konunun popüler kaynaklardan toparladığım özetiyle başlayayım: john cusack, son bir senesini pek zor bir projeye destek bulabilmek için yırtınarak geçirmiş. projenin zorluğu konusundan ileri geliyor. “bir film projemiz var; hitler’i anlatacağız; insan hitler’i” deyince daha senaryoyu bile okumayan tüm şirketler, yapımcılar reddi yapıştırmış. dolar adam steven spielberg’in şirketi, bıyık adam hitler’in insani yanını filme konu ederseniz madara olursunuz demiş mesela. ama cusack ve menno meyjes (senarist-yönetmen) vazgeçememişler ve oradan buradan parayı toplayıp filmi bitirmişler.
cusack’ın being john malkovich’den beri beğendiği ilk proje olan MAX’in senaryosu kısaca şöyle: cusack’ın canlandırdığı max hitler’in gençlik yıllarında karşılaştığı yahudi asıllı bir galeri sahibi. hitler’le arkadaş oluyorlar. Bu ikisi arasındaki dostluk, max’in hitler’i politikadan sanata kaymaya teşvik etmeye çalışması, başaramaması ve hitler’in hitler oluşuna tanık oluşunun anlatıldığı filmde hitler salt kötülük olarak değil, gülen, üzülen, çok ama çok sorunlu patetik, yalnız bir genç adam olarak canlandırılıyor. hitler rolünde ise avustralyalı noah taylor var(mış).
toronto film festivali’nde 10-12 eylül’de ilk kez gösterilen film daha gösterime girmeden herkes ayaklanmış. jewish defense leauge’in sayfasında filmin henüz girmediği gösterimden kalkması için baskı yapılıyor. Şurada salon’un haberi ve cusack’la röportajı var. plastic’de açılan tartışma da burada.
film hakkındaki tartışmalar çeşitli aynılıkta: hitler şimdiye kadar hep kötülüğün bir karikatürü olarak portrelendi, onu insani tarafları olan ve empati kurulabilecek bir karakter olarak göstermek onun sayesinde ölen binlerce insana saygısızlık değil midir? hitler’i sinemada böyle canlandırmak ona benzer canavarların doğmasına yol açar, vb…
bir de şunlar var: holocaust’un zararsız ve olmamış gibi gösterilmeye çalışıldığı post modern bir çağımız var. çünkü aslında körfez savaşı da hiç olmadı denilebiliyor. bunu söyleyen kişi teorik bir düzlemde konuşurken, bu lafı alıp kendilerine uyarlamaya çalışanların oyun alanı çok farklı olabiliyor. peki, hitler’in kötülüğü şeffaflaştırılabilir mi? kötülükle istediğimiz gibi oynayıp meşrulaştırabilir miyiz? ya da, bu film hitler’i meşrulaştırıyor mu ki?
son olarak da sanatla ilgili bir, hatta iki konu var. birincisi klasik hitler ve sanat konusu: eğer hitler başarılı bir sanatçı olsaydı, resimleri bu kadar boktan olmasaydı, tarih bitmiş olmayacaktı. (eserleri boktan olduğu için apayrı bir düzlemde sanat yaparak bir devleti ve halkı yeniden design etti) ikincisi de meta sanat konusu: kötülükle empati kurulmasına yol açan bir film bu kadar büyük tepkiyle karşılaşmalı mı? sanat kötülüğü nasıl temsil etmeli? Ve tabii bir de, holocaust’un bu şekilde bastırılması, hitler’in sadece karikatürize edilmesi mi gerekiyor? daha çok vardır, benim aklıma gelenler şimdilik bu kadar.
yorumlar
olur yayınlanmasını engellemeye çalışmak. ne demek, “bu film hitler gibileri doğurur” kadir inanır neydi? tarih kitabını açıp okumakta yasaklansın o zaman. saygısızlıkmış.
süper blog olmuş, bişiler yazasım vardı ve fakat uyku bastırmakta, sonra artık.
filmi izlemeyi isterdim.
Çok ilginç bir film gerçekten. Kişisel görüşüm, bu filmin yasaklanmasını isteyenlerin haklı olduğu yönünde. Biraz eski, fazla solcu ve otoriter bir duruş açısı bu tamam, biliyorum; öyle çok da emin değilim zaten dediğimden, bir tür refleks gibi söylüyorum bunu. Ama yine de ne dediğimi biliyorum.
