“Turan Dursun öldürüldü, din kurtuldu!”
“Ölürsem,O zaman anlarsın.Ölünce biri,Pazar, kışın,İki yüz olur hemen yüzler Hemen!Dersin, neymiş meğer!Ben de ölürsem eğerEy aydın cemaat!Lütfen öldürme beni,Lütfen! ” Turan Dursun
Tarih 4 Eylül 1990, saat 14.30, Turan Dursun İstanbul Koşuyolu Bintan Sitesi’nden çıkmış ana caddeye doğru ilerliyor.2 ay önce yayınladığı Kulleteyn adlı kitabının ilk baskısı bitmek üzere, bu arada ona gelen tehdit mektupları bitmekbilmiyor.işte tam o saatte tam da evinden 25-30 metre uzaklaşmışken başında ve sırtında duyduğu acıyla yere aniden seriliveriyor56 yılın birikimi ve mücadelesi bir anda o patlayan silahlarla yok ediliyor!Turan Dursun öldürülüyor.Ve sene 2012.Kimse hatırlamıyor artık onu. Nedeni ise açık. O bir ateistti.Üstelik sıradan bir ateist de değildi. O, 14 yıl boyunca din adamlığı yapmış ve sonrasında ateist olmuş bir düşünce adamıydı.Konuşmaktan, yazmaktan çekinmemiş, korkmamıştı.Yazdığı onlarca kitabı, din bilgisi, ve gerçekleri gösterme arzusuyla durmadan yorulmadan yazdı.Müftülük yıllarında sürgün edildi. Üstelik bu sürgünün, Sivas’a bağlı bütün köylere 50’şer ağaç diktirmekMüftülük lojmanı yerine, göğüs hastalıkları hastanesi yaptırmak, gibi sebepleri vardı.Turan Dursun, Müslümanlık, Yahudilik ve Hristiyanlık konusunda derin araştırmalar yaparak dini inancında çeşitlişüphelere düştü. Bu şüpheler onu daha da araştırmaya itti ve en son müftülük görevinden istifa ederek “toplumazararlı”(!) bir birey oldu.Topluma zararlı diyorum çünkü, hoşgörünün olmadığı bilginin reddedildiği bir toplumda böyle görünüyorduo düşünce adamı.Şunu belirtmeden geçmek istemiyorum. Kendisi Fıkıhçı,İslam Hukukçusu, Kelamcı,İslam Kelamcısı, Hadis Bilimcisi,Doğu Bilimcisi, Din Etnoloğu’dur aynı zamanda. Hani merak edenleriniz için, “uyduruk” bir din bilgini değildizamanında. Hatta şöyle bir anekdot da vardır kendisiyle ilgili, tam tarih hatırlayamamakla berbaber, 1980’den sonraKenan Evren Arabistan’dan gelen eski (yani klasik) Arapça metni kendisini pek sevmediği halde Turan Dursun’dançevirmesini rica etmiştir.Her sene Uğur Mumcu’yu büyük coşkularla hatırlarız, hatırlayalım tabii ki, aydınlarımız asla unutulmamalı.Çetin Emeç, Abdi İpekçi hiçbirini unutamayız asla.Peki ama her sene bunlar olurken akla “Peki ya Turan Dursun?” gelmiyor mu hiç?Ateist olduğu için içten içe bir “oh aman topluma pek de yararı yok” mu deniliyor.Bu yüzden mi hatırlanmıyor. Bilim, düşünce, özgürlük adamı?Turan Dursun mücadelesi boyunca din ulemasını sürekli er meydanına çıkardı. Hep korktular, hep kaçtılar.”Yazdıklarım en sağlam kabul edilen temel kaynaklara dayalı. Çürütenler varsa, buyursunlar bunları çürütsünler.”Bu çağrıya yanıt verecek cesarette bir din savunucusu bulunamadı. Ama pusu kurup, tetik çekecek üç katil bulundu.
Şimdi ise bu düşünce adamının kitaplarına bir göz atma zamanıdır, sadece bu mu değil tabii ki,İlhan Arsel, Richard Dawkins, Stephen Hawking ve niceleri.Çünkü gerçekliğe ancak şüphe duyarak ulaşabilirsiniz.
