bildirgec.org

reiki hakkında tüm yazılar

Ünlü Hintli Guru Türkiye’de!

teymir | 19 May 2010 11:28

Kurumsal Reiki Uzmanı Türkiye’de!

Hintli ünlü gurusu Sqlayan Revres’in kurumsal reiki seminerleri ile şimdi de Türk kullanıcıları için online platformda! Websitesinde yer alan tüm çakraları açtıktan sonra başarı için önerilen kaynağa ve eğlenceli bir dans videosuna ulaşabiliyor.

Ücretsiz seminerlere bu adresten ulaşılabiliyor.

Ayrıca Sqlayan Revres hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyenler, ünlü gurunun hayran sayfasına , facebook ve linkedin profillerini ziyaret edebilir.

Reiki ve sözde Reiki’ler

admin | 09 December 2009 12:02

İsmail Bülbül
İsmail Bülbül

Usui Reiki Grandmaster/Teacher İsmail Bülbül ile Reiki ve Diğer enerjiler hakkında yapılan söyleşi…

Gürsel Aktan: Hocam Usui Reiki dışındaki enerji sistemlerini benimsemediğinizi görüyoruz. Bunun nedenini açıklayabilir misiniz?

İsmail Bülbül: Öncelikle şu bilinmelidir ki, Reiki, Doktor Usui’nin ortaya çıkardığı bir sistem değil, “yeniden keşfettiği” bir enerji sistemidir ve tarihi de ilk insana dayanır. İnsanlığın var olmasından bu yana Reiki sistemi vardı fakat adı başka kelimelerle anılmaktaydı. Diğer enerji sistemlerinin ortaya çıkışı ise Usui Reiki sisteminin Amerika ve Avrupa’ya gelmesinden sonrasına denk gelmektedir.

Diğer enerji sistemlerini bulanlar Amerika ve Avrupalı Masterlardır. Batı dünyasının Mistizme olan açlığı ve kültür olarak Doğu ve Uzak Doğu kültürlerine oranla Mistizmde olgunlaşmamış olmaları bu enerji sistemlerini ortaya çıkarmalarındaki en büyük etkendir. Bunu şu nedenle söylüyorum. Mistizm yolunda olan insanlara meditasyonlarında, vizyonlarında çeşitli semboller gösterilir, kişiler çeşitli enerji sistemlerine vizyon halinde uyumlanabilirler. Kişi Reiki 1’de de olsa vizyonlar halinde semboller görebilir, bir tür şeylere inisiye olabilir. Bunlar olağandışı şeyler değildir. Kişinin vizyon halinde bir enerji sistemine uyumlanması o enerji sisteminin gerçek olduğu, insanlığa sunulması gerektiği anlamına gelmez. Bunlar mistik yolda , gerçeği arayış yolunda kişiye yaşatılan imtihanlardır. Mistik kültürde olgunlaşan kişi deneyimlerinden şüphe duymayı bilir. Bir şey yaşadığında onun pozitif mi negatif mi olduğunu, bir başka deyişle Şeytani mi Rahmani mi olduğunu sorgular, sorgulaması da gerekir. Çünkü ruhani gelişim yolunda bir çok negatif varlık/enerji bizi yolumuzdan saptırmak için pozitif kılıklarda bize gelebilir.

Kuraldışı

Chat Noir 1 | 23 June 2008 20:05

Nil gün’ü belki çoğunuz tanıyorsunuzdur.Hani şu son derece güler yüzlü hayata pozitif bakan üzerinden ışık ve mutluluk akan kadın.Bir ara televizyonda bir programı da yayınlanıyordu.Bireysel gelişim ile ilgili hayatta mutlu ve başarılı olmakla ilgili çekim yasası,nlp vb kitapları var.Aynı zamanda sınav stresini yenmek,rahatlamak,zayıflamak,çakralar vb.konularda hipnomeditasyon ve motivasyon cd’leri var.İşte kuraşldışı.com’da kendisine ait yayınlara ve pek çok ilginç yazıya ulaşabileceğiniz bir site.Ben zaman zaman okuyorum.Bazen nil gün’ün cd’lerini dinliyorum.İnsanı sakinleştirdiğini söyleyebilirim. Herkesin sınav stresi,hayat mücadelesi,geçim derdi vb pek çok stres altında olduğu şu günlerde belki bir faydası olur diye düşündüğümden sizlerle paylaşmak istedim.