Bu filmin yasaklanmasını isteyen (diyelim ki) New Yorklu bir yahudi gözünden baktığımda mesela şunu görüyorum:
“Düşünüyorum da, bu ülkede, 11 Eylül’de ölen 3 bin kişinin son dakikalarıyla dalga geçen, araya kahkaha efekti koyan, onları bilmem kaç bin derece inceden erirken gösterip sonra ‘Hah hah hah’ efekti yapan bir film yapılsa yasaklanmaz mı? Yasaklanır. Bu yasağa itiraz eden olur mu? Eh pek olmaz. Demek ki mantıksal düzeyde, bazı filmlerin yasaklanması olağan olabilir.”
“Diğer yandan, benim bir de Türkiye’de yaşayan bir akrabam var. O da diyor ki: ’17 Ağustos depreminde ölenlerle ilgili bir komedi filmi yapılsa, Gölcük’te binaları çökerken gösteren bir film… Kafasına kolon düşen bir deprem kurbanını gösterirken, arkaya kahkaha efekti koyan bir film.. Yasaklanmaz mı? Yasaklanır..” Demek ki mantıksal düzeyde, bazı filmlerin yasaklanması olağan olabilir.”
“E şimdi kardeşim, benim sülalemin üçte ikisi, bu Hitler pskpt’ının toplama kamplarında yok olmuş. Hayatta kalanlar da takır takır intihar etmişler, sonraki 50 yıl içinde; Stefan Zweig’dır, Walter Benjamin’dir, Hitler pskpt’ını yüzünden intihar eden büyük aydınların sayısını ben bile bilmiyorum.”
“Kısacası, demek istediğim o ki, 17 Ağustos depremiyle ilgili bir komedi filmi nasıl Türkiye’de yapılamıyorsa, 11 Eylül’le ilgili bir film nasıl yapılamıyorsa, Hitler’le ilgili de (tahminen) esprikli noktalar içeren bir film yapılmasın kardeşim, istemiyorum. Size öyle bir film koyuyorsa, bana da böyle bir film koyuyor.”
Kaptanhayal olarak ben Yahudi falan değilim. Ama anlıyorum onları; ve şu yukarıda yazdıklarımı biraz da şeytanın avukatlığını yapmak için yazıyorum. “Her şey ama her şey serbest olsun” türü bir ultra liberalizmi savunurken, bu dediklerimi de hesaba kattınız mı bilmiyorum…
Kim komedi dedi ki? Bu filmden olsa olsa psikodrama olur. Ayrıca 11 eylül ve 17 ağustos benzemeleri bence ilgisiz. 110901 adlı fransız filmini Amerikalılar yasaklamak istiyor. Neden? Gerçekleri gösterdiği için. Biri de kalkıp 17 ağustos sonrası, evi yıkılmayıp yardım parası alan, sigorta sahteciliği yapan, enkazlarda ölü soyuculuğu yapan, yardım malzemelerine toptan el koyup fahiş fiyatlarla satanlarla ilgili film yapsa bu da yasaklanır. Neden? Hatalar ortaya konur da o yüzden.
Hitler delidir, bir ırkı silemeye çalışmıştır vs vs vs. Ne farkı var Nazi Almanya’sının ABD’den? Adamlar Afganistan’da düğüne bomba attı yahu! En büyük terörist ABD resmi kuruluşu 1798den beri milyar masum öldürdü, öldürttü. WTCde 3000 kişi ölmüş bize ne. Hatta hesaba vurunca Güney Amerika’da ABD Black Op kuvvetlerince vurulan adam sayısı ordaki nüfusa oranı yüzdelik rakamlarken. ABDnin bütün tarihindeki kayıpları taş çatlasa bindelik rakamlarda. Hadi bakiym, hadi. Enayi mi var karşınızda.