yorumlar
evet, gerçekten kalemi çok güçlü bir yazardı. daha onu hiç tanımadan okuduğum ilk kitabında anlatımına hayran olmuştum. ne yazık ki sağlam kalemlerin illa da kırıldığı bir yer burası…
Türkiye’de ateistliğin gelişiminde büyük katkıda bulunmuştur. O yüzden onlar tarafından hatırlanması gerekir. Azılı İslam düşmanları onu baş tacı etmeliydiler. Ölüm gününde onu saygı ve hürmetle anmalıydılar.Ama bunun sebebi vefasızlık değil. Zaman çok hızlı ilerliyor ve gündem jet hızıyla değişiyor. Durup dururken TD’u anmak coşku ve heyecana neden olmayacağı için insanlar pek de umursamamıştır.Facebook’ta ve Twitter’da bir hesabı olsaydı, müritlerini arkadaş olarak ekleseydi iş başkaydı tabii. Ölüm gününde paylaşım rekorları kırabilirdi.AYDIN, BİLİM ADAMI, SEKÜLERİST, ÇAĞDAŞ, ATATÜRKÇÜ…Say say bitmez yüceltme sıfatlarını. Ama popüler kültüre yenik düştü.-Bütün İslam düşmanlarına yaptığımız gibi- onu da yüceltmeli, doğum gününde, ölüm gününde, geneleve gittiği ilk günde vb özel günlerinde onu saygıyla ve bol “like – tweet – share” ile anmalıyız.Allah’a inanmayanlar kendilerine insanları, liderleri, ideolojileri ilah ediniyorlar.Dinsizlik tanrısı TD’yi de bol paylaşımla analım.Şeytan onu krousun!
Türkiye’de ateistliğin gelişiminde büyük katkıda bulunmuştur. O yüzden onlar tarafından hatırlanması gerekir. Azılı İslam düşmanları onu baş tacı etmeliydiler. Ölüm gününde onu saygı ve hürmetle anmalıydılar.Ama bunun sebebi vefasızlık değil. Zaman çok hızlı ilerliyor ve gündem jet hızıyla değişiyor. Durup dururken TD’u anmak coşku ve heyecana neden olmayacağı için insanlar pek de umursamamıştır.Facebook’ta ve Twitter’da bir hesabı olsaydı, müritlerini arkadaş olarak ekleseydi iş başkaydı tabii. Ölüm gününde paylaşım rekorları kırabilirdi.AYDIN, BİLİM ADAMI, SEKÜLERİST, ÇAĞDAŞ, ATATÜRKÇÜ…Say say bitmez yüceltme sıfatlarını. Ama popüler kültüre yenik düştü.-Bütün İslam düşmanlarına yaptığımız gibi- onu da yüceltmeli, doğum gününde, ölüm gününde, geneleve gittiği ilk günde vb özel günlerinde onu saygıyla ve bol “like – tweet – share” ile anmalıyız.Allah’a inanmayanlar kendilerine insanları, liderleri, ideolojileri ilah ediniyorlar.Dinsizlik tanrısı TD’yi de bol paylaşımla analım.Şeytan onu krousun!
Aslında esas değinmemiz gereken nokta, bir insanın neden düşüncesi yüzünden öldürüldüğüdür. Bu bugün Turan Dursun olur yarın Hrant Dink olur başka bir gün başkası olur. Yarın ben olurum, diğer gün sen olursun. Turan Dursun’u hatırlamak demek, ateizmi hatırlamak demek değildir, onu hatırlamak demek bir insanın sadece senden benden ve diğerlerinden farklı görüşte olduğu için öldürüldüğünü, farklı düşüncelerin bu ülkede “İslamiyet” adı altında, “korkarak”, “cahilce” öldürülmesinin normal karşılanması demektir. Ve bunun yapılmaması gerektiğinin hatırlanması, öğretilmesi demektir.Hani deniyor ya islamiyet hoşgörüdür, affetmektir diye işte burada hoşgörü değil; kin, nefret ve korku görüyorum.Hangi insanlık anlayışı birinin öldürülmesine sinsi sinsi gülebilir, bunu “oh olsunculuk”la içine sindirebilir? İşte benim anlamadığım nokta tam olarak da burası.Popüler kültür kapitalizmin ürünüdür, din kapitalizmle kendine yepyeni bir yer edinmiştir. Ve fakat hala ölümler meşru, farklı düşünmek suç..
