Pis bir menzilin,deliklerinden baktıkça,hevese karşı döğüşmek gelir mi içinden?uygun an, uygun deneme sandığın,sivri oklu kirpi ise,hevese karşı dövüşmek gelir mi içinden?pis bir menzilin ,deliklerinden baktıça,ölülerden, canlılar yapmak gelir mi içinden?saf kokulu güller sunup,mühürlenmiş,azgın kinlerle,anayolun tam ortasındahevese karşı dövüşmek gelir mi içinden?
yorumlar
Buklet, Montaıgne nin ”Denemeler” ini okuyorsan, sayfa123-124-125 ”İnsan Doğası” çok severim, üzerinde dur..
bir kez daha okumak istiyorum önümüzdeki günler.bende insan doğası 68. sayfada:) bir arkadaşımda ise 100 deydi.
Balıkçıl darağacındaSelahattin’in şövalyeleriDansediyor, dansediyorŞeytan’ın şövalyeleri.Yüzleri buruşuk, küçük, kara kulaklarıÇekmiş sayın Belzebuth bir iple gökyüzüneOynuyorlar şakırdadıkça kunduralarıTutulmuşlar bir Noel ezgisinin hüznüne.Kara orglar gibi ince, uzun kollarınıBak şimdi kucaklıyor çarpık, küçük kuklalarBir zamanlar aksoylu hanımların sıktığıBilekleri iğrenç bir aşkla dokunmadalar.Hoyda! şen oyuncular, artık düşünmeyen baş!Takla atılabilir sehpalar öyle uzun!Hop! Bilinmesin artık bu ya da dans ya da savaş!Gıcırdarken kemanı kudurmuş Belzebuth’un.Ey bundan sonra sandal giymeyecek ayaklar!Hepsi derilerinden gömleklerini sıyırmış:Ama böyle çok daha memnun görünüyorlarBaşları üstüne kar beyaz bir şapka örmüş.Titriyor bir tutam et arık çenelerindeÇatlak kafalarına sorguç yapmış kargalar:Çarpıp karton zırhlara gözüpekler, yiğitlerÖlü karanlıklarda sanki dolanıyorlar.Esiyor balosuna iskeletlerin poyraz!Darağacı inliyor demirden bir org gibiKoşuyor ormanlarında aç kurtlar avaz avaz:Gökyüzü andırıyor kızıl bir cehennemi.Hoyda, beni de alın yaslı kabadayılarKırık parmaklarından geçen sessizce, bir birBir aşk tesbihi solgun omuriliklerinde:Bura manastır değil, ölüler ülkesidir.Oh! işte ortasında ölüler dansının bakSıçrıyor çılgın bir iskelet gökyüzündeSürüklenmiş boşluğa, at gibi şahlanarakSanki katı ipi boynunda duruyor yine.Çatlayan uyluğunda büzmüş on parmağınıDalgacı gülüşlere benzeyen çığlıklarlaVe bir soytarı gibi barınağa giripSıçrıyor kemiklerin şarkılı balosunda.Balıkçıl darağacındaSelahattin’in ölüleriDansediyor, dansediyorŞeytan’ın şövalyeleri.
hangi kafa ? 🙂
aslında mo dememen gerektiğini anlamayan kafa diyebilirdim ama durum o değil ;
bu yazıdan sonra , yok yani , kafa mafa uçmuşş zati o noktadasın demek istedim.rimbaud olmaya çeyrek var kimileri için.sürc-ü lisan ettiysem affola..
bak koza, bir akıllı da konuşmuş. fazlaca değil ama ;Anladık iyisin,Ama neye yarıyor iyiliğin.Seni kimse satın alamaz,Eve düşen yıldırım daSatın alınmazAnladık dediğin dedik,Ama dediğin ne?Doğrusun, söylersin düşündüğünü,Ama düşündüğün ne?Yüreklisin,Kime karşı?Akıllısın,Yararı kime?Gözetmezsin kendi çıkarını,Peki gözettiğin kimin ki?Dostluğuna diyecek yok ya,Dostların kimler?Şimdi bizi iyi dinle:Düşmanımızsın sen bizimDikeceğiz seni bir duvarın dibineAma madem bir sürü iyi yönün varDikeceğiz seni iyi bir duvarın dibineİyi tüfeklerden çıkanİyi kurşunlarla vuracağız seniSonra da gömeceğizİyi bir kürekleİyi bir toprağa.
bir adamın efkarını sözleri değil, gözleri gösterir sanıyordum..
o zaman bir adamın efkarını sözleri değil, hayatı gösterir desek !
şizoşems.. hatırıma geldi.böyle zamanlar tehlikelidir şemsettin diye başlar..hepsi bu.. çok haklısın. ama merak ettim , çoraplarını nereye koyduğunu biliyor musun ?
her şey, kişinin kendisine doğru yolcu çıkmak üzere yer ayırtma isteğinin bir dayatma boyutu almasıyla başlar..
ben sana diyorum, şiir yazmaya devam etmelisin kozacım!
Her yeni okuyucuya ulaştıkça anlaşılacak kıymeti şiirlerin.Yeterki şiirden anlayan,okumaktan zevk alan kişilere ulaşsın.Gerçekten kıymetli şiirleriniz var.Emeğinize sağlık…
ne hoş dizeler bunlar..