Katanası olan mı yoksa Yatağanı olan mı kazanır?

dreamware | 17 September 2007 11:47

Katanayı bilmeyen yoktur.Kill Bill’de sık sık bu kılıcı görmüşüzdür.Peki yatağanı gören varmı?

Osmanlının 16. ve 19.yüzyılda kullandığı çok etkili ve estetik bir kılıç olan yatağanı yeniçeriler,leventler ve piyadeler kullanmıştır.Silahın kullanımı zor fakat çok etkili ve tahrip gücü yüksektir.Silah o kadar etkili olmuşki Sırplar 19.yy’da yatağanı milli silah olarak kullanmışlar.

Ruhsal yoldakiler nerede hata yapıyor – 3

AtillaGenis | 11 July 2007 11:41

”Ben size kendi nefesimden üfledim” diyor Tanrı din kitaplarında,
yani Tanrıyı içimizde barındırdığımızı anlayabilmemiz için ipucu
vermiş, ama biz genede Tanrıyı hep bizden ayrı tuttuk.
İnsanın içindeki bu tanrısal güç, bazı insanlarda, diğerlerine
nazaran daha ön plana çıkıyor, kendiliklerinden dürüst ve ahlaklı
oluyorlar. Bu insanlar (planları gereği) zamanı geldiğinde varoluşu
sorgulamaya başlıyorlar, biz bunlara ”aydınlanma yolcuları diyoruz”
Her insanın içinde aydınlanma potansiyeli fazlasıyla mevcuttur,
bilgiyi bilmenin farklı birşey, içselleştirebilmenin ise çok daha
farklı birşey olduğunu söylediğimiz gibi, bu potansiyelin herkeste
olması farklı, herkesin bu gücü ortaya çıkarabilme yetenekleride çok
farklıdır. Bu gücün içinde olduğunu bilenler aydınlanma yolunda
bilgi sahibidirler artık, ama bu bilgiyi içselleştirebilmekte
yatıyor asıl sorun. Tanrısal gücün içinde olduğunu bilmek, tanrı
gibi davranabilmek sorumluluğunuda getirir. Kali Yuga çağında,
bedenlerimiz ve beyinlerimiz negatif enerjilere açık olarak
doğuyoruz. Beyin bilgisayarımız sadece bu enerjilerle çalışabiliyor,
ve evrenden sürekli negatif tesirler alıyoruz. Bu bizi, agresif,
hoşgörüsüz, arsız, öfkeli, şiddete meyilli, hayvansal sekse meyilli,
ve tamamen asi varlıklara dönüştürüyor. Bu devirde egolarımızda
bizim kontrolumuzden çıkıp, bizi kontrol ediyorlar. Bu tanrısal
olmayan özelliklerimizin toplamına, yani içimizdeki Tanrısal olanın
karşıtına Şeytan denir. Her insan içinde potansiyel olarak, tanrıyı
ve şeytanı barındırır. Büyük inisiyeler ve peygamberlerde dahil,
aydınlanmanın belirli aşamalarında Şeytan size sürekli çelme takar.
Daha fazla ileriye gitmemeniz için elinden geleni yapar.
Peygamberlerin, ve bazı büyük inisiylerin bu savaşları sembolik
olarak din kitaplarında anlatılır. Şeytanı alt edebilip,
aydınlanmaya ulaşabilenler, gerçek büyük inisiyeler ve peygamberler
olmuştur, bizler bu varlıkların yanında henüz şeytanın oyuncağı
konumundayız.

