Gökyüzünde uçup duran, özgürlüğüne düşkün kuşları hepimiz biliriz. Hatta kollarımızı açıp onları taklit ettiğimiz bile olur. Dahası, onlara öykünerek uçaklar filan yapmaya koyuluruz. Bir de, utanıp sıkılmadan onlara masallarımızda bile yer veririz: anka kuşu, kelaynak, mavi kuş vs. Peki ama, onları yakından tanımak için bugün ne yapılabilir? İşte, bunun cevabını kısaca bir kelime veriyor: halkalama.

Kuşlara meraklı olan kimseler, çatılarında veya balkonlarında bulundurdukları kafeslerle veya küçük kümeslerle birlikte kuşları rahat ettirmek için çalışmalara koyulurlar. İşte, misafirleri için gerekli yemleri de hazır ettiler mi, bir tek kuş sütünün eksik olduğu ziyafet sofrası da tamamlanmış olur. Bunun kuş sağlığı için basit yöntemlerden biri olduğu söylenebilir. (Demek ki, kuşlar bulduğu değil, umduğu yemeği yerlermiş.) Tabi, akla gelebilecek en temel sorun kuşların bizleri bırakıp gitmesidir. İşte bu probleme engel olmak için, kuşların ayaklarına ip bağlanır. Hatta bunu bir arkadaşımdan görmüştüm ilk. Kuşların ayakkabıları olmadığı için bunu yapmak zorunda kaldığını anlatıp durmuştu. Kendisi karıncayı bile incitmeyen biri olduğu için, bu yaptıklarından büyük üzüntü duyardı. Halkalamaya dönüş yaparsak, bu ip yerine halka kullanıldığını söyleyebiliriz.Hans Christian Mortensen isimli Danimarkalı bir öğretmen, ilk kez sığırcıkları -hayır iple değil de-, halkayla sınıflandırmaya çalışmıştır. Bunu yaptığı sırada takvimler, 1889 yılını gösteriyormuş. Tarihini bu şekilde kısaca anlatabildiğimize göre şöyle devam edebiliriz.

Halkalamada kullanılan halkalar öyle, şarkılara konu malzemesi olmuş hal hallara benzemiyor, evet bildiniz. Kuşların narin bünyesine uygun bir halka düşünülmüş. Bacak kalınlıkları önemseniyor mesela. Hem sonra alüminyum oldukları söyleniyor ve ekleniyor: kuşların davranışlarını engelleyen bir şekilde düşünülmemiştir.Halkalama çalışmalarını hafif.org’daki yazılara verilen etiketlere benzetmek mümkün. Halkaların üzerinde bir yerde, ülkelere ait bir adresi ve her bir kuş için farklı olan bir kod numarası vardır. Adres ve kod numarası da nereden çıktı diyenlere de şunu söyleyebiliriz: çünkü, bu numaralar kuşların tanınmasını; adres ise, tekrar yakalanan kuşların nereden geldiğini öğrenmemize yardımda bulunur.

Şimdi de kısaca amaçlarına geçmek niyetindeyim:-kuşların göç yollarını-konaklama, kışlama ve üreme alanlarını,-göç takvimlerini-populasyon dinamiklerini-kaç yıl yaşadıklarını,-kuşlarda üreme ve hayatta kalma başarılarını saptamak.Ülkemizde, Ulusal Halkalama Programı, ODTU, DKMPG ve KAD arasında imzalanan üçlü bir protokol çerçevesinde yürütülmektedir.