Nerden başlayacağımı bilemedim. Öncelikle şunu belirtmeleyim ki “vah vah” biz nereye gidiyoruz. Bu yorumu sanırım bir de “Cehaletle Mücadele Derneği” adlı yazıya yapmıştım. Yine söylüyorum biz Allah’a onu görmeden, duymadan, tanışmadan ama varlığından asla şüphe etmeden inanırız. Zaten inanç ve din dediğimiz budur. “Şüphe duyarak doğru yola ulaşacağız.” gibi bir cümle kullanmıştınız yazınızda buna da katılmıyorum. Siz bir Kuran-i Kerim’i hakkıyla açıp okusanız tüm sorularınızın cevabını alacaksınız ama… Dediğiniz şahsı açıkçası tanımıyorum ama belli bir süre din görevi yaptığını sonradan ateist olduğunu falan anlatmışsınız. Adam araştırmaları doğrultusunda daha doğru bulduğu dine geçerek inancını değiştirdi. Ben bunda pek bir abeslik göremiyorum. Diğerleri gibi en doğru din İslam’dır demeyeceğim. (Her ne kadar böyle düşünsem de) Şimdi şunun gibi bir ifade kullanmıştınız “Bir insan inancından dolayı öldürülür mü?” tabi ki hayır. Fakat kendin neye inanıyorsan inan kalemini esirgemeden tüm fikirlerini kitaplaştırıp Türk milletini ayağa dikersen sonun böyle olur. Bizim bu durumda yapacak bir şeyimiz yok. Ha ben de doğru bulmuyorum belki adamın öldürülmesini ama Türk milleti inançlarına ters düşen şeylere büyük tepkiler gösterebiliyor. Hatta bunun için yobaz teknikler bile kullanabiliyorlar…
bkz: yobazca
Öncelikle şahsım adına şunu söylemeliyim ki Kuran’ın Arapçasını da Türkçesini de baştan sona ve emin olun “hakkını vererek” okudum. Okumasaydım ateist olacağımı da sanmıyorum açıkçası. Çünkü ateist olmak dindar olmaktan daha risklidir, kibar tabirle söylemek gerekirse.Bunun dışında şuna da inanıyorum ki, bir insan nasıl ki ateist olma sürecinde ateist- teist her türlü kaynağı okumalıysa, dine inanan bir insan da aynısını yapmalı sonuç yine değişmesin farketmez ama “tam” bilerek konuşmak, inanmak her zaman daha makuldür.Bunun yanında ne pahasına olursa olsun insan öldürmek asla ve asla “hoşgörülebilir”, ya da “e o da yazmasaydı o kadar sivri şeyler canım, Türk milleri bunu kaldıramaz” la meşru kılınabilecek bir durum değildir.İşte tam bu noktada da “bizim burada yapabilecek şeylerimiz” olmalı. İnsanlara dinden önce insaniyeti, insanlığı, ve vicdan kavramını öğretmeliyiz.
insaniyet ile insanlık arasında nasıl bir fark var ?
Bir dil sürçmesi, yanlış kullanım olmuş ama belki de bilinçaltım bu kelimeyi iki kere yazmak istediği için olabilir, yani tam olarak anlamını içselleştiremeyenler için. =)
Uyarınız için de teşekkürler ayrıca.
Turan Dursun okuyan, cennem e gider..
cennem de nesi ?sizde bunu mu içselleştirdiniz acaba ?
Cennem, yeni açıldı, Beyoğlu nda cafe..İstanbul u hiç gezmediniz galiba, öyle güzel yerler var ki..
Baz cinayetlerin “düşünce suçu” yüzünden olması tamamen süsten ibarettir. Bir yerde kaos oluşturulmak isteniyorsa birileri kurban seçilir, onlara yapılan suikast istenen amaca rahat bir şekilde ulaştırır.12 eylül öncesi birçok olay, güya “alevi – sünni çatışması” denilen olaylar, 11 Eylül ABD saldırısı, Uğur Mumcu cinayeti…Başarılı bir toplum mühendisliği örneği. İnsanların ÖYLE DÜŞÜNMELERİ istenmiştir, olay sonrasında insanlar öyle düşünmüşlerdir. İşlem tamam.——————————————Bu arada değinmeden edemeyeceğim, TD gibileri DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ adı altında insanların kutsalına saldırırken alkış tutanlar lütfen düşünce özgürlüğünden dem vurmasın.Bu çifte standart, bu holigan taraftarlık numaraları artık tutmuyor. İnsanlar uyanıyor, böyle samimiyetsizlik ayakları yenmiyor artık.
