Bazen sabahlarları uyandığımda “hadi bi ölüp de geleyim” moduna girerim. İşte bunun sebeblerini kendilerince ilmi şekilde uzun uzun anlatan bir site: intihar.de.
Bazen sabahlarları uyandığımda “hadi bi ölüp de geleyim” moduna girerim. İşte bunun sebeblerini kendilerince ilmi şekilde uzun uzun anlatan bir site: intihar.de.
yorumlar
Bu garip alıntının kaynağı ne… Adeta saçma bir iftira gibi duruyor…
yanlis animsamiyorsam Camus / Sisyphos Söyleni olabilir. Keza varoluşçu çizgide ölüm yaşam kadar doğal ve tercih edilebilir olandır, aynı zamanda bir tavır da olabilir. Tabiî bu lafın edildiği tarih muhtemelen 40’lar, insanlığın yakın tarihte yaşadığı en vahim dönem. Farklı açılardan değerlendirelebilir, ama "ne lan bu laf?" diye çöpe atılamaz.
Yoksa çöpe attığım yok; Camus’nün çok önemli bulunan ifadesi: ‘ölüm metafizik bir saçmalıktır’… biçimindeki sözleridir.
Takdir edersiniz ki, yukarıdaki ‘laf’la ilinti kurulamaz.
Ha…
Anıştırılmak istenen yaklaşımı, büyük olasılıkla şu sanırım:
‘ Hayattaki tek gerçek felsefi sorun intihardır’
Ama takdir etmeseniz de bunun yukarıdaki alıntıyla ilgisi yok…
Bilirsiniz; Türk şoförü en asil duygunun insanıdır… demiş de olabilir o zaman…
Sevgiyle…
Evet Camus bunun aynısını söylemedi çünki türkçe bilmezdi bildiğim kadarı ile…
Fakat gerek Sisyphos’ da gerekse Başkaldıran İnsan’da buna benzer bir çok söz eder mesela Camus derki: Ölümden üç anlam çıkarıyorum Başkaldırışım,Özgürlüğüm ve tutkum…
Şu da varki yazın dilinde böyle bir şey yazmadı ise de konuşurken (bence) bu cümleyi kullanmıştır, herhalde. Yazdıklarından bunu çıkarıyorum. Ve Calicula oda diyorki; ayı cebime koyun…
Hem sonra ne fark eder Kierkegaard,Heiddegger,Nietzsche vs ölümü anlatıp kendilerince ifade ve çıkarımlarda bulunmamışlarmı?… O halde neden Camus bu sözü söylemeiş olsun ki…
Çok ikna ediciydi…
Söze gerek yok…
bende intihar etcem de . daha gencim guzelim. biraz daha vakit gecsin.
ama orjinal bir intihar sekli bulmak lazim ne o ip,silah falan sıradan seyler onlar.
Camus’ya göre mutluluk, dünyayı ondan hiçbir şey beklemeden sevmektir. Dünya, çeşitli güzelliklerlekaynaşmaktadır. 1950 yılında, Sisyphe’ten sekiz yıl sonra yazdığı bir başka denemesinde de şunları söylemektedir:Her şeyin anlamsız olduğu, her şeyden umudu kesmek gerektiği düşüncesiyle nasıl kalır insan? Her şeyin anlamsızolduğunu söylediğimiz anda bile anlamlı bir şey söylemiş oluyoruz. Dünyanın hiçbir anlamı yoktur demek, her türlüdeğer yargısını ortadan kaldırmak olur. Oysa yaşamak kendiliğinden bir değer yargısıdır. Ölmeye yanaşmadığısürece insan yaşamayı seçiyor demektir. O zaman da, yaşamaya bir değer veriyor demektir. Şu var ki, en koyuumutsuzluğum içinde umutsuzluğu aşmanın yollarını aradım ben. Kara da olsa, eserimizin göbeğinde tükenmez birgüneş parlıyor ki, o da bugün ovada, tepelerde bağıran güneştir.AlbertCamus, bu bağıran güneşi sezmeye başladığı bir sırada, 4 ocak 1960 günü,kırk yedi yaşındayken, Yonne’dabir otomobil kazasında öldü. Pindare’ın şu mısraı, eseriniözetlemektedir:Ruhum, ölümsüz hayatı isteme, mümkünün alanını tüket.Görüldüğü gibi Albert Camus’nün şiirli bir dille anlattığıbu varsayımlar, bilimsel açıdan büyük yanılgılar ve bilimdışı pek çokyargılarla doludur. İlkin, evreni usaaykırıbulmakla usaaykırıcılığın tüm bilimdışılığını yüklenir. İkinci olarak,hiçbir şey bilmediğimizi ve aslabilemeyeceğimizi ilerisürmekle bilinemezciliğin bilime aykırılığıyladonanır. Üçüncü olarak, nesnel gerçekliğiinsansal varlığa ve insansal