Senelerdir dikkatimi çeken bir hadiseyi yine yaşamaktayım. Bu hatun takımı neden Ramazan gelince açılıp saçılır?
Hayır oruç tutuyorum da orucum bozulcak giymesinler falan demiyorum. Ama başka zaman giymeyipte Ramazan gelince paso mini etek giymek nedir, anlayamıyorum bir türlü. Israrla mini, başka bişey değil. Ya oruç tutanlara karşı kasten yapıyorlar (bkz: kadınlar birer şeytandır), ya da “nassolsa Ramazan ya, kimse bakamaz, bende rahat rahat takılırım, ooh, mis..” falan diyorlar.
Çözmeliyim bu sorunu ben.
yorumlar
Hani nerdeler nerdeler??
ben ilk defa bööle bişe senden duyuyorum. Hatta normalde acık olan kadınların bi çoğu ramazan gelince şık bi şal ile sokağa çıkıolar, tırnaklarında ki ojeleri siliolar. Bu zaten tamamen sacmalık.11 ay boyunca süslenebiliolar ama ramazan ayında kapanacak kadar da dinlerine bağlılar. mini etekli kadına bakma olayına gelince. önemli olan gözün gördügü deil ki niyettt!
niyet noktasında tamamen katılıyorum.ama bazen oluyor, niyetimden suphe eder oluyorum :))
doğasında var sanırım.
ama insan ki kendini bilsin…
peahh.
şeytanda bir melektir,,,
günlük konusuna gelince kasten böle bişey olduğunu sanmam ,bilmem ,görmedim , duymadım
melekti…
karıştırmayalım gücenenler olabilir,,,
fikri neyse zikri de o olurmuş. mu `?
yok Eloycum, değil öyle. Israrla kestiğim bir kısım hatunda her sene bu olayı görüyorum ben. Ayrıca sokakta da hissediyorum. Dikkat ediniz bundan sonra derim ben.
Bu arada AKP geldikten sonra sanki sokaktaki başörtülü insan sayısı da fazlalaştı gibi geliyor bana. Bu da mı bana geliyor sadece yahu?
dikkatimi çekmemişti lakin öyle bir şey varsa, çok ayıp, geri kalan 11 ayda da öyle takılmalarını istirham ediyorum.
sürekli sana katılmakyatım oky. gecede iki defa.
seytan degildir
seytan sadece kadınları cok ıyı kullanabıldıgını beyan etmıstır.
“her kadının kalktıgı yere ben otururum”
gibi bir de iddiası vardır o zatın.
Bugun Atv deki diziyi “Ekmek teknesi(sanırım ismi buydu)” izlerken ordaki bir bolum aynen bu olayın bir kopyasıydı.
dizilere kadar giriyorsa, birseyler var demek.
bakmamalıyım bakmamalıyım diye kasarsa insan sanki o nesne gözüne sokuluyormuşçasına görür onu…
algıda seçicilik diye bir olgu var yani hayatta
mini giymeyiz kabahat olur, mini giyeriz kabahat olur:))) size yaranılmazmı kardesim:))
madem orucunda adamsın,bakma mahrem seylere,cevir kafanı öteye. belki hatunların tüm toplantıları,önemli buluşmaları bu zamanlara rast gelmiştir. yada iş görüşmesine gidecektir,yada mininin gayesi iftardan sonrası içindir,hani iftarda biriyle buluşacaksa:)))
Bırakta istedigimiz zaman minimizi giyelim yaw:)) AKP geldi diyemi oluyo bütün bunlar yoksam??!!!
secicilik kesinlikle..
bir müddet düşündüm dondurmanın bu işle ilgisi nedir acaba diye :))))))))
Ben oruç tutmuyorumki bu sebepten gözüme batsın. Gayet rahat bi biçimde, önüme çıkarsa makul bi şekilde bakmalıyım diye geziniyorum 🙂 Algida seçicilik olayı falan değil yani.
karışan yok, hep giyin apla.
bu arada iş görüşmesine gitcekse lafın aklıma takıldı. iş görüşmesinde mini etek gerekli heralde.
mini giyen kadınların varislerinin olmaması daha iyi olur
gerekli değil tabi ama,bazıları tüm silahlarını(!) kuşanıp gitmeyi tercih ediyolar:))
dişilik her zaman bir silah yani ha ?
tabi kullanım yerine göre değişirde de bu havada mini giyen hemcinslerime (üşümüyorlar herhal bana ne ) diyorum :))
nasıl oluyo da üşümüyolar?
