Yaşamın merkezinde olan insanlar vardır. Ya seversin veya sevmezsin, ister çekip gidersin ama bu insanlar mutlaka olur. Kimi insandır, kimi kenarından bile geçmez, kimi aydınlıktır, kimi çiçekli, mavi, yeşil… Kimi böcek misali; uğur böceği veya hamam böceği… Senin onu koyduğun yere göre değişir. Çok sevdiklerin vardır, babam gibi, babalar gibi… Merkezdedir hep. Taht gibi koltuğunda adil, yürekli, helal, sıcacık, başını ellerine koyduğunda duyduğun huzur gibi…Sevmediğin ama bunu söylemediğin insanlar vardır. Özel sektör sömürülerindenseniz, patronunuz, patronunuzun birinci ve hatta ikinci göbekten yakınları. Bunlar uğur böceği gibi görünseler de aslında hamam böceğinden farksızdırlar. Koloniler halinde yaşarlar. Hiçbir şeye güçleri yetmez. Masalarında duran kalemi bile sizden isterler. Sonuçta babalarının uşağı olma gibi bir durum sözkonusu… Patron delidir, ne yapsa yeridir.Resmi sektör salla başı al maaşı ama burada da çıkar merkez insanlar.Bunlar, eğitimli olmalarından olsa gerek tertemiz insanlardır.Tokalaştığınızda hemen kolnyası ile ellerini temizlerler. Burada çalışmak hem kolay hem de zordur.Müdürünüzü gördüğünüzde kolanyalı mendilinizi çıkarıp ellerinizi siler, önemsiz kişilerin işlerini sümen altı yapıp, müdür beyin eş dost ve aile eşrafına yardımcı olursanız günü hatta o haftayı yıldız personel olarak kapatırsınız.Ruhunuzun merkezi olan insanlar vardır.En yakın dostunuz, sırdaşınız, yaşamı ve renkleri, mevsimleri, ve buna benzeyen ruh hallerini yaşadığınız merkez insanlar.Duruma ve zamana göre, kadın veya erkek olarak değişir. Erkek olduğu durumlarda bir elmanın diğer yarısı konumları kaçınılmaz olur sonunda dostlukda bitebilir ama ne olursa olsun onunla yaşamak çok güzeldir.Sosyal merkezli insanlar da çok yer kaplar insan hayatında.Küçük yerleşim birimlerinde yaşıyorsanız herkes akrabadan öte yer tutar.Sabahın erken saatlerinde başlayan bayram tebrikleri üç gün boyunca sürer.Geri kalan üç gün de siz iade_i ziyaret etmek zorundasınız ki, bakkalınız, manavınız, çorapçınız, kuaförünüz, ayşe teyzeniz üzülmesin. Sosyal merkezli yaşamların da zorluğu var.Bir manavı değiştiremezsiniz.Beşikten mezara ve o manavhaneyi kapatana kadar ondan alışveriş yapmak zorundasınızdır. Yolda gördüğünüz tüm insanları bire bir tanıdığınız ve evlerinde bulunduğunuz ve hatta çizgili pijamalarının renklerini bile bildiğiniz için selam verip hal hatır sormak zorundasınızdır.18 de biten mesai eve gelene kadar 20 yi bulur.Bu küçük yerleşimler için geçerli zor olsada sevimli değilmi?büyük yerler başlı başına bir sorun teşkil eder.Paranla rezil olursun. tezgahtar yüzünüze bile bakmaz.Kasabın ne sattığını bilmez, çorbacınızın aşağıdaki mutfağını allaha havale edersiniz. bu liste uzayıp gider… Sosyal merkezli insanlar sadece o an için sınırlıdır.Ama en sınırsız olanı aşk merkezinizde olan insandır.Yaşamın asıl merkezi… Yaşam pınarınız,yaşam merkeziniz, sevginiz, saygınız, diğer yarınız…tüm merkezleri burada birleştirir ve bir noktada toplarsınız… Kalp gibi…Damarlarınıza akan kanı o pompalar, sürekli atar, atar ki yaşam devam etsin.O neşenizdir, sıcacık gülümsemeniz, sebebsiz yere dolan gözlerinizdir. Sevdadır o… Önce pembeyle başlayan, kırmızıdan karaya dönen… Kara sevdanızdır. sessiz çığlığınız, yürek sıkıntınız, aşkınız…Herşeye onunla katlanırsınız. Hayat kavgası onunla daha güzel, onunla daha renkli, onunla biraz da zordur…Yaşamın merkezinde olan insanlar mutlaka vardır. Ama engüzeli O’dur….