Şu bizim ülkemizde;1 İktisadi hayat düzelme yoluna girince,2-Seçimler yaklaşınca,3-Cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaşınca,bilinmeyen bir merkezden sanki bir el ! hemen harekete geçiyor.Bir anda anarşi azıyor,Politikacılar azıyor,İktisadi durum bozulmaya başlıyor.Eskiden buna bir de döviz (Dolar) krizi ekleniyordu.Şimdilik o cenahta olumsuz bir hareket yok ama bu seferde mübareğin ucuzluğu dert oldu.İçte ve dışta ne kadar melanet yuvası varsa hemen hareketleniyor.Ne dersiniz, bu işte bir bit yeniği yok mu?Bu toplum gerçekten kendine işkence etmekten zevk mi alıyor yoksa.Normal seçimlere bir yıldan fazla, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine bir yıl var.Son zamanlarda basında yer alan beyanatlara bir bakın Allah aşkına.Ben sevgili yurttaşlarıma diyorum ki; bu sefer bu oyuna gelemeyelim.Bu ülkede, kendilerinden başka bu işlere ehil insan yoktur diye düşünenlerden çok daha fazla yetenekli, eğitimli, başarılı vatan evlatları vardır.Neyi bekliyorlar artık çıksınlar ortaya, millet nereye gideceğini bilsin, yeter artık.Kavgasız, gürültüsüz bir seçim, bir yönetim değişikliği göremeyecek miyiz?
yorumlar
Göremeyeceğiz
Bu saptamanda haklısın bencede. Ama bir önceki arkadaşın da dediği gibi sanırım o günleri göremiyeceğiz. 🙂 Halkın silkinip kendine gelmesi lazım. Oda bu ‘anne ben evlendim, evleneceğim’, ‘kuşum Aydın’ın programları, mehmet ali erbil’in programlarını izlemekten halk bir türlü aklını başına toplayamıyor. Herkes koyun olmuş güdülmesini bekliyor.
Ben de çok merak ediyorum, neden çıkmıyor onlar ortaya? Elimiz mi mahkum bu adamlara. 40 yıldır aynı sürünün adamları tarafından yönetiliyor, hiç de bıkıp usanmadan aynı insanları bi daha bi daha seçiyoruz.Akıllanma zamanımız gelmedi mi ki bizim artık, hala saltanat ile yönetiliyor sanıyoruz biz kendimizi heralde.Süleyman Demirel ile geçti bi 40 yıl, bi 40 yıl daha geçer, biz hala bunları konuşur oluruz.
Cumhurbaşkanlığı seçimi genel seçimlerden daha önemli bir süreç.Hükümet Silahlı Kuvvetler’in etkinliği azaltmak için elinden geleni yaptı, şimdi de savcıları aracılığı ile Genel Kurmay’ı yıpratarak Silahlı Kuvvetler’in siyasi rolünü sıfırlamaya çalışıyor.Sivil Toplum Örgütleri dilsiz,blog’lar da henüz laikliği savunacak olgunluğa ulaşmadı.Cumhurbaşkanımız Sn.Sezer, bugün Türkiye’de laikliğin tek etkin koruyucusu.Cumhurbaşkanlığı seçimi ile bu kale de düşmüş olacak. Sonra hükemetin önceliği türban serbestisi, imam hatipler, ılımlı şeriat ve farklı bir Türkiye olacak.Daha az önemli olacak konular ise PKK terörü, Kıbrıs, geçmiş Ermeni olayları, Ege Kıta Sahanlığı…..Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili gelişmeleri endişe ile izlemekteyim.”Siyasi rol” siyaset yapmak değil, laiklik ve Atatürkçülüğün bir koruyucusu olduğunu sürdürebilmesidir.