vücut sıcaklıkları falan daha mı yüksektir nedir? -aman yanlış anlaşılmasın bu son söylediğim 🙂 –
bi de arşiv sorumlumuz olan hatundan anlaşıldığı kadarıyla dişiliğini güçlü bi silah olarak kullanmış sanırım. çünkü ne sorduğun soruya cevap verebiliyo, ne de kar-kış, ramazan falan dinlemiyo giyinirken. ee tabi işe girmek yetmiyo, mevkii de korumak lazım :)))
genellemiyorum ama.. 🙂
Çizme ve Mini kombinasyonu üzerine
var ya kısacık bi etek nelere kadir…
bizde yırtıos kendimizi çalışcaz-öğrencez-boş insan olmucaz-üreten insan olcaz diye. al kısacık bi etek neler yapio. giyin giyin ama lutfen o iğrenç coraplardan giymeyin bide o komik topuklu çizmelerden. eheueheh sabah gördüm çok komik gözüküo arkadan.
bencede genelleme yapma:)
bişekilde varolma kaygısıdır bu..yada çabası mı desek..bi kadın kafasını kullanamassa dişiliğini kullanır..yani böyle bişeyi tasvip ettiğim için demiyorum -e biliyosun:)-ama öyle..malesef..bende genelleme yapmıyorum..ayrıca kendimide aynıo yerde tutmuyorum..
böle.
yaw, ben lafın gelişi iş görüşmesine giderken dedim!! Sonrada dalgamızı sürdürelim diye tüm silahlarını kusanıyolar falan dedik..İgnelemeyin arkadaslar ince ince,kimsenin hangi havada ne giydigi hakkaten bizi ilgilendirmez,isteyen is görüşmesine giderken bacagını acar,isteyen k.cını acar,isteyen beynini,isteyen hepsini.benimki sadece lafın gelişi sölenmiştir.
ama karsıma gecipte “Arkadas ben dişiligimi şimdiye kadar hiçbi yerde ve durumda ufacık bile kullanmadım” diyebilecek bi dişi varsa,…bilemiyorum ya…bana garip geliyo (ama olabilir),illa dişiliği silah yada avantaj olarak kullanmak değil demek istedigim.Alınmayın erkekler, ama dişilik farklı bişey.Bir dişi, bi gülüşüyle ekmegin tazesini,gazetenin kırışmamısını, ve domatesin kırmızısını bile alabilir.Dikkat ettinizmi bilmem ama, minibüsten inmek istedigini söleyen bi bayansa söfor onu tam istedigi yerde indirirken,genellikle erkekler biraz yürümek zorunda kalırlar.Tabi bunlar cok basit örnekler..Umarım demek istedigimi anlatabilmişimdir. Çünkü şimdi feminist arkadaslarımız cıkıp bana, beynini değilde dişiliğini kullanıyo hayatta,işindede böle ilerlemiştir bu,bu tipler yüzünden erkekler bizi eziyo,garanti sarısındır,falan gibi düşüncelerle yaklaşacaklar.
Not: Mini etekle giyilen çoraplar bayanları soguktan korumakta yardımcı olur.
konu geçmişti zamanında. Fakat bu kadar mesaj girilmemişti. Ramazan olmayışının bir etkisi olabir mi?
mini giyip eteği fiziksel olarak uzatmaya çalışanlar hiç giymesin. Ya o eteği giyiyorsan zaten belli yerleri teşhir etmeye razısındır, hem giyip hem ne uzatıyorsun?! Erkeklerin ağzında sakız olmak için mi?!
Ramazanla ne ilgisi varki bu konunun, ben tam tersi bayanların erkeklerden çok daha özen gösterdiğini düşünüyorum Ramazan’da…
biz de ciddiye almadık zaten 😛
lafın gelişi söylemiş olsan da sonuçta verdiğin örnekler kadınların istemese de dişiliklerinin -çoğu erkeğin onlara bakış açısı yüzünden belki de- kendiliğinden güçlü bi silah olması olgusunu doğruluyo 🙂
tabi ki de iğnelemiyorum ama arşiv sorumlusu olarak görev yapan ve bu işten para kazanan bi kadının bi kaynak sorulduğunda “ne biliyim ben diye cevap vermesi?” bana mantıklı gelmiyo.. hoş mantık falan aramaktan da vageçtim aslında..
bi de bunun üstüne mini giyip de sağını solunu çekiştirenleri hiç anlamıyorum, ben de bakıyorum tabi ki ama salya akıtarak değil. konuşan balta’ya katılıyorum bu konuda -ki bu konu hafifte tartışılmıştı zaten- ilgi çekmek için bişeyler yapıp ondan sonra da sadece benim hoşlandığım adam bana baksın, diğerleri rahatsız etmesin gibi bi düşünce olamaz maalesef..
