Mevcut dominant bilimi ister klasik newton mekaniği, ister kuantum mekaniği altında inceleyelim, göreceğimiz şey şudur: Enerji asla yok olmaz, sadece şekil degiştirir. Bu da ne demektir derseniz, şöyle açıklayalım kısaca: Diyelim ki evinize misafir geldi, siz de “bi şey iç, çay iç” diyerek misafirinize çay ikram etmek istediniz. İşte açtınız bir paket hanimeller, cokodamla, yanına da çay koyacaksınız, işte demlendi, aman suyu koyalım derken yanlışlıkla çaydanlığı avuçladınız, öyle sıcak çaydanlığa deyince el tabi ne oldu, çaydanlığın ısı enerjisinin bir kısmını bir anda bünyeye aldınız, yandı tutuştu o el. İşte siz “yandım allah” diye deli danalar gibi koşarken size o kinetik enerjiyi kazandıran şey çaydanlıktan aldığınız ısı enerjisidir. Yoksa kaybolup gitse o enerji, sizin eliniz yanmayacaktı şimdi, keyif keyif çayları hüpürdetip çokodam’la kıtlatıyor olacaktınız misafirle.Olaya zaten bilimsel değil, pro veya kontra dolduruşla yaklaşan bünyeleri filtrelemeyi amaçlayan bu kısa örnekten sonra, öncelikle hem kuantum hem de newton mekaniğinde hatırı sayılır bir yeri olan üç kuralı hatırlayalım:*Termodinamiğin sıfırıncı kanunu: “İki cisim üçüncü bir cisimle sıcaklıkça eşdeğerde ise, bu iki cisim birbiriyle de sıcaklıkça eşdeğerdedir.”*Termodinamiğin birinci kanunu: Bir sistemin iç enerjisindeki artışın, sisteme verilen ısının, sistemin çevresine uyguladığı işden farkı olduğu savunulur.*Termodinamiğin ikinci kanunu: Sisteme verilen enerji ve işler toplamı, sistemden elde edilen iş ve enerji toplamına eşittir.Sıfırıncı kanunu reiki’ye uygularsak, o zaman reiki potansiyeli eşit iki varlık arasında reiki akışı (neden “reiki enerjisi” diyemiyoruz sorusuna kş$isel cevabım “ben de bilmiyorum” ama “reiki” kelimesi “yaşam enerjisi” demek olduğundan yola çıkıyorum) gerçekleşemez. Yani buna göre, bir enerji olan reiki’nin “aki” kavramına sahip olabilmesi için potansiyeli olması gerekir. Buraya kadar her şey gayet güzel. O vakit, her zaman iki yaşam sahibi arasında belli bir t zamanında reiki hep tek bir yönde akmalı. Eğer aynı anda iki veya daha fazla canlı arasında karşılıklı reiki akışı varsa, o zaman birden fazla reiki olması lazım. Ya da her çakra farklı bir reiki paylaşımı sağlıyor. O vakit olay şu mudur hesaplayalım, a kişisi 2 no’lu çakrasından b kişisine reiki verirken, 4 no’lu çakrasından b kişisinden reiki alabiliyor mu? Çakra’ma firewall koyabiliyor muyum veya three way handshake mantığını devreye sokup sevdiklerimden reiki alırken sevmediklerimi bloke edebiliyor muyum oraya bakmak lazım. Bir chakra router kullanmak söz konusu mu? Var mı birden fazla reiki, buna uzmanları karar versin.Yazının başında değindiğimiz “enerji asla kaybolmaz” (aslen en gelişmiş hali enerji/kütle toplamı asla kaybolmaz) kuralı, yani termodinamiğin birinci kanunu’na göre, reiki veren adam bu reiki’yi bir yerden almalıdır. Bunu alabileceği kaynaklar arasında evrende serbest dolaşan reiki bünyede toplanabilir, bir reiki bataryası olabilir, meditasyon dediğimizde ya da şu anda bu işi inanarak yapanların yanında sık kadar bilmeyip konuşan insancıkların itinayla yaptıkları “çakramı açıyorum” çalışması bünye üzerinde bir “nokia şarjı olan var mı?” etkisine sahip midir? Yoksa en büyük reiki kaynağı siyah mercimek ya da brüksel lahanası olabilir mi? Bu enerjinin bir yerden gelmesi lazım ise, bu enerji de yalnız canlılarda bulunan yaşamdan geliyor olmalı. Yani tüm canlıların sahip olduğu bir potansiyel var ki, hepimiz bundan faydalanıyor olmalıyız. O vakit meditasyon yapan ya da çakrasını açan benim steady state reiki seviyemi etkiliyor ve bundan çalıyorsa, ben o adamın kalbini kırarım. Herkes kendi reikisi ile ugraşsın. Sisteme yeni reiki girişini yeni canlılar katarak sağlıyorsak, o zaman “reiki, daha çok reiki” felsefesinin karşısında bir abide gibi dikilen en önemli toplum sağlığı ve aile planlaması grubudur. Ya da daha çok reiki için tavşan çiftlikleri kurmak lazım, bilemiyoruz.Termodinamiğin ikinci kanunu’na gelince, reiki ile oluşan hareketlerde şunu gözlemlememiz gerektiğini (sanıyorum) çıkarmak gerek, her şeyi reiki ile yememek lazım. Zira sistemin temel esası minimum enerji seviyesi maksimum düzensizlik olarak kabaca tanımlandığında (entropi) maazallah çakrasını açan adam yerinde duramaz, oradakine sataşır, berikine bulaşır. Sonra o canlıyı tekrar eski haline getirmek için bünyesine verilmesi gereken reiki, canlının harcadığından fazla olmalıdır. Ayrıca, daha fazla reiki harcamak isteyen canlının öncelikle potansiyeli yükseltmesi gerekir.———————————————————————Öte yandan, enerji kütleye iş yapabilme potansiyeli kazandırdığından, yapılan işle beraberi) kütlede deformasyonii) kütlede hızlanma veya yavaşlamaiii) kütlenin hareketinde yön değişimisağlayan kuvvet(ler) açığa çıkması da cabası olduğundan, kendisini reiki master ilan eden adamın bir elektromanyetik alan oluşturup oluşturamadığı araştırılsın rica ederim. Reiki birimi ne mesela? Alan denklemleri, süperpozisyon teoremleri var mı? Tüm bunlara cevap bulunsun rica ederim.Ayrıca reiki ile kulliyen dalga geçilmesi de yanlıştır, zira ötekinin “reiki”, berikinin “murteza” diyebileceği ve fakat her şeyden önce alayımızın matrix’de gördüğü insan vücudundan pil yapılabilmesini sağlayan bir enerji insan bedeninde mevcuttur. Yalnız bu enerjinin insan vücudundaki sinir sisteminin veri iletim metodu olan iyon pompaları ve akson’lar, noron’lar ve kendi aralarında ranvier düğümleri ve sinaps’lar arasında kemoelektrik potansiyel ile veri iletimi sağlanmakta ve bunun ölçümleri yapılabilmektedir. O anda sinir sisteminde yüklü oranda veri ileten bir insanın kendi çapında bir elektrik alan oluşturması veya geçici bölgesel potansiyel kuyuları (+) veya (-) yaratabilmesi söz konusu mudur, bunların reiki ye etkisi nedir o da bir geyik konusu. yani gulyabani diye bir $ey yoktur, ama, olabilir de.