Yüreğim burkuldu… bir fotoğraf çalışması için 30 – 40 – 60 yıl öncesinin fotoğraflarını didikledim. Annecim sağolsun, hepsini tasnif etmiş. En çok da anneciğimin fotoğrafları vardı. En çok da annemin genç kızlık fotoğrafları bana dokundu.
Yüreğim burkuldu… bir fotoğraf çalışması için, duvarıma asacağım alelade bir “zaman tüneli” için, annemin, babamın, anneanne, babaanne, dedelerimin fotoğraflarını didikledim. En çok annemin fotoğrafları bana dokundu.
Çocukluğundan, 1950’lerden kalma birkaç fotoğrafı var; “bu benim” demese, dünyada anlamam o ufaklığın annem olduğunu… siyah – beyaz bir fonda, annem… Saçları örgülü. Beyaz yakalı önlüğüyle iki dayımın arasında bir poz vermiş. Kaşları çatık, ellerini yumruk yapmış. Herhalde fotoğraf çektirmeye yabancı.
Bir de kürsüde şiir okurken çekilmiş fotoğrafı var: yine kaşları çatık, ağzı kocaman açılmış, yine beliklerinde beyaz kurdeleler. Tanrı bilir, hangi bayramda çekilmiş bir fotoğraf. Kendisine sordum, hatırlamıyor. Kesin öğretmenler günüdür. Benim annem öğretmen(di)!