Bilim adamlarına göre, yabancı dil öğrenmek, beynin gri madde adı verilen kısmında değişikliğe yol açıyor. Gri madde, beynin bilgileri işleyen kısmı olarak tanımlanıyor. Diğer bir deyişle, nasıl ki spor yaptığınızda bedeninizdeki kasları güçlendirmiş oluyorsunuz, aynı şekilde yabancı dil öğrenmek de beyni geliştiriyor. Yapılan araştırmalarda, özellikle erken yaşlarda öğrenilen ikinci bir (yabancı) dilin bilişsel (kognitif; kavramsal) yetilerde gelişmeye yol açtığı ve çok yararı olduğu gözlenmiş: sınıflandırma yetisi, zihinde kavramların oluşması, görsel – uzamsal yeteneklerin gelişmesi, yaratıcılık gibi. Tabii bu gelişmelerin gözlemlenebilmesi için ön koşullardan birisi, yabancı dili akıcı bir şekilde kullanabilecek kadar iyi öğrenmek.Ayrıca, bilim adamları ikinci bir yabancı dile hakim olmanın, sadece iki dil konuşabilmekten daha fazla şey ifade ettiğini belirtiyorlar. Diğer bir deyişle, iki kere iki dört değil beş ediyor! Birden fazla dil bilen kişiler, sadece ana dilini konuşanlardan farklı olarak kavramlara çok sayıda detay eklemleyebiliyor. Örneğin, İngilizce’deki “glass” kelimesi hem “cam” hem de “bardak” anlamına geldiği için, İngilizce konuşan bir kişi bu üç kelimeyi (cam, bardak, glass) zihninde bir arada değerlendiriyor ve bu üç kavram zihinde ikiden fazla bağlantı oluşturarak beyni güçlendiriyor.Ayrıca, birden fazla dil bilmenin beynin yaşlanma sürecini de yavaşlattığı iddia ediliyor. Diğer bir deyişle, birden fazla dille uğraşarak beynine daha fazla “spor” yaptıran kişilerin ilerleyen yaşlarında daha açık bir zihne sahip oldukları söyleniyor.Bu noktada, sizlerle beni hayranlığa sevk eden bir vakayı da paylaşmak isterim. Beyin travması geçirenler kişilerde, beyindeki ana dil konuşma merkezi zarar gördüğünde, ikinci dilin konuşma merkezi devreye girebiliyormuş. Almanya’da bir süre yaşadığı halde tek kelime Almanca konuşmayan bir Türk bayanın geçirdiği trafik kazası sonucunda beynindeki anadil (Türkçe) merkezi zarar görünce, bir anda Türkçe tek kelime konuşamadığı halde şakır şakır Almanca konuşmaya başlamış. Buna ne dersiniz?