küçük bir cafedeydim. sıcak kahvemi yudumlarken cama düşen yağmur damlalarını sayıyordum ve love in portofino dinliyordum.arada dışarı bakıyor puslu camdan suretleri seçmeye kendimi senin gelmeyeceğine inandırmaya çalışıyordum.Birden kapı açıldıortalıktaki herşey sanki sustu sadece yere düşen yağmur damlaları ve şemsiyenin kapanış sesi duyuyordum. kafasımı cevirdiğindeseni ıslak ve üzgün buldum. Kalp atışlarım bir anda hızlandı,yüzüm kızardı,kendimi sana hazırlamaya çalışırken dahada panikliyordum.bir an baktığını sandım ve gözlerimi kaçırdım ama sen hala üstünle başınla uğraşıyordun.seni o şekilde izledim.seviyordum ya iştekısa ve hızlı çarpşlar ondandı.Sonunda sen geldin oturdun hiç konuşmadın.Bu sessizliğin beni hep korkutmuştu.Fakat bu seferkorkmuyor sadece endişeleniyordum.Sana uzak olmanın verdiği acının kalanını yaşıyordum o an.Hiç konuşmayacağını düşündüm.birden elin havaya kalktı.Garson geldi ve kahve istedin.Bu beni biraz rahatlatmıştı.Bana baktın ve hiç değişmediğimi söyledin.Sadece sende diyebildim.Biraz rahatladım fakat sen hala sessizdin donuktun.Gelmeyeceğini düşündüm dedim.Yine o eski umursamaz tavrınıtakındın.Yüzünü görmek hala güzeldi hemde cok güzel…