Eskiden günlük tutardım. Sonra kendimi çok üzgün hissettiğim zamanlarda eski günlüklerimde aynı günü açar bakardım; geçen yıllarda ne yapıyormuşum diye. iyi veya kötü farketmez, her ne yazıyorsa orada içinde bulunduğum andan uzaklaştırıyordu. mesela geçen yıl o gün kendimi kötü hissettiğim bir günse “bak o günde şuna üzülüyormuşum geçmiş, bu da geçer” diyebiliyordum. iyiyse “ay o gün ne eğlenmiştik” deyip içinde bulunduğum andan kopabiliyordum.sonra bir gün bir öfke anımda bütün günlüklerimi yaktım.annem benden daha çok üzülmüştü.canım annem benim.bir daha hiç günlük tutmadım.günlüklerimi yaktığım dönem hafif’ten de sıfırlamıştım kendimi… o dönem yanlış hatırlamıyorsam Serbest değildi ismi bu köşenin.. Günlük gibi birşeymiydi. bugün aklıma geldi, eski alışkanlık ya “ben ne yapmışım” dedim. şöyle bir baktım. üzüntülerimi hatırladım ve yorgunluklarımı… sonra aradan kaç yıl geçerse geçsin hiçbirşeyin nasılda değişmediğini farkettim. günlüklerimi neden yaktığımı hatırladım birden.üzücü tabii ama acaba bu bir tutarlılık örneği olabilirmi? eğer “ben hala kendimi gardroba saklamak istiyorum” ne tutarlı biriyim diye bakarsam bardağın dolu tarafı olur mu?yoksa bu sadece züğürt tesellisi mi, olur.?olsun genede iyiki yazmışım… o günlerde daha üzgünmüşüm. geçmedi ama olsun, alıştım. herşeye alışılıyormuş demekki.
yorumlar
benim de bes tane günlügüm var artik yazmiyorum.hic yakmayi düsünmedim insallah da düsünmem.bes günlük az degil ki ya kolay kolay yakamam ben onlari.
umarım yakmazsın… ben beşincideydim yaktığımda…
umarım:)
Ben de attım günlüklerimi, şimdi olsa atmazdım
Her an yakabilirim günlüğe benzer şeylerimi. Ne bileyim, okuyunca salakça geliyor. Bazı abaza tiradları, şuan gülmediğim espriler, birkaç Laetitia Casta, Keira Knightley resmi ve diğer anılar…
atmayın ileride lazım onlar… neler vermezdim onları tekrar edinmek için… annem okumuş bir keresinde (şimdi olsa yapmaz eminim o da büyüdü bizimle beraber çünkü..) tadı kalmadı bir daha. dünyama ansızın girilince bööörrrrggg olmuştum. hata! yok etmemeliydim…
şimdi buraya yazıyoruz işte. bu da bir nevii günlük… pardon bu yazınında anafikri oydu dimi?
beni de günlük tutar böyle bi baş dönmesi miğde bulantısı falan temiz hava iyi gelir
13 yaşındayken, 3 kişi aynı kişiye aşıktık. Bir gün, hadi sizde parti yapalım diye günlük manyağı arkadaşımızın evine doluştuk. Aramızdan 2 kişiyi aşağıya indirdik, sonra günlüğünü balkondan aşağıya atıp, aşık olduğu çocuk da dahil, herkese okutturduk. Kız rezil oldu tabii… Bu günlük faciasından sonra, vicdan azabı ile yanıp tutuştuğumdan günlük tutmayı pek manalı bulmam…
ben günlüklerimi yakarken annem “yakma kızım bir gün onlar nasıl büyüdüğünü anlamanda ve çocuklarını anlamanda yardımcı olacak sana, ne kadar hatırlasanda oradaki kadar duyguyu yakalayamazsın” demişti. şimdi yaş 30… çocuğum yok. ama annem haklıydı. yakmayınız. günlük tutunuz. ama güzel saklayınız :)))
evet..güzel bir konu.hatırlattığın için sağol.ben yakmadım ama yırtıp atmıştım.şimdi pişmanım.dönüp dönüp onları okumayı isterdim,hepsini hatırlamama rağmen,tarzımı bütün zavallı minik serzenişlerimi hatırlamama rağmen…Serbest mi?Burası önemli.buraya geldiğimden beri daha huzur doluyum.kişisel fikrim tabi.yazıyoruz.paylaşmak güzel.VE SİLİNMEMESİ,İSTESEM DE YIRTAMAMAM,yakamamam.. kuralları benim yazmamamış olmam..
kaybolan bir servet,yazık olmuş.keşkeee yakmasaymışsın.Günlüğünü yakabilirsin.Ama anılarını asla onlar seninle var olduğun süre hep var olacaktır
Günlük tutmak ölümcül bir uğraştır.
ölene kadar tutarsan evet…yazdıkların ölmene sebep olabilir, buna da evet…sonuçta evet yaa haklısın :))