Kimi kaynaklara göre 1904, kimilerine göre 1908; kendisine göreyse 1909 senesinde Sinop’un Salı Köyü’nde dünyaya gelen Türk Şiiri’nin saklı kalmış ismi, ‘Fahriye Abla’ ile, ‘Serenad’ ile, ‘Olvido’ ile akıllarda yer tutan Ahmet Muhip Dıranas, edebiyat pınarımız Ahmet Hamdi Tanpınar ve Faruk Nafiz Çamlıbel‘in öğrencisi idi.300 kişiyi aşmayan nüfusuyla Sinop’un Erfelek İlçesi’nde kalan Salı Köyü’nde doğan Dıranas, ilkokulu Sinop’ta okuduktan sonra ailesiyle birlikte Ankara’ya taşındı. Ankara Erkek Lisesi’ne yazılan Dıranas, okulda Türk Edebiyatı’nın gelişimine muhteşem katkıları olan Ahmet Hamdi Tanpınar ve Osmanlı Devleti’nde doğup, Türkiye Cumhuriyeti’nde ölen Faruk Nafiz Çamlıbel’den ders aldı. Çamlıbel’in Dıranas’a okuttuğu şiirlerin yanı sıra Tanpınar, genç adama Fransız ve İngiliz Edebiyatı’nın güzide isimlerinden örnekler verirdi. Şiir yazmaya bu dönemlerde başlayan Dıranas, liseden mezun olduktan sonra Hakimiyet-i Milliye Gazetesi’nde işe başladı. 1930’dan 1935’dek bu gazetede çalışan Dıranas, Ankara Üniversitesi, Hukuk Fakültesi‘ne yazıldı. 2 sene Hukuk Fakültesi’nde okuduktan sonra İstanbul’a gelen Dıranas, İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü’ne yazıldı. Bölümünü bitiren genç adam, Türk, İngiliz ve Fransız Edebiyatı’nı yakından takip ediyordu. Özellikle Charles Baudelaire ve Paul Verlaine‘e özel bir ilgi duyan Dıranas, Mimar Sinan Üniversitesi, Güzel Sanatlar Akademisi’nin kütüphanesinde müdür olarak çalışmaya başladı.1942 senesinde Ankara’ya, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Halkevleri Kültür ve Sanat Yayınları’na yayın müdürü olarak giren Dıranas, askerliğini Ağrı’da yaptı. Sonrasında yine Ankara’da Çocuk Esirgeme Kurumu Başkanlığı’nda çalışmaya başladı. Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu İş Bankası Yönetim Kurulu azalığı yapan Dıranas, Devlet Tiyatrosu Edebiyat Kolu Başkanı oldu. Güçlü kalemi ve en önemlisi üreticiliği ile Zafer Gazetesi’nde yazmaya başlayan Dıranas, DP’den milletvekilliği adaylığını koyduysa da siyasette, edebiyat kadar başarılı olamayacaktı.Yazdığı şiirlerden birini (Bir Kadına) Milli Mecmua’ya gönderen Dıranas, ‘Muhip Atalay’ imzasıyla yayımlanan şiirinden sonra eserlerini çeşitli dergilere göndermeye başladı. Varlık, Çığır, Yücel, Şadırvan, Oluş, Yeni Lisan, Hisar gibi dergilerde yayımlanan şiirleri, şairlerin dikkatini çekmiş olmalı ki Attila İlhan, kendisi için şöyle bir yorumda bulunmuş; “Türkiye’de iki şair bilirim; biri Necip Fazıl, diğeri Ahmet Muhip.” Dıranas ise sıkı bir Cemal Süreya hayranıydı.

Batı Edebiyatı’na olan hayranlığıyla bilinen Ahmet Muhip, hocası Çamlıbel’in de içinde olduğu Beş Hececiler ile özgürlükçü Garipçiler‘in deyim yerindeyse ‘arasında kaldı’. Şiirlerini hece ölçü ölçüsüne göre yazan Dıranas, aslında ne Beş Hececiler’den oldu, ne de Garipçiler’den.

Sene 1974 olduğunda, Dıranas’ın şiirleri, “Şiirler” adı altında yayımlandı. İş Kültür Yyaınları’ndan çıkma bu kitapta, Dıranas’ın en çok “Fahriye Abla” şiiri beğeniliyordu. “Kara Gözlerin“, “Her Günkü Şarkım“, “Gerçek“, “Kar“, “Portre“, “Ülker’in Gözleri“nin yanı sıra, tartışma yaratan “Adamlar” ve elbette “Olvido” vardır.Tevfik Fikret‘in 62 şiirinden oluşan “Rübab-ı Şikeste” eserini “Kırık Saz” olarak günümüz Türkçesi’ne çeviren Dıranas, esasen yazdığı oyunlarla da meşhurdur. “Gölgeler” adlı oyunu ile CHP Tiyatro Ödülü alan Dıranas, tıpkı hocası Tanpınar gibi az yazdı, az yayımladı.

Münire Hanım’la evli olan Dıranas’ın hiç çocuğu olmadı. “İki Yalnız Ağaç” adlı şiirinde anlattığı çocuk özlemini dindiremeden 21 Haziran 1980 tarihinde hayatını kaybeden şair, vasiyeti doğrultusunda doğum yeri olan inop, Salı Köyü’ne gömüldü.Ahmet Muhip Dıranas’ın yayımlanmış kitapları;Adam Yayınları’ndan ‘Tüm Yazıları’, ‘Tüm Şiirleri’, ‘Tüm Oyunları’.Yapı Kredi Yayınları’ndan ‘Şiirler’, ‘Yazılar’.Kyrhos Yayınları’ndan ‘Şiirler’.Ayrıca, Doçent Doktor Alim Gür, Dıranas’ın hayatını bir kitapta topladı. Kitap, MEB Yayınları ve sonrasında Tablet Yayınları’ndan çıktı.