Öncelikle Turan Dursun’un kitaplarını okumadan “insanın kutsalına” saldırıp saldırmadığını bilemezsiniz.İkincisi çok merak ediyorum nedir bu “insanın kutsalı”?Çünkü dindarlar ateistler hakkında “çirkin” sözler savururken, onları lanetlerken, onları ÖLDÜRÜRKEN hiçbir kutsala, hiçbir insanı değere saldırmıyorlar fakat bir ateist ya da dine eleştirel bakmak isteyen herhangi biri kutsala saldırmak oluyor öyle mi?Bu tabularla, tek doğrularla yaşamak, aman o dindir, aman o kutsaldır, aman o sorgulanmaz edilmez zihniyeti ölümlere kadar varıyor ve din bunu meşru gören bir zihniyetle yaklaşıyorsa (ki yaklaşıyor, bunun en belirgin örneğini tevbe suresinin ilk ayetinden bile anlayabiliyoruz ki örnekleri çoktur) İşte o zaman yine ben haklı çıkıyorum, yine din kendi içinde nefreti açığa vurup benim değerlerime ters düşüyor. Hoşgörü nerede diye sormaz mı insan? Sorar tabii. Ama cevabı hep satır aralarından zorla çıkarılmaya çalışılan anlamlardan ibaret kalır.Aslında yine yazdıklarıma döndük, Uğur Mumcu, ya da bir başkası hatırlanırken (ki tekrar söylüyorum asla unutulmamalıdır) Turan Dursun sadece ve sadece ateist olduğu için ölümüne göz yumuluyor, görmezden geliniyor.Evet işte Türkiye de tam olarak böyle bir ülke ne yazık ki.Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olmayalım.
“İddia ediyorum ki ikimiz de tanrıtanımazlarız. Sadece benim inandığım tanrı sayısı seninkinden bir eksik. Diğer olası tanrıları neden reddettiğini anladığın zaman, benim de seninkini neden reddetiğimi anlayacaksın.” demiş Stephen Henry Roberts çok da güzel demiş.
kendi değerlerine sahip çıkmış bir insanı hatırlamak pek de bizim insanımıza göre değil ne yazık ki.
Ne yazık ki DIMOEDES, ne yazık ki.
Tek yönlü olarak bakıldığında herkes kendince haklıdır. Fakat geniş açıdan bakınca resim değişiyor.üçlünün zayıfı ezdiği güç dengelerine karşı gelen tek sistem İslamdır. Semavi dinler “saf” halleriyle daima tepki çekmiştir. Hem toplumların, hem devletlerin hem de nüfuzlu elit tabakaların. G Çünkü insan nefsine uymayı kendi için daha uygun görür. Semavi dinler bir tek Allah’ kulluk etmeyi emreder. Oysa insanoğlu kendi kendile putlar edinir durur. Zekat ve sadaka gibi bağışlar insan nefsine ağır gelir; onun yerine bencil ve acımasız olmayı tercih eder. Zina ve fuhuş yasaklanır, nikah için şartlar konulmuştur ki insanlar haksızlık yapmak istediklerinde hukuk karşısına dikilsin…Dinler bozulup da sapkınlaştıktan sonra -her nedense- tepki çekmemeye başlar. Elitlerin, toplumların ve devletlerin yıkıcı darbelerinden muaf tutulurlar. Yahudilik ve Hıristiyanlık gibi. Bununla beraber, semavi olmayıp insanların icat ettiği sapkın inançlar da tepki görmez. Budizm, satanizm vd.”Dinsizim ama iyi insanım” önermesi çok dar kapsam için geçerli olabilecek, genelde ise gerçekliği olmayan bir hayaldir.”Dinlerin savaşları doğurduğu, kötülüğün ve şiddetin sebebi olduğu” önermesi ise; dar bakış açısının ve gerçeklerin bir kısmını reddetmenin getirdiği bir yanılsamadır.Peki bu çıkmaz sokakta kim haklı? Sorunun en doğru cevabını bilim verir.Tarihe bakacaksın, toplumlara bakacaksın, insanlara, ailelere, yaşantılara bakacaksın.Ama biz bilim diye hep materyalizmi yutup durduk. Birçok yerde metafizik örnekleri akıllara durgunluk verirken bağnazca, cahilce maddecilikte direttik.Ve o maddecilik ister istemez Allah’ın varlığını tartışmaya götürdü bizi.Sıçtığı boku bile yaratmaktan aciz olan insan, aklın ne olduğunu, aklının nereden geldiğini bilmeyen insan Allah’ın varlığını tartışır ya!…”Nahl (4) İnsanı bir damla sudan yarattı. Bir de bakarsın ki O, açık bir düşman kesilmiş!””Hac (8) İnsanlardan kimi de vardır ki, ne bir bilgiye, ne bir yol göstericiye, ne de aydınlatıcı bir Kitab’a dayanmaksızın Allah hakkında tartışır.”
Bunun doğru olmadığına eminim. Bu ülkede ölümüne göz yumulan öyle farklı kesimlerden öyle insanlar var ki… Zaten ilk yorumumda bu yüzden, TD fanlarının vefasızlığına hafif alay ederek değinmiştim.Bu vefasızlığın önemi, ölümüne göz yumulma meselesinden çok çok üzerindedir. Bu ülkede öyle insanların ölümüne göz yumuldu ki, onların adları ve sayıları bile hatırlanmıyor. Kimilerinin kabri bile belli değil.
Aaa evet cennem’e bende gittim.