kimileri, neden aşka bakışın sert ve duygudan yoksun diye sorarlar: şöyle ruha hitap eden, romantik bişeyler yazsana derler.. Düşündüm de haklılar gabi: Ulen en kıralından aşk meşk dolu şöle ruha hitap eden bi şiir denemesine mi girsem ya da düz yazı mı yazsam diye düşünürken, ilhamın gelmesini beklemeye karar verdim. gelmedi ibinetor hep başkalarına gidiyo bize gelince tık yok!..Gelmiyicek bu m*na kodumun deyyusu diye umudu kesmişken telefon geldi,” baba naber? niye aramıyon olm?”
” iyi cengo işgüç işte dert bi diil ki,olm”” yakında türkiyeye gelicem, o zaman görüşürüz, belki bikaç el “pişti” de atarız ha? “
………………………………………………………………………..Okulun ilk günleriydi ,mermer basamaklar üzerinde dikilen kızı ikimizde ilk kez orada gördük.solgun gün ışığında lolita başı ve gövdesiyle, soylu sınıfın en seçkin tomurcukları gibi duruyordu. varlığıyla çevresini öylesine dolduruyordu ki; çekicilik ve bir tür yüzeysel saldırganlık yaymasının dışında, kışkırtıcı ve pahalı görünümlüydü manita.hazırlık sınıflarından birindendi kesin.Arkadaşıma,“ kafayı taktım olm ben bu karıya”
“ ben de m*na koyim!”çok güzel, bi sen eksiktin ibine; yanıtın sertliğine bak, şiddetle vuran bir yumruk gibi.tam da canevime indirilen bi yumruk !
öylece orada durmuş kızı izliyoduk. cengonun gözleri kızdan başka bişi görmuyodu. onu anlamaya çalıştım, yüz hatlarını inceledim. kararlıydı ibinetor. birdenbire içimi bir korku kapladı.eğer bana az önce sölediğini açıklayacaksa bunu yapmasını istemezdim . aramızdaki bağların kopmasını, aramızdaki havanın değişmesini istemiyodum: aklımdan geçenleri anlamış olcak ki pis pis sırıtarak,“ olm ben bu kıza yeni bir şekil vercem görcen”
susmuştum:göz alıcı memeleri; haliylen hem sert, hem de duyarlı iki küçük baloncuk, kavisli ve dar kalçaları d*tüne sımsıkı yapışıp, adeta eteğinden taşmış.. tam ısırmalık !kız, “ zevk “ okulundan diploma almıştı sanki. teninin her santimetrekaresini sıcak bir dilin ıslatması gerekiyodu bu görünümüyle.Sessizliği cengo bozdu“ tmm lan “ dedi. “ pişti atarız, kimde kalırsa”güldüm.
Gülünç bi teklifti.ama kabul ettim.“ tmm “ dedim.” İstersen kılıç bile açarız”
aslında bu kılıç fikri pek uygun gelmedi, belki de çok bayağılık kokmasından idi. işi şansa bırakmaktansa “ pişti” fikri daha uygundu; oyunun gidişatına göre kağıt çalma şansım olabilirdi kekleyebilirdim hergeleyi..
“ kabul lan pişti, 251 de biter”
“tmm kazanan manitayı 2 gün içibde bağladı bağladı, olmadı olay biter”
ulan ibinetora bak amma da güveniyo kendine; aslında kağıt oyunlarını ii oynar puşt tavla mı oynasaydık yoksa ? onu da benden ii oynuyo ya neyse !iki aşk savaşçısına dönmüştük adeta. cambazla cambaz olmaktan başka şansım yoktu..zaman bazen aşk ve nefreti körleştirir, bazen de öldürür.Onları okul kantininden kolkola çıkarken izlemiştim..üçümüze de kalan anı demetinden başka ne olabilirdi ki?kendini aldatma lan dümbük! demet onlarda anı sende kaldı..
yorumlar
çok eğlenceliiiiiii!
