edebiyata iki yazılık ara vermiştik. yıldız tilbe’den sonra da iyi bir şiirden bahsetmiştik. ki perihan mağden’in şiirlerini genel olarak da beğenirim. sanırım mağden’in sadece romanlarını sevemiyorum..öykülerle aranız nasıldır bilmem ama iyi bir öykücüden söz etmek istiyorum. tek amacım var. belki biri okur bu yazıyı. belki bir kitap okumak ister. belki de daha önce tanışmadığı bir kaleme merhaba demeyi..sait faik’in yazdığı öyküler bilinir en çok. oysa yazarın birtakım insanlar ve kayıp aranıyor adlı iki romanı ve şimdi sevişme vakti adlı bir şiir kitabı da var. georges simenon’dan yaşamak hırsı adlı bir kitabı çevirdiğini de ekleyelim.
sait faik abasıyanık
sait faik abasıyanık’ın en çok sevdiğim özelliği dilinde ustalığıdır. sadedir ama basit değildir. okura gerekli ayrıntıları, hiçbirini gözümüze sokmadan verir. sırf bu sebepten okunası bir yazardır. “sıradan”ı “olağan”ı çok iyi anlatır.pasaport alacağında görevli kendisine yaptığı işi sorunca “yazar” der sait faik, peki ya görevli ne yapar dersiniz? işsiz yazıverir.
yorumlar
benim öykücülükte (türk edebiyatında) milad olarak aldığım kişidir Abasıyanık! öykü türü zaten benim yumuşak karnım:) umarım bir gün o’ nun öykülerine bir aşama dahi yaklaşabilen bir öykü yazabilirim.Fakat bir yayınevi yetkilisi bana şöyle dedi geçtiğimiz yaz; öykü kitapları artık rafları sevmez oldu, okuyucu daha çok roman ve şiire rağbet ediyor…roman bambaşka bir büyülü dünya biliyorum ama öykü, offfff! hayatımın amacı!
O VE BENSana kosuyorum bir vapurun içindenÖlmemek, delirmemek için…Yasamak; bütün adetlerden uzakYasamak…Hayir degil, degil sicak:Dudaklarinin hatirasi;Degil saçlarinin kokusuHiçbiri degil.Dünyada büyük firtinanin koptugu böyle günlerdeBen onsuz edemem.Eli elimin içinde olmali,Gözlerine bakmaliyim,Sesini isitmeliyim.Beraber yemek yemeliyiz.Ara sira gülmeliyiz.Yapamam, onsuz edemem.Bana su, bana ekmek, bana zehir;Bana tad, bana uykuGibi gelen çirkin kizim,Sensiz edemem!SAİT FAİK ABASIYANIK
örneğin “o ve ben” şiiri başarılı bir şiir değil bence.. iyi ki öykü dalında uzmanlaşmış. ama çok daha üst mertebe şiirleri de vardır belki önyargılı olmamalı..
Nereden gelirse gelsin dağlardan, kuşlardan, denizden, insandan, ottan, böcekten, çiçekten. Gelsin de nereden gelirse gelsin! Bir hişt sesi gelmedi mi fena. Geldikten sonra yaşasın çiçekler, böcekler, insanoğulları. Hişt hişt! Hişt hişt! Hişt hişt…!
unutmadan ‘meraklısı’ iseniz bu oyun kaçırılmaması gereken bir oyun. daha önce neden gitmedim/görmedim diyeceğiniz, hüznü, neşeyi birlikte tadacağınız, Naşit Özcan’ın performansına hayran kalacağınız ve daha fazlası.
teşekkürler arrogante,