Benim için Engels ve Smith ile dalga geçilen şu yeni reklamlara bayılıyor demişler. Tüketim toplumunun ironik parabolik ve hatta astronomik çılgınlık eğrisini tasvir etmek için gerekirse canımı bile veririm, bilmiyorlar.Dün o hep bindiğim otobüsten indikten sonra televizyonun karşısına oturdum ve ne göreyim, ufacık çocuklar bülbül gibi şakıyor maşallah. Arada bir programın sunucuları da entellektüel mastürbasyon yapıyor sormayın gitsin.O da nesi??? Ayıp birşey değil yahu. Terimi şimdi uydurdum. Siz sevgili okur için. Kısaca açıklayayım isterseniz.Bir sahne sergileniyor mesela. Hani şu ufacık el kadar bebelere istiklal marşı ezberleten zihniyet yine karşımıza çıkan. Cıvıl cıvıl sahnelerde ufak kızları, oğlanları kendilerini mükemmel derecede pazarlamak öğretiliyor, sahnelerde sürten abilerinin, ablalarının kıyafetleri ile 5-6 kat yaşlandırılıyor bu çocuklar.Bir şöhret masalına inandırılıyorlar. Kimbilir bu yalandan uyandıklarında görecekleri şey bir hayat boyu kabus ve şizoid psikozlardan başka birşey olmayacak. Belki aileleri durmadan sövecek o yapımcılara.Belki bir süre işler iyi gidecek. Piyasa olacaklar yani. Sanki süpermiş gibi… Sonra da bu programın yapımcı ve sunucuları gibi onlar da bir ‘gelecek katili’ olacaklar.Sonra da sahnede sergilenen şovun ardından diyecekler : ‘Bu zarzovanya eserinin zırt bölümündendi. Hehehe ben bunu Broadway’de seyrettim.’ sonra onları izleyen ufak kurbanlar ‘Vaay bee!! Bizim üstadımız abimiz, babamızdan çok sevdiğimiz hocamız bu işi yapmış helal olsun.’ Sonra onu bir halt zannedecekler. İzledikleri oyunu da.Nazım Hikmet’in kuvay-ı milliye destanını hiç izlememiş olacaklar mesela…Ya da bir Yunus Emre oratoryosunu.Hiç Necip Fazıl okumadan büyüyecekler tabii ki.Sheakspeare’den örnekler verecekler.Bütün bunlar bir şarkı gibi değil mi? kulağınıza çalındı ve geçtiler.Hayır….Asıl şarkı sensin küçük kız.Evet bir şarkısın sen!