The house always win!
cengo şanslı çocukmuş ki, piştiyi de kazanmış kızı da..Ya kazanan olmasına rağmen kız tercihini ondan yana kullanmasaydı…15-16 lı yaşlarda yaşandığını tahmin ettiğim ergenliğin yoğunlaştığı, kadınlara sadece şehvet dürtüleri ile baktıkları zaman dilimi gayet samimi bir dille kaleme alınmış.
avaliance,the house of the rising sun!
I don’t think so.
güneş doğduğu evi ihya eder dostum:)
Allah hiç bir hâneyi, yüreği güneşsiz bırakmasın!
amin ne güzel bir dilek süpersin.
bu yazı “kumarda kaybeden aşkta kazanır” sözünü çürütür cinsten.ayrıca @Avalianch! iyi bir tespit 😉
tmm nedie len,
yazının başlangıç havasından mıdır nedir bilmem vallahi sondan beşinci paragrafa kadar silinmez bi gülümsemeyle okudum yazıyı. cidden ve harbi nadide bence ve tarif ihtiyaç çatlarım maazallah. okuduğum en yarayışlı yazılardandır bu.ayrıca da “hay Allah kahretmesin beni” dedim yine. hikayeleri kendimi bu hikaye kahramanları yerine koyarak okuma huyumdan mütevellid.hazırlık sınıfı hatunla hazırlık sınıfı zamanı halimde dahi kurbanın kurda benzediği kadar benzememiş olup ve buyurulan tarife- sebebi sormayın- ( vazgeçtim söyleyeceğim: yani tazelik anca bu denli umkuna ovalanır usluca) da acayip ifrit oldum da agzımın suyu akmadı diil.kahkahayı bastım şu satırları okuduğumda.
“pis kumarbazlar” dedim. “bahçıvan olasınız inşallah nice yıllarınızda.” ( bi iki fide faydanız olur belki)aşk ve nefret kör bence fena değildir, ölmezler de…hikayenin sonu muhteşem. bunu yadsımak haksızlıktır!“casino royal” yazısı olsa neyse.ne ev ne kumarışığınız daim yuvanız sıcak olsun.elinize dilinize sağlık: sayın kopstil’in eşsiz ahkamı akabinde karaladığım ahkam müsveddesi satırlarım sebebi ile cümleten özürlerimi beyan ederim. nacizane şimdiye kadar okuduğum en keyfli ahkam olduğunu da belirtmek isterim.
hı bir de yazı sebebi şunlar koştu geldi zihne:”doğruluğun gücügüzelliği kendine benzetinceye kadargüzelliğin gücüdoğruluğu bir kahpeye çevirebilir…doğruluğu ne kadar aşılarsan aşılaçürüktür kökümüzeski meyvanın tadı gitmiyor kolay kolay…sözlerim uçuyor havayaama düşncem yerdeöz olmayınca söz yükselmiyor göklere”…”kendi ateşin besler ruhunun alevini””düşüncelerin soluk ışığı bulandırıyoryürekten gelenin doğal renginive nice büyük yiğitçe atılışlaryollarını değiştirip bu yüzdenbir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar”bu aralar bu saatlerde hafifte ahkam canavarı kesiliyorum. hertürlü tılsım tedbir alına.okumak yazmakmış. Fe-sübhanallah!
çok hoş bir yazı. bu anıyı sen ömrün boyunca hatırlayacaksın belki ama cengo ile o kız belki de hiçbir zaman hatırlamaz.
Oh lidır ma lidir. Mantık süzgecin yanında mı. Bi kaç şe geçircezde.
aziz dostum sefalar getirdin. sözleriniz uçmaz havaya..
Yazarın ifadelerine ben bile heyecanlandım :)) bu zamanda böyle bakir güzellikte kız bulmak ne mümkün.Şimdikilerin tornadan geçirmedikleri yerleri yok nerdeyse. Estetik yaşı 13 e düşmüş !