Oynaması da seyretmesi de zevkli olan tenisin mucidi kimlerdir, ilk nerede oynanmaya başlamıştır bilen yok. Her konuda, her mevzuya tuz biber olan eski mısırlıların ve yunanlıların tenis çorbasında da tuzları olduğuna dair rivayetler var. Bir de 12. yüzyılda hiçbir zevkden geri durmayan ingiliz ve fransız asilzadeleri kapalı beton binalarda Le Jeu du Paume adını vedikleri benzer bir oyunu çıplak elle oynamaya başlamışlar. Zamanla önce eldiven giymeyi akıl etmişler sonra da raketi icat etmişler.
Walter Clopton Wingfield
Oyunun kurallarını koyan, standartlarını belirleyen ve patentini alan müteşebbis, ticari zeka ve deha saibi kişi ise Walter Clopton Wingfield adında bir ingiliz askeri olmuş. Walter Clopton Wingfield Sphairistike adını verdiği oyunu sarayda icat edilen şekliyle bakımlı çim kortlarda bir skorlama sistemiyle oynamayı akıl etmiş. Sonrada hemen top ve raket işine girmiş. Ancak işi abartıp malzemelere avuç dolusu para isteyince bizim mahalle aralarında iki taş arası kale ve bir lastik topla oynanan fotbol misali herkes kendi Sphairistikesini kendi uygun gördüğü topla, uygun gördüğü raketle, uydurduğu kuralla oynamaya devam etmiş ve oyun değişe değişe bildiğimiz tenis oluvermiş.Türkiye’ye de ingiliz diplomatlar tarafından sokulmuş, 1923 yılında da Tenis Federasyonu kurulmuş. Ancak günümüzde pek dünyada ulaştığı seviye ve yagınlığa ülkemizde ulaşamamıştır.
2008-Roland Gross-Dinara Safina
Günümüzde standardize edilmiş toprak, çim ve sert kortlarda oynanan tenis dünyada sevilen popüler bir spor halini almış durumda. Tenisçiler her yıl düzenlenen ve Grand Slam denen dört büyük turnuvada kapışmaktadır. Bunlar yıl içinde yapıldıkları sıra ile sentetik kortlarda yapılan Avusturya Açık Tenis Turnuvası, toprak kortta yapılan Fransa açık Tenis Turnuvası (Roland Gross), çim kortta oyananan Wimbledon (İngiltere) ve sert kortlarda oynanan Amerika Açık Tenis Turnuvası‘dır.
Kaynaklar: 1, 2
yorumlar
Favorim, kül kanatlı kelebeklerin bile eşlik ettiği, gece maçlarıdır..Teşekkürler Baharalı..
Dün akşam TRT 3 deydi galiba, Fransa da yapılan bir turnuvaya takıldım kaldım, nasıl bir güçle ve hırsla yapılan bir maçtı, sonuna kadar seyrettim….
bir ara kadınların topa vuruş anında ki hırsla çıkardıkları sese takmışlardı..Oysaki insanlar hırstan raketlerini bile kırıyorlar..
para için kalp kıranlar vari raket ne ki
kalp kıracağıma 30 tane raket kırarım..
30 X 700 dolar = 21000 dolarbana yarısını ver kalbimi kır pbk…
serbest piyasa rekabeti;bana 3te 2sini ver, 4 raketi de kafamda kır..he de, bitsin bu iş..!
pardon ya 5te 2sini..:P
Çok paragöz olmuşsun Kop..Gözlerin dolar dolar, bakar sanırım senin..Nicco ya söyleyeceğim, sana ücretsiz bir reiki göndersin..
japonya’da ikamet eden hafif uyesi var ise o da aduket gondersin..
niko bana yazılarının gelirini aktarıyo
:)))
hepinizden kadirşinas çıktı hem de
kop bnde sana bnm hesabımdakileri aktarayim. baya bi birikmiştir, hiç bakmadım daha. nası yapıldığını bilmiyorum ama.
yazmayınca birikmez, acu, neyi yollayacaksın..
sağol acu. shane’ e mesaj atıyosun dolarlarımı kop’un hesabına aktar diyosun o hallediyo…hafif uykuya yazma, uyuyodur çünkü rahatsız olmasın…
Linet o maçlar Roland Gross turnuvasından. Mayıs sonu, haziran başında olan bir turnuva. Şimdilerde tekrarları yayınlanıyor. Bizde iki haftadır o maçları seyrediyoruz.
isviçre bankasındaki hesabımdan göndermek isterdim ama üşeniyorum. Shane’e selamımı söle o anlar kop.
ben niye sölücem ki
– söyle söyle söylesize susmanızı soylemistim gerizekalılar..!