Bence Hitler çılgın bir dahîydi. Ama kimse onu hırsı için suçlayamaz. Amerikan şahinleri utanmadan BM karşısında uluslararası yasalar hiçtir diyor. Nazi Almanya’sından ne farkı var. Nazi Almanya’sı da savaş makinesiydi. Ne oldu sonu? Siz bakmayın her imparatorluk çöker. Pax Americana yalanı uzun sürmez.
bu filmi bilen var mı ? p2p lerden çıkar mı.. izlenesi
Blog’daki Hitler filminin komedi kuşağında yayınlanmadığı belli; ben yukarıdaki ahkamdaki hayali komedi filmi örneklerimi verirken sadece, işi iyice abartıp, “Sanatın her ama her türlüsüne özgürlük” türünden bir ultra liberal yaklaşımın çok da öyle akıllı işi olmadığını göstermek istemiştim.
Yoksa seyretmedim bu filmi, o kadar da “ileri” gitmiyor olabilir, bilemem.
Ama illa ki “Komedi filmiyle Hitler filminin ne ilgisi var kardeşim” diyorsanız, başka bir örnek vereyim:
Şimdi ben “uçuğum abiii” bir sanatçıyım diyelim, yaratıcılık diil mi, oturuyorum bir ülkenin bir büyük önderiyle ilgili bir film yapıyorum,
(Bu ahkamın devamını sildim preview aşamasındaykene, oto sansür hesabı.. Kusura bakılmeye.. Ama ne demek istediğimi, o filme nası sahneler koyabileceğimi tahmin etmiş olan, olmuştur belki de.. Şimdi bu filmi de mi savunacağız yani, “sanatta liberalizmden ve uçukluktan yanayım” diye?
tüm filmler yayınlanabilmelidir.
bence harika bir film olmuş olmalı. çünkü hep es geçilen, hitlerin kişiliğine, yöneliyor.
hitlerin de sen ben o gibi bir insan olduğunu, koşulların insanların her birini hitlere yaklaştırabileceğini, hatta onun gibi biri yapabileceğini unutmamalıyız. insanlığımızdan o kadar emin olmamalıyız.
şu an yahudilerin yaptıkları göz önüne alınırsa (filistin yanlısı değilim) olay ortaDADIR.
işte böyle bir şey. hitler de anıları, kimliği vs ile bir insandı. stalinin hayatının belgeseli bile yapıldı. stalinin elleri hitlerden daha kanlıdır. ama dünya stalini pek umursamadı, çünkü ölen 40 milyona yakın insan türkler, finler ve bunlar gibi asyalılardı.
merak ettim ve kişisel görüşüm yasaklanmasının yanlış olduğu yönünde…
hem bu “hitler’i sinemada böyle canlandırmak ona benzer canavarların doğmasına yol açar ” düşüncesi nasıl saçma bi
düşünce tarzıdır!
izlemek lazım; tabi önce izlenmesine izin verilmesi lazım…
bu güne kadar Hitler’le ilgili yapılan uygulamaların güzel bir devamı olur aslında. Zaten işin garip yanı bu uygulamaları bulanında yine Hitler olması. Kendisi intaharından hemen sonra günah keçiliğine terfi ettiğinden, insanlığın çok büyük bir ihtiyacını karşılamış bir bireydir. Yani hemen herkeste bulunan bir kör noktaya Hitler ismi konmuş ve diğer kısımlar görmezden gelinmiştir gibi geliyor bana. Hitler nasıl yahudileri günah keçisi yaptıysa, tarihte Hitler’i günah keçisi yapmıştır. Soykırım tabii ki hayvanlığın daniskasıdır ama savaşı kazananlar bunu şüphelenmeyen japon kentlerine attıkları atom bombaların kılıfı olarak kullanmayı da iyi bilmiştir. Hatta sözde “konsantrasyon kampları”nın ilk uygulayıcısı olan ingiltere bile aradan sıyrılmayı başarmıştır.