redx’e de katılıyorum hatta -amma katılımcı bi adam oldum bugün de- giymeyin o botlardan, hayır hakkaten komik görünüyo, zaten kışın o botlar, yazın da ayak parmaklarını açıkta bırakan -ama daha da kötüsü- abuk subuk şekilli ayakkabılar (hatta sandalet mi desek).
biz de ciddiye almadık zaten 😛
lafın gelişi söylemiş olsan da sonuçta verdiğin örnekler kadınların istemese de dişiliklerinin -çoğu erkeğin onlara bakış açısı yüzünden belki de- kendiliğinden güçlü bi silah olması olgusunu doğruluyo 🙂
tabi ki de iğnelemiyorum ama arşiv sorumlusu olarak görev yapan ve bu işten para kazanan bi kadının bi kaynak sorulduğunda “ne biliyim ben diye cevap vermesi?” bana mantıklı gelmiyo.. hoş mantık falan aramaktan da vageçtim aslında..
bi de bunun üstüne mini giyip de sağını solunu çekiştirenleri hiç anlamıyorum, ben de bakıyorum tabi ki ama salya akıtarak değil. konuşan balta’ya katılıyorum bu konuda -ki bu konu hafifte tartışılmıştı zaten- ilgi çekmek için bişeyler yapıp ondan sonra da sadece benim hoşlandığım adam bana baksın, diğerleri rahatsız etmesin gibi bi düşünce olamaz maalesef..
redx’e de katılıyorum hatta -amma katılımcı bi adam oldum bugün de- giymeyin o botlardan, hayır hakkaten komik görünüyo, zaten kışın o botlar, yazın da ayak parmaklarını açıkta bırakan -ama daha da kötüsü- abuk subuk şekilli ayakkabılar (hatta sandalet mi desek).
nasıl oldu anlamadım ama 2 kez yollamışım, özür…
evet bakıyorum
24/7
365
şeklinde
bakarım evet çünkü güzel gözükebiliyor…
ama koca popolular bile kendine gereksiz güvenip giyince… olmuyo
normal giyince tavlayacaı adamı kaybediyo
tavlamak. tavla tavla beni tavla
ya hakkaten evet bayanlar rica edince herşey daha iyi daha kolay. ama tabi erkek fizik gücüyle güveniyle, kadınsa dişiliğiyle sonuca varıyor çoğu kez
ne yani yalan mı? hangi kadın ben kocamı/sevgilimi/vesaire zekama hayran bıraktım falan diyor?
Hangi erkek, karısını/sevgilisini/vesaire zekasına bakarak seciyo yada begeniyo?
Ya-nı-lı-yor-sun.. Şöyle bir örnek vereyim, bundan önceki erkek arkadaşım finans dept.da çalışıyordu.. Ve bana sık sık, ilk kez bir kız arkadaşım bahsettiğim şeyleri anlıyor, iş hakkında konuşabiliyorum diyordu.. Ve bunun nedeni (ltf kimse ukalalık olarak algılamasın) çirkin olmam degil.. Kimseyi hayran bırakmak gibi bir endişem yok ama bir kadın bir erkeği zekasıyla da etkileyebilir.. Tabii erkek tek bir şeyin peşinden koşan bir tip değilse…
bir erkek olarak tek derdim zeka. 🙂
beni anlayabilen bir kadın bulamadım o başka. 😛
benim de şartlarım budur doğrusu. eüer bir kadınla bir birliktelik yaşayacaksam politikadan anlamalı, dünyada olan biteni bilmeli, finanstan anlamalı… ya da hiçbirinden anlamasa bile anlattığım zaman anlamalı. hayır, kafasını sallayıp hı-hı demesin. anlasın. incelesin. idrak etsin. zekasıyla benimle rekabete girsin.
ama mimi etek ile izme kombinasyonu giysin, federica fontana’ya ya da rebecca romijn’e benzesin
ehehehehe
zor be! aksini kanıtlayacak dişi varsa beri gelsin
Dişilere meydan mı okuyosun WeaponX? Bak valla basın belaya sonra, taleplerle ugrasamazsın:))))
serinling,
hodri meydan! ak tolgalı beylerbeyi, samuray WeaponX’e hangi kadın zincir vuracak sorarım???
ehueheheh
çok komik olmuş bu gunnuk. ama bazıları farkında deil.
alt tarafı bi etek ya.
rahatsız oluosanız giymeyin. gormek istemiosanız bakmayın.
kim olduunu tahmin ediyorum. erkek gibi olamasa da cesaretle nick’ini görelim bi!!!