“Silahlı Kuvvetler’in siyasi rolü” mü?
hahaha. Bloglarda henuz laikligi savunacak olgunluga ulasmadi.Ben cagiriyorum arkadaslari; yureginize su serpecek netteki seriatcilari cildirtacak generallerden aferin aldiracak adamlarimiz var. kendi kendini tatmin boyle bisi galiba.Sen askeri goreve cagir asker partilerini kapatsin diger secimde de yeni parti kurup secime girsinler % elliyi gecsinler (gecemezler saniyonuz dimi)sonra gel burada gene agla.Sonra deki ben bu halki anlamiyorum bunlar aptal.Menderes iktidara gelince yahu bizi neden secmedi bunlar diyen CHP burokratlari gibisiniz. Oncekiler gibi siz de neden bu halk boyle diye dusunun birileri de ati alip uskudari gecsin.
Seçimlerden önce elbetteki iktidarı muhalefeti coşacak, herkese çiçek dağıtacak, sübvansiyonuyla maaş zammıyla ekonomiyi dağıtacak, yetmeyecek içerde prim yapmak için dış politikayı dağıtacak. Bunlar her televizyon demokrasisinde olan şeyler. Vatan evlatlarının ortaya çıkıp bizi bir vatan evladı kurtarsın diye isyan etmeleri, türlü komplo teorileriyle beyinlerini aşındırmaları suçu tek gördükleri şey olan televizyondaki garabet tiplere atmaları ise sadece seçim zamanı değil her zaman gördüğümüz manzaralar. Zaten aşikar olan rezalet durumun rezalet olduğunu ilan edip bir onay beklemektense militan demokrasiyi, ılımlı islam demokrasisini, liberalizmi, ekonomiyi tartışmak amaca daha çok hizmet edecektir diye düşünüyorum.
demirel dün habertürk’te “meydanlara inecek enerjim var” nev’inden açıklamalar yapıyordu. peki seni seçmek için bu halk ta enerji kaldı mı 🙂
Hastasıyım şu bilinmez bir el hikayesine. Sanki doksanıncı dakikada gol yemiş gibi, hani o el son anda araya girmese güllük gülistanlık olacakmış gibi… Masallarla uyutuyorlar, tam uyanacğağın sırada aynı teraneyi okumaya başlıyorlar. Sonra hükümet değişiyor aynı masallar başka ağızlardan söylenmeye devam ediyor…
Birilerini beklediğnizden bahsetmişsiniz???Birincisi ;Neden birilerini bekliyorsunuz da kendiniz bu işe soyunumuyorsunuz. Beklemekmidir bu ülkenin kurtuluşu , hepimiz oturup bekleyecek olursak o birileri asla çıkmaz ve 90 yıl önce sevr anlaşmasını uygulamayanlar şu anda yaptıkları gibi bu anlaşmayı uygulamaya koyar ve kanla alamadıkları yerleri parayla alırlar.İkincisi ;Diyelim ki o birisi çıktıO birisine sahip çıkabilecekmisiniz , peşinden gidebilecekmisiniz..Çünkü o birisi gerçek anlamda bu ülkeyi kurtarmak için mevcut bütün güç odaklarını karşısına almak zorunda kalacak ve bunun doğal bir sonucu olarak medya ile uğraşmak zorunda kalacak O na yalancı diyecekler, üçkağıtçı diyecekler hatta bir iki sahte banahe bulup vatan haini diyecekler .O birisi güçlü birisi ise ve kendi medyası varsa bunların hepsine göğüs gerecek ve cevap verecek . Ya kendi medyası yoksa ya da elinden alınırsa gene onun peşinden gidebilecekmisiniz, arkasında durup günümüz silahlarına göğüs gerebilecekmisiniz , ve hatta o birisi maddi zararlara uğratılacak güç odakları tarafından tüm mal varlığı gasb edilecek ve bş kuruşsuz devam etmeye çalışacak peki siz hala onun arkasında durabilecekmisiniz.Ve hatta sizde onun arkasında olduğunuz için maddi zarara upratılacaksınız , geçim düzeniniz bozulacak, ailenizle aranız açacak ve medya da çıkan haberlere inanan arkadaşlarınız sadece onunla değil sizinle de kafa