varlığı da bireysel varlığa indirgemekleöznel düşünceciliğin ve tekbenciliğinbilimsellikten yoksun tüm zırva sonuçlarının içine düşer. Dördüncü olarak,tek felsefesel sorunun kendini öldürme(intihar) sorunu olduğunu savlamakla bilimsel felsefeyle hiçbir ilgisibulunmadığını ve felsefeyi bir küçük sınıföğrencisi kadar bile kavramamış olduğunu ortaya koyar. Beşinci olarak,bireyi toplumdan soyutlamak ve toplumakarşı çıkarmakla bireyciliğin tüm güçsüzlüğünü taşır. Altıncı olarak,Schopenhauer ve Nietzsche kötümserliğinitüm bilimdışılığıyla sürdürür.O.H
linklenen siteden bir Camus alintisi yapacagim. (Tesadufen gozume carpti)Camus, “acaba hayat yaşamaya değer mi, değmez mi?” sorusuna cevap vermeye çalışır (Hübscher 1980). Camus için bu soru felsefenin temel sorusudur; bundan başka da temel felsefe sorusu yoktur. Bu sorunun cevabını Camus şöyle verir: İnsan intihar edebilir, ancak bu dürüstlük olmaz. Ölüm insanı huzura kavuşturur, fakat insanın gerçek çabası dünya üzerinde mümkün olduğu kadar çok kalmaya, onu incelemeye çalışmak olmalıdır. (link)Hayati anlamli kilan insanin kendisidir herhalde. Zamanin otesinde veya berisinde kalip intihari secenler de bunu biliyorlar sanirim ama cogunluk gibi gundelige engaje sekilde yasayamiyorlar ve birseylerle bogusmak anlamsiz gelebiliyor. oysa yasama daha buyuk bir pencereden bakabilsek magara yasamindan, gunumuze intihari secmeyen ‘delilerin’ cabalariyla geldigimizi goruruz. Ismi cismi bilinmeyen cogunlugun yasami ise yok olmustur. bilemiyorum kimin anlam arayisi daha anlamli. (Bu da toplama kamplarinda yasayip intihari secmeyen birinin kitabi)
Hep “Neden ölmek istedin, neden intihara yeltendin?” gibi sorular sorarlar ya! Ben de soruyorum neden yaşamak istiyorsunuz? İşte bu sorumun cevabı ölmek isteyenlerin neden ölmek istediğini anlatmaya yeter sanırım? Sahi yaa bi düşünün bakalım. Neden yaşamak istiyorsunuz?
“acaba hayat yaşamaya değer mi, değmez mi?” imiş. Ne bakımdan?
insanların yaşamayı istemekten ziyade, yaşamaya mecbur oldukları hissindeyim. Acıyı seven bir tavrımız yok.
Oyunda olmayan birinin masadan kalkması hiçbirşeyi değiştirmez. Birşeyleri değiştirebilecek olanlarda masadan kalkmaz. (contravener 2004)Zamanımız, hissetmek, konuşmak, görmek, düşünmek için başkalarına ihtiyaç duyanların masada oturmadıklarını anlama zamanı.
öğrenin ve fethedin!!yetmezmi bu kadarı..??
mi???
diyorum.adımız mollaya çıkacak.varsın çıksın.”dünya ahiretin tarlasıdır”demiş peygamber ahiret inancına sahip bir insan bu sorunu cevabını şıp diye verir.müslüman bir nevi hazıra konucudur.kafasındaki soruları din onun yerine düşünmüş her şeye bir ölçü getirmiş.getirmediklerini serbest bırakmış ama yinede böyle yaparsan senin için daha hayırlıdır demiş.inanan bir insansanız düşünmezsüniz böyle şeyleri.herşeyin cevabı hazırdır.ama yoksa imanınız.arayın bakalım elinizdeki hırsız fenerleriye bulabilecekmisiniz şu karanlık çöldeki vahyı.işallah bulursunuz hakikateri.ama yorulursanız aklınızda bulunsun iman bir köşede bekliyor birde ona sorun bakalım.
be arkadaşım. Şunu bilesin ki o sorunun cevabını ben çok iyi biliyorum. Bu arada o sorunun cevabını düşünüp bulmadan önce ben inanmayan mıydım sanki. bu konuda yanlış düşünüyorsun bence. Bu sorunun cevabını hede hödöyle geçiştiriverecek veya daha önce hiç düşünmeye dahi tenezzül etmemiş okadar çok insan varki Allah yardımcıları olsun. Hatta düşünmekten korkan, düşünmekten aciz insanlar dahi var. Bunların durumu bence ateistlerden bile da vahim.