Sanma sakın lanetin sende olduğunu, sanma sakın içimdeki nefretin aşk olduğunu. Yaptığım seçimlerle yenilenen lanetim, en büyük aşkım benim. Sende yoksun artık. Alışmak gerekirdi bu boşluğa, alışmak gerekirdi veda‘ya. Ama hiçbir zaman öğretemedin bana. Şimdi ben nasıl kendi uçurum kenarlarımda gölgemdeki yalnızlıkları sayıyorsam… Sen, benden de beter, kuru yapraklarında son harflerini sorgulayacaksın.Gittin… Bilmeden zamanı da aldın yanına, geleceğin geçmişinin gölgesinde artık. Belki benden daha güvenle bakacaksın hayata, belki benden daha cesaretli olacaksın… Ama hiçbir zaman anılarını örtemeyeceksin perdelerle. Onları susturamayacaksın zihninde. Benim yüzümden işte… Hep bir kırık ayna olacağım hayatında. Taşıyacaksın beni yanında. Ve her düşündüğünde sana bakacağım kanayan kırığımla.Gittin… Bilmeden biraz yaşanmışlık birazda yaşanacak şeyler aldın yanına… Acımasızca… Biraz kendi ömründen çaldın, birazda benim ömrümden… Artık gözlerindeki boşlukta bulacaksın aradığını. Onca kalabalıkların içinde bulacaksın tüm çıplaklığıyla yalnızlığını…Gittin… Bilmeden aldıkların yanında, bilerek düştüğün yalnızlıklara…Artık veda ettiğin gibi, veda edilen olmanın korkusuyla…Artık giden değil, kalan olmanın korkusuyla…Biliyorsun artık yeni bir aşkın korkunun gölgesinde yaşayamayacağını…Biliyorsun artık aşkta acıma olmayacağından, acımasızlığın da olmayacağını…Biliyorsun artık, senin için affın neden çıktığını…Şimdi, Sıra sen de… Sakın kendini affetmeden gelme!!!