çok neşeli güler yüzlü biri 27-28 yaşları civarında hazırlık sınıfında okuduğunu söyledi önceden okuduğu okulu 3. sınıfta bırakmış şimdi yeniden sınavı kazanıp yeni bir okula girmiş ona da okulunu neden bırakmış olduğunu sormadım, bir iki gün sonra cezaevine girdiği için okuldan atıldığını kendisi söyledi, samimiyetimizde artmıştı bu iki gün içerisinde, hayatta olmayan abla dağda vurulmuş, pkk olabilirde olmayabilirde dediğim gibi bu tip soruları yöneltmekten kesinlikle kaçındım ancak televizyonda bir şehit haberini birlikte oturup izlerken ailenin pkk’ya hiçde sempatik bakmadığını farkettim, ablanın nasıl öldüğünü öğrendikten sonra salonda duran gülümseyen fotoğrafına gözüm sürekli takılmaya başladı.Sevgilimde bu şehirde okuyor oraya gitmekteki asıl amacımda onu ziyaret etmekti, haliyle bir süre görüşememiştik. Evin annesiyle konuşurken kız arkadaşımın tavırlarının ölen kızınınkilere benzediğini o yüzden onu çok sevdiğini söylemişti. Evinde kaldığım arkadaşımlada sevgilim vasıtasıyla tanışmıştım dolayısıyla o, bu evin insanlarını benden daha uzun süredir tanıyordu.Diğer abla ise Almanya’da yaşıyor Türkiye’ye dönemiyor, işkencelerden geçmiş çareyide fırsatını bulduğu gibi kaçmakta bulmuş, o esnada evde olmayan diğer abinin de bu tip bir geçmişi olduğunu farkettim ancak onun ucuz kurtulduğunu bir ara üstü kapalı dile getirmişlerdi. Bir tek arkadaşımın benzer bir geçmişi yok, oda büyük olasılıkla yaşından dolayı ilerisi için birşey söyliyemem.Dönüşüme iki gün kala iki kardeşinde doğum günleriydi ilginç bir tesadüfdürki abi-kardeş aynı gün doğmuşlar, ikisininde doğum günlerini kutladık birbirlerine hediyelerini verdiler o günün akşamı bir yerde oturup kutlamamızı yaparken abinin nezarete alındığı haberi geldi eve erken döndük ne olduğu konusunda ailenin bir fikri yoktu sadece annenin içeri girip çok kısa bir süre görmesine izin verilmiş o güzel günün akşamı evde bir matem havası esmeye başladı anne ağlamaklıydı ancak gözünden tek bir yaş süzüldüğünü görmedim, tamda oğullarının dönem birincisi olduğuna sevinirken yeniden hayatının altüst olduğunu söyledi o kadar. O akşam abinin maceraları hakkında biraz bilgi sahibi oldum mahkemeye nasıl elinde zincirlerle zafer işareti yaparak çıktığı, kendisinin ve arkadaşlarının ayakkabıları çıkartılıp arandıktan sonra ayakkabılarını tekrar giymeyi reddedişleri ve bunun üzerine soğuk kış gününde üzerinde çıplak ayaklarıyla yürüyecekleri zemine nasıl su dökülüp buz tutması sağlandığı buzlu zemin üzerinde kayıp düşmeleri için nasıl çabalandığı, bunlar gururla karışık hüzünlü bir tavırla anlatılıyordu. Arkadaşımın tahmini önceden sürmekte olan davalarından bir tanesinin sonuçlanmış olabileceğiydi, belkide; polisler hakkında haklı olarak pek iyi düşüncelere sahip olmayan abi kimlik kontrolü esnasında tartışma başlatmıştı ve sonunda içeri alınmıştı herşey mümkündü, neyseki ertesi gün öğlen saatlerinde salıverildi yine neşesinden birşey kaybetmemişti.Trenime binmeden hepsiyle tek tek vedalaştım, herşeye rağmen güleryüzlerini eksik etmeyen bu insanlara teşekkürlerimi sundum, hepsini içimden ayrı ayrı tebrik ettim.Eve dönerken abla aklıma geldi düşündümde o ablayı büyük olasılıkla bir türk askeri vurmuştu, eğer ben o dönemde askere gitmiş olsaydım ve orda görev yapıyor olsaydım belkide o evin kızını ben öldürmüş olacaktım böyle düşününce biraz tuhaf hissettim kendimi, orda her ne amaçla olursa olsun ölen herkesin bir annesi bir ailesi olduğunu düşündüm umarım zamanı geldiğinde orada bir annenin evladını öldürmek zorunda bırakılmam.