Hitler’le ilgili bir başka uygulamaysa onun doğmamış ve doğrulmamış olduğuna herkesi inandırma çabasıdır. Gerçi bu uygulamanın ilk sahibi de Hitler’dir. Bir kaç milyon galeyana gelmiş askeri yahudilerin insan olmadığına, bu yüzden de her türlü işkenceye açık olmaları gerektiğine ikna edebildiğinden olmuştur bütün bunlar. Filmin izlenmesiyse gerekli gibi geliyor bana, sıkıntılı ve delice kızgın ortalama üstü bir adamın manyaklık seviyesine nasıl geldiğini ve dünyanın bu manyaktan neler çektiğini düşündürmesi açısından güzel olabilir gibi.
ben hitleri beğenirim çeşitli yönleriyle .. bir tanesi istikrarlı bi adam. ilk olarak yahudileri temizliycem demiş ve bu kararında hiç bi sapma olmamış.. liderlik vasıfları süper.1-2 milyon adamı ikna ederek süper savaş ve işkence makinası haline getirmiş.. savaş stratejileri konusundaki yetenekleri göz ardı edilemes. neyse bu adamı yakından tanımak istiyorum o yüzden filmi de çok izlemek istiyorum… hayır bi milyon yahudi ile ilgili bir planım yok…
Tarihe adını bu kadar kazıtmış bir insan olarak bile Hitler kendisi hakkında çekilmiş/çekilecek birçok filmi hakediyor bence. Ayrıca ben de onun kesinlikle bi dahi olduğunu düşünüyorum. Tamam adam biraz abartmış olayı. Ama bütün dahiler iyidir diye bişey söyleyen yok zaten. Ayrıca süpper hitabet kabiliyetiyle milyonları anında gözyaşlarına boğan bi yetenektir kendisi. Ve hastalıklı da olsa hiçbir fikrinden zerre taviz vermemiştir ölene kadar. Böyle bir filmin yayınlanmasının da Yahudilerin kendilerini yerden yere atmalarını gerektirecek bi hakaret olduğunu hiç mi hiç düşünmüyorum. Ne bu yani… 2. Dünya Savaşı dendi mi illaki toplama kamplarına gönderilen kara suratlı minik yahudi çocuklarını seyretmek zorunda mıyız? Hayır değiliz. Hangi ırk veya memleketle ilgili olursa olsun tek taraflı ‘resmi tarih’e karşıyım arkadaşım. İşte bu kadar.
Aynı yazım iki kez yayınlanmış.. Yok mu bu sitenin editoru yav. Hadi ben salağım da orda kontrolörlük yapan kimse yok mu?
filmin konusu hakikaten ilginc, izlenesi, yasaklayani dovesi.
hitler’in iyi, daha dogrusu insani yanlarini da gosteren bu filme, Amerika’daki yahudi lobisinin itiraz etmesi herhalde, “ulan madem istedigimizi yaptiriyoruz, $unu da yasaklattiralim, bizim hanim izlemi$ sevmemi$” du$uncesinden kaynaklaniyor.
Hitler’e belli bir donemin butun gunahlarini yukleyen anlayi$a kar$iyim. Devletlerin, hatanin kendilerine du$en payini kabul etmemek icin ortaya atilan ” Hitler oyle kotu, oyle kotu ki, o kadar olur yani” teorisine mal bulmu$ magribi gibi atladigina inaniyorum.
Hayallerde ya$iyor herhalde “komple” iyi ya da kotu insanlar. Lord of the Flies (Sineklerin Tanrisi), bu konuda iyi bir referans sanirim.
…max’in hitler’i politikadan sanata kaymaya teşvik etmeye çalışması, başaramaması ve hitler’in hitler oluşuna tanık oluşunun anlatıldığı filmde…
Konusu buymuş. Bunu anlatıyormuş. Ben buna takıldım. Birde saygısızlığa, canavar yaratan şeyin ne olduğuna.
hitler de neticede bir insandır, yaptığı onca kötülüklere rağmen… onu insanlık tarihinden soyutlamak da mantıksızlıkdır. şahsını yüksek, erişilmez bir mertebeye getirmektense, bu tür çalışmalarla kişiliğini irdelemek son derece enteresan…
Hitler yönetiminin öldürttüğü çingene sayısı yahudi sayısından fazla… Ama bu ne diğer insanların ne de çingenelerin umurunda… Yoruma açık bir durum…
öldürülmüştür.
oranlama yaparsak çingene topluluğunun %lik dilim olarak fazlası ölmüş olsa bile
bayaa bir yahudi ölmüş.
