Ece’lerin ardından koştuk,Sünnet mi okul mu konulu yaman çelişkiden sıyrılıp sonunda sünnet olup okula koştuk.Okul hayatımız daha önce hiç üzerine oturmadığımız bir sırada başladı. Uzun tahta bir sıra 2 kişilik gibi gözüksede genelde 3 oturtulduğuna şahit olmuştuk. Masa ve oturaktan oluşuyordu. Önde iki adet çukurluk vardı masanın öyle bakınca bir işe yaramıyordu ama ileride yazarken pek sık kullanmadığımız kırmızı kalmelerimize yuva olacaktı orası. Zaten okul eşyaları falan bayağı bir acayip gözüküyordu gözümüze.Kalemliğin içinde lastik şeritler var onların arasına kalem sokuyorsun. Silgi için üstlerde yine aynı lastiklerden var. Bir zaman sonra lastikler kopar ve kalemler avuçla atılır. Kalem kutularının kullanım ömrü en fazla 2 yıldır. Üzerlerine monami pastel boyaların yapıştırmalarını yapıştıranlar da vardı “the mask” yani nam-ı diyar maske çıkartmalarını yapıştıranlarda. Bu yapıştırmalar kıyafet dolaplarında duşakabin kapılarında ve mutfak dolaplarında da görülürdü. Zamanın popüler çizgi karakterleri mekan etmişlerdi dolapları kendilerine.
suluk
Çizgili defter,kalemtraş,telli defter gibi terimlerle ilk kez karşılaşıyorduk. Suluk vardı mesela içine genelde meyve suyu doldurduğumuz şu meşhur plastik kap. Suluk kullanmayan yok mu? Tabiki de suluk okula giden öğrenci için mecburi değildi.Okulda yaklaşık 5 saat geçirmek insanın karnını acıktırıyordu haliyle. E daha para harcamasını bilmiyoruz yani sakız almaya gittiğimiz bakkaldan cips,topitop,popkek,jelibon,tipitip,poptip alarak çıktığımız zamanlar. Kantin denen okul bakkalına uğramak için biraz zamana ihtiyacımız var.Biz daha tenefüs süresinde tuvalete gidemezken bırakalım okulun bahçesine çıkıp kantin ziyaretini.Kantinlere gidemediğimiz için alternatif bir çözüm yolu olan “beslenme çantası” kullanılırdı. İçine çikolata ve sürme peynir sürülmüş ekmek,sucuk,salam,domates… gibi envai çeşit yemek koyulabilen net ağırlığı 500 gr olan bir plastik kap.
beslenme çantası
Eşyalarınızın üzerindeki resimler sizin kişiliğinizi yansıtırdı. Eğer bir erkek çocuk üzerinde cigilipuf olan bir beslenme çantası edinmişse diğer erkekler tarafından sınıf takımına alınmayacak birisidir. Üzerinde spiderman resmi olan ve kenarları beyaz örümcek ağlarıyla bezenmiş bir beslenme çantası ise size sınıf takımında forvet oynatabilir.Sınıf takımıda garip bir oluşumdur ilk öğretimde. Top oynamayı gerçekten bilen en az 1 kişi vardır sınıfta. Hatta öyle ki yeni bir erkek öğrenci geldiği zaman hemen tenefüste sorarlar “nasıl top oynuyorsun?” ya da “top oynamayı biliyor musun?”. Yeni gelenin daha ilk maçta belli olur takıma alınıp alınmayacağı. İsmini kolay kolay herkes ezberleyemez,takıma alınmaz ise “yaa adın neydi?” soruları 1 hafta devam eder. Kısacası adınızı akıllarına kazıtmak için okul takımında oynamanız ya da sınıf kızlarını zekanızla etkilemeniz gerekir.2+2 nin cevabını bağırarak vermeniz ilk başta herkesi size baktırır sonra tenefüste muhabbet açmanız için bir yol olur. 2+2 ye cevabı şak diye yapıştıran çocuk olarak diğer öğrencilerin ebeveynlerine anlattıkları çocuk oluverirsiniz daha ilk günden.Okul aynı anda hem sevmeye başlayacağınız hemde tiksineceğiniz bir yer olarak gidecektir daha bir kaç yıl. Devamsızlık hakkımızı kullanmaktan ertesi gün sınıf öğretmeninin neden gelmedin sorusuna cevap verememekten korktuğumuz için kaçınırdık. Hastaysanız doktora gitmeliydiniz ya da size akraba olan birisi ölmeliydi. Kısacası günde 5 saat aralıksız aynı öğretmenle öğretim görüyorsanız ya okula geleceksiniz ya da hasta olacaksınız başka yolu yoktu.Çalkantılı bir okul hayatı yaşayanlar istisna kabul edilerek kaleme alınmıştır…Maske demişken
maske
yorumlar
Bizim okuldakiler 2+2’ye tav olmuyorlardı cultureorange. Çarpım taplosunu ezberlesek gene yaranamazdık :)İyi futbol oynamak herşeyin kapısını açar. Herşeyi olan çocuk paylaşmıyorsa nefret edilir.Bir sonraki aşama kopya çekme çalışmalarına girersin diye bekliyorum. Geldi artık çünkü.