SN Shane, 10.06.2008Hafif hesabımda ne varsa, Kopanisti ye aktarılmasını rica ederim.Saygılarımla..
özeline yazın lütfen nerden okucak burdaki mesacları,
sen öyle san, shane hn, hafif in her türlü yazı ve yorumlarıyla birebir ilgileniyor..
valla de…
walla.. başarılı biri kendisi..Hem de süper bir karakter, Nicco haklıymış şiir yazmak istemekte..
diyosun…
başlığı görünce acuistic yazmış sandım:)
:))) dejavu. Bu akşam bişeyler yazmayı düşünüyodum bende. İsabetli bir tahmindi:))
ah bu tevafuklar beni öldürüyor yavaş yavaş:)
Basketbol!!! sevinirim acuistic. Yüzmeyi kop kaptı sende basketbolu anlat bizde sebeplenelim
toprak sahada oynaması zordur. hızını kontrol edemediğinde zemin üzerinde paten yapar gibi kaymaya başlarsın. bir de o kızıl toprak havalandıkça her yerine yapışır. en iyisi tartar zeminli saha!
basketbol çok bilindik ama dejavu. önceden niyetlendiğim başka bir konu olduğu için onu daha sonra yazsam olur mu?
acuistic bilindik olduğunun farkındayım, güzel anlatımın var ve hakkını veriyorsun bu yüzden basketbolu senden okumak istemiştim. O zaman ödevin olsun, hadi bakalım:)
pete sampras’ ı tek geçerim
Ben yazdim yazmasina ama anamadim diyor. Ben de bosver zaten annasilacak gibi diil dedim:)
zenginden alıp fakire vermek lazım.kop’a yardım kampanyası açıyoruz.nico, ben şimdi kafadan varız. diğerlerini bekliyoruz:)
kop, yardıma mı ihtiyacın var? acustic öyle diyorrrr!acustic, merhaba ablacım bu arada:)
Nadal
Pilli pati: Toprak saha diğer sahalardan farklı söylediğin gibi. Sadece özerinde kayıp düşme riskinden dolayı değil, yumuşak olduğu için topun hızını da kesiyor. O yüzden toprak sahada ralliler daha uzun sürüyor ve puanlar daha çok küçük hatalaradan alınıyor. Oyun farklı bir stil gerektirdiğinden şampiyonları da farklı oluyor. Toprak kortların kralı Rafeal Nadal bu sene de önceki iki sene olduğu gibi diğer tüm grand slamarın şampiyonunu yenerek Roland Garros’u aldı.
uzun ralli izlemeyeli çok oldu, dediğin gibi nadal garros’ da büyük keyif verdi bu anlamda…kadınlarda da williams kardeşlerin üstüne tanımıyorum
Diğer üç grand slamı Federer kazanmıştı
Ben bu sene şarapovayı maç puanı çevirerek eleyen, çeyrek finali de gene maç puanından çevirerek kazanan dinara safinayı seyretmekten büyük zevk aldım.
Finalde elense de benim gönlümün şampiyonu O
Dinara safina
niko, su yapacağın zaten belliydi, onçün çok şaşırtmadın beniacu, sağolasın, tuttuğun altın olsunmak, sağolsun acu. benim hesabıma gelirlerini aktaracağını söylemişti, niko da söylemişti ama gördüğün gibi o su yaptı her zamanki gibi, neysse mühim deilsenin de gönlünden bişey koparsa bi el atarsanız bu yardım kampanyasına çığ gibi büyümesi işten bile değil…niko, yıldırımdan da bi çorba istesem mi ne dersin?? yoksa benim adıma sen ricacı olur nusub, yüzgöz olmayayaım şimdi, işim düştü diye alay etmeye başlar…
tamam kop, ne kadar istiyorsun?
afedersin mak, gönlünden ne koparsa, damlaya damlaya göl olur…
10.000 dolar gönlümden, ama cepten dersen kocaman bir ?
senden ümüdüm yoktu zaten mak, sağlık olsun
🙂 aynen öyle, sağlık olsun!!!!!!!!!!!!!
türkçesi avucunu yala diyosun yani
bak şimdi…öyle demiyorum elbette, cidden…sadece öyle bir paranın terennüm edilişi mizahi geldi, hepsi bu..olsa cidden lafını bile ettirmezdim sana
diyosun diyosun, neysse, sorun deyil…
kop; deyil değil, değil olacak
değil mi?
Kastelli yi biliyorsun..Kötü bir sondu..
ne alâka..
bankerdi, aklıma geldi birden..
Iste simdi ayip ettin. Senin canin sagolsun. Paranin pulun lafi mi olur.