“..filmin konusu hakikaten ilginc, izlenesi, yasaklayani dovesi.” şeklindeki ifadeler iyi durmuyor canım Elma kardeşim. Karşısında durduğun şey nihayetinde bir görüş di mi ama? Görüş dediğin olay da fikirlerden mürekkep soyut bir olgu diye bilinir ve dövmekle falan öyle yok olmaz Elma kardeşim.
Hitler yüzünden insanların 50 yıldır zaten birbirini dövdüğünü hatırlatayım yeri gelmişken sana; dünya alışık böyle şiddet gösterilerine, Hitler’le 50 yıldır bitmeyen bir derdi olan kimileri zaten alışık; Hitler’in sevgili çocukları Neo Nazi’ler de alışıyor yeniden, dünya yine aynı yere doğru gidiyor, Elma kardeşim. İyi bir şey değil bu.
Mesele o değil, mesele b.ka batmadan, görüş düzeyinde konuşabilmemiz..
Ki o düzeyde de ne dediğini anlayabilmiş değilim Elma kardeşim, “Sineklerin Tanrısı”nı, “Gerçek kötü yoktur” olayının doğruluğuna kanıt olarak gösteriyorsun, ama William Golding babanın (Ki ikinci dünya savaşı görmüş tipik bir İngiliz olarak, ateşli bir anti-Hitlerci’ydi kendisi) o kitabından ben tam karşıtı bir sonuç çıkarmıştım Elma kardeşim. Bir yanda iktidara tapan, gerçek kötü büyük çoğunluk vardı, diğer tarafta, düzene savaş açan uyumsuz, bela ve “gerçek iyi” bir çocuk. Ben yanlış mı hatırlıyorum? Yoksa sen kitabını okumadın da, filminden çıkardığın sonuçlarla mı konuşuyorsun Elma kardeşim?
hitler’in deccal gibi bişi olmasındansa empati kurulabilecek bir varlık olarak portrelenmesini tercih ederim.. sonuçta empati kurma yeteneği olan biri ölen 6 milyon yahudi ile ya da konsantrasyon kampından kurtulmuş insanlarla da empati kurabilir.. esas hiç kuramayacak hale gelmiş olandan korkarım..
filmi bi daha hitler gibi bi karakter belirmemesi adına yesaklamaya çalışıyorlarmış,.. bunun için böyle bir karakterin nasıl olup da olduğunu örtbas etmek yerine oturup çalışmaları gerekiyor bence..
bi de sineklerin tanrısında iktidara tapan büyük çoğunluğa “gerçek kötü” demek garip olmuyo mu biraz? o iktidara tapmaktan çok korktuklarını hatırlıyorum,.. ama yıllar oldu
bi de bariz jenny sparks okumuş kusack.. o da bir bölümünde nefesi kokan ressam adolf’a, “ya kusura bakma ama resimlerin berbat, niye başka birşey yapmayı düşünmüyorusun” diyordu,…
hitlerle ilgili bir hikaye
adolfcuk henüz avusturya ordusunda bir çavuş. bir gün kumandanların çadırına bir mesajı iletmek için girer. o sırada kaynayan yugoslavya bölegesiyle ilgili bir tartışma var. Kuvvetlerin saldırısı üzerine haritada tartışma yapılırken Adolf rakamsal hatalar farkeder. Üstü Adolf’un çadırdan çıkmak yerine taktik tartışmaları dinlediğini görür ve neden çıkmadığını sorar. Bunun üzerine Adolfcuk asker ve mühimmat sayılarındaki kayıplardan kaynaklanan hataları dile getirir.
Bu zeki adamsa dier taraftan kış vakti Moskova’ya doğru ilerleme gafletinde bulunan ikinci büyük stratejisttir. Herkes hata yapar demek de zor tabiî bu durumda.
Bu konuyla ilgili olarak Enemy at the Gates seyredilecek güzel bir film. Hatta elinizi atmışken General Patton filmini de seyredin.
“Adolf’un Rusya’ya kış günü saldırması hata idi” yaklaşımı yerine, “mesele deha meselesi idi ise, Ruslar’da da deha vardı; Almanlar’la karşı karşıya geldiler ve kendi sahalarında olmalarını da kullanarak daha iyi, daha zekice oynadılar. Ve kazandılar.” demeyi tercih ederim.. Ruslar’ı severim, Rus kadınlarını daha bir severim, ama konumuzla ilgisi yok tabiy.
