Site tam rayına oturmuş iç dünyalarımızın aynası olmuşken bende iç dünyamı s.kik kullanıcılarla paylaşayım istedim.Türkiye’ye geliyorum iki haftasonra.Kendim adına köprünün altından çok sular aktı. 2.5 seneden beri uzaktayım. 2.5 sene ki benden ise daha da uzaktayım. En büyük endişem arkadaşlarım‚ arkadaşlarımla aramızda ki muhabbet. Açıkçası hasret duyduğum geçmişim değil…İsteyerek zorlayarak (örn: Derya Arbaş) olmasa da farklı ilgi alanları çeşitli yaşama hedefleri edindim. Oysa arkadaşlarımın dakikası dakikasına ne yaptıklarını hala tahmin edebiliyorum.Aynı bar‚ aynı amaç‚ aynı yorum‚ aynı günlük akış.Neden bu kadar eminim? Çünkü 6 yıl süren beraberliğimizde dakik bir saat gibi aynı şeyleri tekrarladık durdukta o yüzden.İsabetle açtığım telefonlarda onları tahmin ettiğim şeyleri yaparken yakalabildim ve düşün bazında o anı paylaşabildim.Bu kadar mı tekdüze olmalı yaşam?Kaliteli olanın eğlenceli olanın üzüntülü olanın heyecan verici olanın tanımı bu kadar mı net olmalı?Nedense bu konuyu düşünürken İstanbul’un otobüsleri geliyor gözümün önüne. Hep aksayan saatleriyle değişmeyen tarifesi yüzünden belki de.Eminim onlar benim arkadaşlarım olduğu için bana tekdüze sabit geliyorlar. Site okuyucularının renkli yaşamlarına sizle beraber tanık olabiliyorum oysa. Yaşamlarında renk olmayanlarında bir ümit açıp paylaştıkları iç dünyalarında farklı orijinal his arıyorum. Demek böyle hissediyormuş‚ aynı şeye bakıp farklı hissediyormuş diyebilmek istiyorum. Çünkü sorun bende biliyorum 8 seneden beri arkadaşlarımın aynı barda aynı amaçla aynı coşkuyla oturmalarını onları çok iyi tanıdığım için tahmin edebiliyorum.Yoksa emin değil miyim?