Neden oldugunu annamadım ama nickim cıkmamıs…
yaw sanırım ben gunluklere girilen ahkamları gormeme gibi bir secenegin altına bir ti atmısım galiba. gormeyeli burası kıvıl olmus.
Valla arkadaslar lisedeyken baba bir biyoloji hocamız vardı :))
Eger bir kızdan hic birsekilde etkilenmiyorsanız (ne bileyim en ufak bir tepki bile vermiyorsanız) erkekliğinizden süphe edin demişti. Yıllar sonra ne demek istediğini daha iyi anlıyorum :))
kadın-erkek eşitliğini savunan kadınların sonra gelip dişiliklerini kullanarak, işleri ‘kolaylaştırmalarına’ katlanamıyorum..
..ve böyle bir takdik kullandıklarını anladığım bayanı artık ‘adam’ yerine koymuyorum!
yani erotik objeye dönüşen kadınların eşyadan farkı kalmıyor.. içtenlik lazım..
Aynı Cv’ye sahip 2 bayandan güzel olanı işe alan zihniyet varoldukça bayanlar dişiliklerini kullanacaklardır… Parmağınızı biraz da kendinize doğrultsanız nasıl olur acaba ??
Sana gönülden katılıyorum. Erkekler bu konuda zayıflık gösterdikçe bunu kullananlar cıkacaktır.
Erkekler ? Zayıflık ? İnanın 10. dakikadan sonra zayıflıkdan eser kalmayacaktır.Hatta ilk duyulacak söz -Hadi giyin git istersen artık… işe alındın…
iyi bir konuşma mini etek gibidir; dikkati çekecek kadar kısa ama esası kaplayacak kadar uzun.
Küçük prens ve eski aşklar:
“-Ayin nedir? -O da artık kimsenin umursamadığı bir gelenek, bir günü öbür günlerden, bir saati öbür saatlerden ayırır. Sözgelimi peşimdeki avcıların bir ayinleri var. Her perşembe köylü kızlarla dans ederler. Bu yüzden perşembe benim için eşsiz bir gündür! O gün bağlara kadar uzanırım. Avcılar belirsiz günlerde dans etselerdi bütün günler birbirine benzeyecek, ben de hiç keyif çatamayacaktım.
Küçük prens tilkiyi evcilleştirdi. Ayrılık saati yaklaşınca tilki
“-Ah!” dedi, “Göz yaşlarımı tutamayacağım.”
Küçük Prens – Saint-Exupery
Suyu ve yüzmeyi çok sevdiğim için (Arkadaşlarımın nitelendirmesiyle bir “kurbağa” olduğumdan) fırsat bulur bulmaz hep yüzmeye giderim.Yine böyle bir gün havuzda seansın başlamasını beklerken benimle birlikte bekleyen bir kadını gördüm. Oldukça hoş ve bakımlıydı. Üstünde de çok kısa olmamakla birlikte bir mini etek vardı. Her normal ve sağlıklı erkek gibi ben de mini eteğin sardığı bu güzel bacaklara baktım. Öyle içine düşer gibi değil tabii ki. Güzel bir kadın bacağı, bence aynı zamanda estetik bir şey, neredeyse bir sanat eseridir. Sandığınız gibi bir aşk hikayesi, ya da bir fantezi anlatmayacağım size. Kadını bir daha görmedim. Biraz sabredin.
Havuzun seansı başladığında benimle aynı kulvarda demin ki bayanı görünce şaşırdım. Bu sefer üstünde yeni model, tek parça havuz mayolarından vardı. Beklerken giydiği mini eteğin örttüğü bacağı bu sefer tamamen açıktaydı ve yeni kesim tipi olsa gerek kalçasının bir kısmını da gösteriyordu.
Şaşırtıcı, fakat kadına bir kez baktıktan sonra hiç bakmadım. Bir anda mini eteğin örttüğü bacağın tüm çekiciliği kaybolmuştu. Havuzda bir taraftan kulaç atarken bir taraftan da bunu düşünmeye başladım. Senin işin gücün yok mu? Bunlara mı kafa patlatıyorsun? demeyin. Aklın en güzel ürünleri, onun başıboş bir tay gibi özgürce gezdiği anlarda çıkar.
