Kaldırımdaki çatlaklara aldırmadan hızlı adımlarla yürüyordu. Dalgındı ama nereye gittiğini biliyordu. İlk sigarasını hep evden işe yürürken içerdi. Başka da sigara işmezdi gün boyu. O çatlak kaldırımları seviyordu. Orada yürümeyi seviyordu. Yüzündeki belli belirsiz çizgilerin çoğaldığını farkederdi her sabah.O aynaya her bakışında bir önceki çizgilerin derinleştiğini de farkederdi. Umurunda değildi bunlar. O çatlak kaldırımlarda yürümeyi seviyordu. Sevmediği pek az şey vardı. Pırasayı sevmezdi eskiden, şimdi seviyordu. Hatta bi keresinde son kez olduğunu bilemden O’na yapmıştı zeytinyağlı pırasa.Ne yapayım akşama dediğinde bugün zeytinyağlı pırasa yapartmısın uzun zamandır yemedim demişti.O gün zeytin yağlı pırasa yapmış akşam O’nunla beraber yemişlerdi.İlk kez o akşam yemişti.Ve çok beğenmişti.Beraber gülüşmüşler, o gece beraber uyumuşlardı.O çatlak kaldırımlarda yürümeyi seviyordu.Gideceği yere vardığında uzun süre yere baktı. Sonra eğildi dizlerini toprağa yasladı.Siyah ayakkabılarının topraklanmasına aldırmadı.