tabiki kopya okul hayatının vazgeçilmezleri arasında. Çekememek ya da çektirmek hiç farketmez herkesin bir kopya anısı olduğu ortada ve bu yüzden daha zor bir yazı olacak 🙂 Çünkü kopya çekme yaratıcılık gerektiren bir iş ve böyle olunca da kimsenin kopya çekme sistemi kimseyi tutmuyor. İlginç örneklerle bezelediğim kopya çekiyoruz yazısı yakında bayilerde ve seçtin kırtasiyelerde olacak… 🙂
Bana yazdığım bir yazıyı hatırlattı
bana yazmadığım bir yazıyı hatırlattı sen ne pis ne tembel bir bünyesin dedim kızdım kendime.
biz okula sucuk falan götüremezdik. yassaktı basbayağı. gelir farklılıkları deşifre olmasın, candır bu çeker, bitaraflar şişmesin deyu…
bunları yazmak bana ilkokul öğretmenimi hatırlattı. Misafirliğe giderdik akşam sınıfta hissederdim kendimi koltukta ellerim dizlerimde otururdum hatta bir kere parmak bile kaldırdım uyku sersemiydim geç vakitti.
Ben de sınıftan çıkarken kapıyı çalıyorum alışkanlıktan 🙂
Yere düien tebeşirleri ödünççalırdım, evde geniş tahta levha vardı orada öğretmencilik oynardım. Deli gibi
sıkılıp önlüğümü çıkartırdım zırt pırt. ben elbiselerimle dolaşıcam diye de okulu birbirine katardım zırlamaktan.
yakamda kırmızı kalem ve kurşun kalem izleri, çorap her gün yırtılırdı eve gidince annemden bir posta azar işitirdim.
Şişeyi top niyetine kullanıp ayakkabının anasını ağlatırdık. Sonra anamızda bizi ağlatırdı. Böyle bir döngüydü işte.
ben okulun ilk haftası tenefüste tuvalete gitmeye karar verdim fakat nasıl yapacaktım onu bilmiyordum. Çantam hiç tanımadığım insanların arasında nasıl duracaktı kalemlerim meyve suyum hepsi çantamda duruyorlardı. Bende çözümü çantamı omzuma alıp tuvalete gitmekte buldum… okul bahçesine çantamla çıkardım ilk hafta sonra öğretmen aldı çantamı sinirlenerek sırama attı :Do son oldu bir daha çantamın yüzüne bakmadım çöplük gibiydi çantam. Lise 3. sınıfta sayısal öğrencisi olmama rağmen pastel boya duruyordu çantamda hiç çantamı şöyle adam gibi temizlediğimi hatırlamam 🙂
Lisede çanta neyin kullanmadım. Ortaokuldada benim çantamla voleybol oynardık.Dua et çocuklar seni dışlamamışlar o zaman kultürelorange. Biz de olsa direk dışlanırdın süt çocuu diye 🙂
Ortaokulda da
Ben büyümedimhiç
vala dışlanmadım demekki sınıfım da benimle aynı kafadanmış o dönemler :)dejavuu üzüldüm şimdi sana:)
ben tutayım bari bu yazıyı 🙂
culture, algılarınız müthiş çalışıyormuş siz tarkan dinleyin devamlı
tarkan dinlemem ki kaçıncı defa söylemem gerekecek bilmiyorum ama tanıttığım kişilerin hayranı değilim öyle isem bunu söylüyorum. tek yaptığım ünlü oldukları için tanıtımlarını yazmak.Sanırım yanlış analdık birbirimizi 🙂