Ama.. Gerçekten sıkıldım ya.. Kusura bakmayın, deha deyince benim aklıma Hitler yüzünden eşşek cennetini boylayan, büyük, çok büyük aydınların isimleri geliyor. Bavyeralı boyacıyı onlarla karşılaştırmak çok saçma ya; ama..
İyi ya, demeyeceğim bu konuda başka bir şey..
“Sineklerin Tanrısı” konusu ise.. Golding’in Nobel’i aldığı sene okumuştum onu, lisedeykene, ve süper gaza geldiğimi hatırlıyorum; orada, baskıcı çoğunluğa savaş açan çocuğun yerine koymuştum da kendimi, “Aha ben de böyle olacağım” demiştim kendi kendime; olmadı o başka.
Hafif’in söylediği “Çoğunluğun iktidardan korkusu” meselesi ise.. Öyle miydi ya? Benim aklımda sanki, insan olmanın vahşiliğinden kaynaklanan bir içtenlikle boyun eğiyorlardı iktidara, diye kalmış? Ama doğrusu ben de emin değilim..
Ama gerçekten süper bir romandı; söke söke almıştı Golding Nobel’i..
bi cizgi film vardi, olimpiyatlar felan yapilirdi, onlardan bi grubun adiydi galiba. surekli hile felan yaparlar, ama hic birinci olamaz, hep yakalanirlardi.
Ben “gercek kotu” diye bir $ey demedim, sadece ben insanlarin “komple” kotu dedim. Tamamen kotu, iyi bir $ey yapmayan, insancil bir tarafi kalmami$ manasinda. Gercekten kotu olan cok insan vardir, ama butunuyle kotu olan insan olmadigina inanirim pek.
Sineklerin Tanrisi konusunda, filmini izlemedim, sadece kitabini okudum. Oyle bir izlenime kapildiysan, belki onyargili yakla$mi$sindir son paragrafinda, son sordugun sarkastik sorudan bunu cikardim. Zaten genelde bu tip $eylere dikkat ederim, filmini izlesem bu linki vermezdim, $u linki verirdim. Ama firsatini bulursam filmi de izlemek isterim.
Soylediklerimden “kimse kotu degildir” turu bir sonuc cikardigindan, bu kitabi referans gostermekle soylemek istedigimi tam anlayamami$sin galiba. Adadaki iktidar heveslisi, diger cocuklari toplayip domuz avlamayi felan bir rituel halibe getiren cocuk ( adini hatirlayamiyorum, Jack idi galiba ) kotudur hakikaten, ama bu her yaptiginin kotu oldugunu gosterir mi, bana gore gostermez.
O adadaki komple kotu tek cocuk, anne domuzun arka tarafina bir cubuk saplayacak kadar kendinden gecmi$ Roger’di. Komple iyi olan tek cocuk da, Sineklerin Tanrisi’nin gercekte ne oldugunu farkeden, sonra da oldurulen cocuktu. Zaten William Golding, bu karakterde Isa’yi tasvir ettigini soylemi$.
Bence bu iki karakter de tamamen kurgu karakterlerdir, normal insan ozelligi gostermezler. ( bkz: Isa – Simon ) Diger cocuklar, elbette farkli oranlarda, iyilikle kotuluk arasinda yalpalayip dururlar.
Son olarak, “yasaklayani dovesi” sadece yaziya tat katsin diye yapilmi$ bir benzetmeydi, yasaklayanlari bulsam da dovsem diye du$unmedim acikcasi.
Bir de, Neo Nazi’lere atifta bulunulmu$. Bu tur filmleri yasaklamanin bu tur olu$umlara negatif bir etki yapacagini du$unmuyorum. Kolayci zihniyetidir bu tur $eyleri yasaklayarak bunlari yokedecegine inanmak.
$u an yazarken guluyorum ama olasi “cok yanli$” anla$ilmalari engellemek icin yazmadan duramadim. Ne Hitler, ne de Neo Nazi yanlisi felan degilim.
güzel bi tespit var burda.
film 24 ocak pazartesi cnbc-e’de gösterilecek imiş.