Tekrar mini eteğe geri dönelim. İlk bakışta mini eteğin çekiciliği açıkta bıraktığı bacakla açıklanabilir. Bence mini eteğin çekiciliği açıkta bıraktığı değil kapattığı bacak alanıyla açıklanabilir. Bacağın bittiği ve mini eteğin başladığı sınırda bizim bakışlarımız ve görüntümüz sınırlanır, durdurulur fakat akıl durmaz. Gestalt psikolojisinin önerdiği gibi akıl, eksik olanı tamamlamaya çalışır. Eksik olan nedir? bacağın devamının ne olduğu tabii ki. Akıl bu aşamada kendince bacak çizgisini, tenin özelliklerini, yuvarlaklığını (bu noktadan sonra editörün bip sesini duyar gibi oluyorum, o yüzden durdum) vs. tamamlar. Bu tamamlama işlemi tabi ki hayal gücünden alınan malzemeyle olacaktır. Mini eteğin açıkta bıraktığı kısım aklın yaratıcı bir şekilde hayale dalmasına yeterli olacaktır. Akıl mutlu, siz mutlu.
Mayolu bir bacak ise akla bu tür bir tamamlama işlemine gerek bırakmaz. Her şey tüm çıplaklığıyla ortadadır. Tamamlanacak ya da hayal edilecek bir ayrıntı yada imge yoktur. Tabi akıl için bu durumun hiç bir çekiciliği olmayacaktır. Belki de bu yüzden dar kotlara ya da taytlara sığdırılmış ve gözüme gözüme sokulan popolar pek hoşuma gitmiyor. Bu açıdan bakarsanız kadınlar da saldırgan olabiliyor. Zaten iki tür güzel kadın var, biri güzelliğini kendine yakışan bir eşarp gibi, diğeri ise bir kılıç gibi taşıyandır.
Yüzerken bulduğum bu açıklama bana oldukça tatmin edici gelmişti ama yine de bir şey eksikti. Mini eteğin çekiciliğini sadece bu açıklamıyordu. Aklıma birden Saint-Exupery’inin sevimli Küçük Prensi geldi. Ufak ama bilgeliklerle yüklü bu sevimli çocuk kulağıma bir şey fısıldadı, “ayin ve ritüel var mini etekte”.
Mini eteğin bir ritueli var. Belli bir şeyi ne tamamen açıkta bırakarak ne de tamamen kapatarak sunuyor. Ayrıca sizin emek sarf etmenizi istiyor. Bir güzelliği yalın ve çıplak olarak değil belli bir formda ve estetik içinde sunuyor. Tıpkı eski zaman şölenleri ya da düğünleri gibi. Çağımız hız çağı. Her şey “verimlilik” adı verilen tanrıya hizmet etmek için çırpınıyor. Bir şey çıplak olacaksa tamamen çıplak olsun diyoruz. Bara gidip, oradan birini götürüp, o gece onunla sevişiyoruz. Yıllar süren eski zaman aşkları bize komik ve garip geliyor. Ritüeli unuttuk. Bütün bunlar yalın çıplak bir bacak gibi duruyor. Sonrada diyoruz ki, hayat niye sıkıcı ve biz niye mutsuzuz. Ayini ve ritueli kaldırınca geriye kalan şey tabi ki sizi mutlu etmeyecektir, tabi ki anlamdan uzak olacaktır.
Kadın erkek ilişkilerine yansıyan verimlilik ilkesi, ilk başta heyecan verici gibi geliyor ama on dakika seyrettikten sonra insana fenalıklar getiren Alman porno filmlerinden pek farkı yok.
Verimliliği ve hızı tartışmayacağım. Verimlilik ve tasarruf bizim uydurduğumuz kavramlar. Doğa asla verimli olmamıştır. O her zaman saçıp savuran bereketli bir ana olmuştur.
Ritueli ve ayini tekrar yaşamımıza geri döndürmek neredeyse imkansız. Bir birey olarak yaşamımıza “mini etek” giydirmek çok zor. Belki evrimsel gelişmemizde bu tekrar olacaktır. Ama ilişkilerde bu o kadar da zor değil sanırım. Erkek olarak yapmamız gereken sanırım şu kahrolası verimlilik ilkesini kafamızdan atmak. Kadınlara nazaran bu bizde fazlasıyla var. Kadınların yaptığı sadece bize uymak. Belki o zaman “yeter ki gel, senede bir gün” şarkısı bize garip ve uzak gelmez.
Mehmet Emin Arı
budur.
İş görüşmesine mini etekle giden her bayan potansiyel …. mu oluyor ? Nasıl bir mantıktır anlamıyorum , tabi bahsettiğim zihniyete güzel bir örnek olmuşsun, o ayrı..
Orda hepsi potansiyel bilmem nedir şeklinde bişey yazıyomu? Hayır…Zihniyete gelince… İş görüşmesine silah kuşanıp 3 oda bir salon memesini göstermeye giden birinden de fazlasını beklemem açıkcası…