bulmaya kalkacak siz hala onun peşinden gidebilecekmisiniz..Bunlar Birinci Kuvay-i milliye zamanında Sevgili önderimize karşı o zamanın silahları ile uygulanmadımı zannediyorsunuz. O na dinsiz denmedi mi halkı galyena getirmek için , o na vatanı satıyor denmedimi mehmetçikleri kandırmak için , ona suikast düzenlenmedimi başka türlü durduramayacaklarını anladıklarında…Soruyorum size O yüce Önder ki uyarmadımı sizleri ;Daha o günden bugünün resmini çizmedimi Onuncu yıl nutkunda, Silah yerine başka araçlarla hile ve cebren demedi mi ,Neyin yanılgısındayız biliyormusunuz en çok ;Bizim insanımız savaşçı bir kanında bu var ve savaşmadığı zaman hayatı rölantiye alıyor ve akışına bırakıyor. Ve milli duygularını yüreğinde bir kenara koyup hayat telaşına kapılıyor. Ne zamn ki bir yerde kanımız akıtılsa ancak o zaman vatan tehlike de zannediyor…Ama ne yazık ki bu topraklarda gözü olanlar çokdan uyandı beyler bayanlar… Bu toprakları kan dökerek şavaşarak alamayacaklarını öğrendiler ve bunun bedelini defalarca ödediler asırlar boyu….Ve şimdi bizi yeni bin yılın silahı ile sessiz ce hissettirmeden işgal ediyorlar.Allah aşkına birileri sevr anlaşması gereği yapılan paylaşım planını açsın koysun önüne ve birde şimdi topraklarımızın satın alınma dağılım şekline bir baksın… Konut demiyorum bakın toprak diyorum , dağ diyorum , taş diyorum…Ve Bakın sevr de kimler hangi önemli kuruluşlarımıza göz dikmişler el koymaya kalkmışlar ve şimdi kimler nereleri satın alıyor ele geçiriyor. Ordan globelleşme diyenleri duyar gibi oluyorm. Kapatın çenenizi artık . Ve açın gözlerinizi istediğiniz an oturalım globelleşme denilen hikayeyi konuşalım sizinle ..Her oyunun bir kuralı vardır ve tüm taraflar için geçerlidir. Ama bu oyunda bütün kuralllar onlar ve onlardan yana olanlar için geçerli rakip olmaya kalkarsanız oyunun bütün kuralları iptal ve en son kural geçerli …En son kural ne mi ????En son kuralın ne olduğunun farkında değilseniz kaldırın kafanızı ve dünya ya bir bakın…..
güzel anlatmışsın hocam derdini, sana katılıyorum.
benim damarlarımda savaşçı türk kanı niye akmıyor diye uzun uzun düşünücem. aradan 3 dünya savaşı 10 tane darbe geçse, bütün reelpolitik değişse bile düşünücem. düşünüyorum… (üçnokta)
Bence damarlarında nasıl bir kan aktığını ortamın farkına varmadan anlayamazsın. Neden sorusunu değiştirerek ne zamanı sormayı dene istersenNe zaman gururunu akaklar altında hissedersinNe zaman için yırtılıt bir şeyler yapamamakdan ya da yapmamakdanNe zaman gözlerin dolar ama ağlayamazsın şehit mezarlarını gördüğünde ,Ne zaman aynaya baktığında baktığının sen olmadığını hissedersin ,Ne zaman ruhun özgürlük için çırpınmaya başlar,Ne zaman bu ülke insanı aklına geldikce için titrerNe zaman Ne zaman Ne zamanBence senin için doğru soru bu olmalı ,Hem ayrıca orta da kan gerektiren bir savaş yok , icra edilmesi gereken bir savaş var ise bu tamamen ekonomik ve siyasal güçler odağında cereyan edecektir.Şunu unutmamalı ki yeryüzünde hiç bir ulus yoktur ki Türk ün kanını dökerek istikbalini elinden almaya kalksın. Çünkü cedlerininin bunu denediklerinde yaşadıkları acı tecrübeler hala çok yakındır ve bir tarihi anıt olarak gözlerinin önünde dikilmektedir. İşte bu sebeb ile bundan sonra yapılacak her türlü mücadele ekonomik ve siyasal olacaktır.