Kimse hakkında konuşulmasını istemez, sevmez ama çogu kimse kendine yapılmasını istemedigi halde başkası hakkında konuşur, ille şu şununlaymış, bu böyle yapmış şeklinde dedikodu yapmasa da mutlaka o kişinin ayıbını , ettiği bir sözü, yaptıgı hareketi mutlaka eleştirir,dile getirir.

Başkası hakkında kötü söz etme, eleştiri, ayıbını dile getirme ,hoşlanmayacagı laflar etme, duydugu taktirde üzülecegi şekilde konuşma kısacası gıybet insana yapması en kolay ve tatlı gelen üzücü davranışların başında gelir. Birisi hakkında konuştuktan sonra, ne var olanı söylüyorum demek işin kötü yanını örtmez, zaten olanı söylemek dedikodu ve gıybettir, olmayanı söylemek iftira olur. (Her doğruyu söylemek bazen dogru değildir)İslam dininde de özel bir yeri vardır dedikodu ve gıybetin, Hucûrat suresinde ”llah’ın hatasıyla da sevdiği, hatta (tövbesine vesile olduğu için) hatası için sevdiği kulunu hiç kimse sevimsiz bulamaz. Yoksa, kendini Allah’ın Resûl’ünün önüne koymuş olur” cümleleri vardır. Yani Allah bu kadar af edici iken , kullarının suçunu ortaya sermezken (öyle ya herkes işledigi suç veya günah için alnında şunu ,bunu yaptı şeklinde yazıyla gezmiyor) insan nasıl insanın kusurlarını sürekli o yokken konuşur, hatalarını eleştirir,gıyabında atıp tutar ve sonra onun yüzüne nasıl güler. Fitne, fesat ve dedikodunun kaç yuva yıktığını, kaç kişinin canına,malına mal oldugunu elbette duymuşuzdur.

Domuz etinden kaçıp, içkiyi ağzına koymayan nice kişiler İslam dininde haramların en büyüklerinden biri olarak gösterilen (kul hakkı oldugu için) gıybetten niçin kaçmaz? Oysa ki Söz Yangını adlı kitapta bahsedildiği gibi gıybet te içki gibi sarhoşluk veren birşey olsaydı, her yer yalpalayarak dolaşan insanlarla dolardı.“Arkadan çekiştirip duran, kaş göz hareketleriyle alay eden her kişinin vay haline;” (Hümeze Suresi)Olaya sadece İslami açıdan bakmamıza gerek yok gıybet tüm insanlık tarafından sevilmeyen ve mualesef çokça yapılan bir şeydir. Yahudilik ve Hristiyanlık dininde de dil tutmanın önemi yer alır, kötü söz söylemek kadar dinlemenin de o kadar kötü oldugu vurgulanır. Corneille dedikodu için basit ruhlu insanların eğlencesi diye konuşmuştur. Descartes ise dedikoduyu ,başkalarını kötülemek için yapılan dedikodudan duyulan zevk, başkalarını düşürdüğümüz ölçüde kendimizi yükselttiğimizi sanmak diye nitelendirir.Dedikodu yapmak işten atılma sebebiElbette birden bire bu toplumsal hastalıgın son bulması beklenemez, hepimiz bir şekilde az veya çok bunu yapıyoruz ama en azından aklımıza bunun hem bize hem hakkında konuştugumuz kişiye olan zararları aklımıza getirip azaltabiliriz, belki üç kere yapacaksak aklımıza gelir söyleyecegimiz üç cümlenin ikisini içimizde tutacagız, eh bu da birşeydir değil mi? Herşeyi arkadan konuşmayalım dobra olup yüzüne söyleyelim demek ne derece doğru, çok çevreye zarar veren bir kusur veya kendisine iyilik getirmeyecek düzeltilmesi gereken bir kusur olmadıkça kişinin yüzüne de onu kıracak şekilde eleştiri yapmasak ne olur? o bizim gibi düşünmek, giyinmek, yemek,içmek zorunda mı , bizim inandıgımıza inanmak, bizim savundugumuz şeyi savunmak zorunda mı hayır. O zaman ne oluyor? Toplum içindeki huzursuzluğun kaynağı: Dedikodu

Hepimiz yapıyoruz ,oturup fısır fısır dedikodu yapmasakta mutlaka çevremizden birinin yaptıgı bir suçu,hatayı dile getiriyoruz ama aklımıza geldikçe dilimizi az veya çok tutabilmek de bir şeydir, elbette aklımızdan geçene hükmedemeyiz. Birilerinin hayat tarzını begenmiyorsak belki uyarmamız gerekir kırılır diye yapamıyorsak arkasından sürekli şöyle böyle diyene kadar görüşmeyiz olur biter, begenmedigimiz insanla ne işimiz var? Hepimizin noksan ve kusurlarımız var. Hele hele ordan oraya laf taşıyanları anlatmıyorum bile. Birilerinin ayıplarını orda burda konuşmak yerine kendi ayıplarını düzeltemeye çalışmak en iyisi.Bir daha söylüyorum ben yapmıyorum diye birşey yok, ben de mutlaka yapıyorum ama bu kitaptan sonra aklıma geldikçe bazı agzımdan çıkacaklara dikkat etmeye başladım bana göre bu da bir kar benim için. En basiti dedikodu kazanına düşmüş insanların yanından uzaklaşmak eger uzaklaşabilecek durum yoksa o an yorum yapmamak veya kalkıp bir şeylerle oyalanmak. Dedikodu Yapanlara Özel Olsun