”Yolculuk sadece içindeki sese kulak verip, sonra da onu susturmak için açıp kapıyı gitmek midir? Yolculuk biraz da çağrılmaktır” Haydar Ergülen/Radikalİşte ben teoman dinlerken kendimi yolculuğa çağrılmış gibi hissediyorum. Cümleler imgelere oradan da duygulara dönüşüyor.Teoman’ın müziği bence gayet sinematik bir müzik ve ben bu adamın müziğini başka türlü seviyorum.Sözlerdeki hikaye,kurgu ve içtenlik, şarkıya ayarlı karakter vokallerle uyumlu bir seyir içinde seyrediyor. Bu konsept piano, keman gibi akustik enstrümanların çoğu zaman birer roman kahramanı gibi dolaştığı güzel müziklerle birleştiğinde modern zaman insanının içsel yorgunluklarını,yalnızlıklarını,çelişkilerini,duygusal iniş çıkışlarını anlatan sinematik bir müzik çıkıyor ortaya.Dinlerken mikro filmler çeviriyorum zihnimde adeta. Kendi yarattığım film sahneleriyle şarkı sözlerindeki hikayeyi birleştirip kolaj yapıyorum. Bazen de izlediğim filmlerden sahneler geliyor aklıma.(Bu arada bütün bunları saniyeler içinde kesip-kopyalayıp-yapıştıran beynime de burdan sonsuz sevgilerimi iletiyorum,sağ olsun var olsun)Özellikle ilk albümü benim için çok özeldir. O albümdeki ruhun bir eşine daha rastlayamadım henüz.İlk kez 96’da kendisini keşfettiğimden beri artık hobilerim arasına teoman eşliğinde tren yolculuğu yapmakta dahil oldu. Hatta bir yere ulaşmamda önemli değil, sadece o güzel müzikleri dinleyerek bir yol sürecinde oluyum yeter.