Yorgan Kaydırma Tekniği

AtillaGenis | 25 June 2007 16:14

Sevgili dostlar, sizlere olan hizmetlerimin ardı arkası kesilmeyecektir.
Bütün çabalarım en doğru yöntemlerle sizi aydınlığa ulaştırmak
üzerinedir. Bildiğiniz gibi son dönemde New Age denilen yeni enerci
döneminde, hemen hemen hergün yeni bir öğreti, yada şifa tekniği ortaya
çıkmaktadır. Bunu ortaya çıkaran çok aydınlanmış varlıklar,
aydınlıklarının karşılığı olarak, bu enercilerin ticaretiyle kısa
yoıldan köşeyi dönmekte, hatta bazıları uluslararası ün bilem
kazanmaktadır. Peki siz kimin kızından aşağısınız? Sorarım size, sizin
neyiniz eksik? Siz hala neden bir yeni enerci çeşidi bulup, bu enerciyi
yayamadınız, da köşeyi dönemediniz? Neden biliyormusunuz dostlarım,
çünkü tekniğini bilmiyorsunuz. İşte bu Atilla arkadaşınız kalan
saçlarını süpürge ederektene, bunun tekniğini öğrenmiş, ve ücretsiz
olaraktana sizinle paylaşmaya karar vermiştir. Kendisi için bişey
istiyosa namerttir. Herşey evrenin en yüksek hayrınadır, e hepimizde
birer evren olduğumuza göre, herşey kendimizin en yüksek hayrınadır.
Hayırlara vesile olmasını dileyerek tekniğe geçiyorum. [önemli not, bu
tekniği yerine getirip başarıya ulaşanların, kazançlarının yüzde onunu
kredi kartıma aktarmaları, evrenin kuralları gereğidir, yatırmayanı
evren cezalandırır. Ben kendim için hiçbirşey istemem, bu tamamen
evrenin isteğidir.]
Tekniğimizin adı : Yorgan kaydırma tekniğidir.
Şimdi öğretiye geçiyoruz…

Enerjilerle fazla oynamayın

AtillaGenis | 12 March 2007 09:08

Sipirutualizm bıçak sırtında yürüme sanatıdır aslında. Bu işlerle
uğraşanların büyük çoğunluğu farkında olmasada, bıçak sırtındadırlar.
Özellikle enerjilerle, oynayanlar, enerji alışverişleri yapanlar,
bazı enerjilere uyumlananlar, her zaman bir riskle beraberdirler.
Mesela Reiki’ye uyumlanan bir insanı düşünelim. Bu insan bu
uyumlamayla aurasını ve enerjisini diğer boyutlara açmış olmaktadır.
Bu kişi çevremizde, bizi kapsayan sayısız boyutlar içinden,
yükselerek beslenebilirde, düşerek pislenebilirde.
İlk önce bilmemiz gereken, insanın ilk varolduğu kadim dönemlerde,
geldiği kaynakla tam bir uyum içindeyken, daha sonra ezoterik
bilgilerde Kali Yuga denilen, demir çağına geçerek düşüşü başlamıştır.
Bu düşüş KURAN’da şöyle anlatılır.

Reiki

jeon | 30 November 2006 19:55

Mevcut dominant bilimi ister klasik newton mekaniği, ister kuantum mekaniği altında inceleyelim, göreceğimiz şey şudur: Enerji asla yok olmaz, sadece şekil degiştirir. Bu da ne demektir derseniz, şöyle açıklayalım kısaca: Diyelim ki evinize misafir geldi, siz de “bi şey iç, çay iç” diyerek misafirinize çay ikram etmek istediniz. İşte açtınız bir paket hanimeller, cokodamla, yanına da çay koyacaksınız, işte demlendi, aman suyu koyalım derken yanlışlıkla çaydanlığı avuçladınız, öyle sıcak çaydanlığa deyince el tabi ne oldu, çaydanlığın ısı enerjisinin bir kısmını bir anda bünyeye aldınız, yandı tutuştu o el. İşte siz “yandım allah” diye deli danalar gibi koşarken size o kinetik enerjiyi kazandıran şey çaydanlıktan aldığınız ısı enerjisidir. Yoksa kaybolup gitse o enerji, sizin eliniz yanmayacaktı şimdi, keyif keyif çayları hüpürdetip çokodam’la kıtlatıyor olacaktınız misafirle.

Olaya zaten bilimsel değil, pro veya kontra dolduruşla yaklaşan bünyeleri filtrelemeyi amaçlayan bu kısa örnekten sonra, öncelikle hem kuantum hem de newton mekaniğinde hatırı sayılır bir yeri olan üç kuralı hatırlayalım: