Bugün çalışanlardan biri odama geldi .-Ablacığım iyi günler, bir ricam olacaktı deyip elindeki ufak kağıdı uzatıverdi. Kağıttakileri okumadan-“İnternet ödevi mi bu?” diye sordum sıkıntıyla.AdamcağızEvet ablacığım öğretmen bizim çocuğa ödev vermiş, yine seni rahatsız ediyoruz dedi ezilerek.Geç arkadaşım önce şöyle otur bir bakalım neymiş dedim ve kağıda göz attım. Ödev şu:“Metre ve santimetre kullanarak yapılan meslekleri sayınız eğer ölçü aletleri olmasaydı mesleklerinde ne gibi zorluklarla karşılaşırlardı.” İlköğretim 2.sınıf talebesine verilen bu ödev internetten indirilecekmiş.Adama döndümBak X bey bu ödevin nesi internetten indirilir? Düşün bakalım kimler ölçü aleti kullanır dediğimde-“Ablacığım biz cahil adamız iki lafı bir araya getiremeyiz” gibi lafları gevelemeye başladı. Dur bir dakika sen benim soruma cevap ver dediğimde kekeleyerek,-“İşte… terzi, inşaat ustası, mühendis, marangoz diye sıraladı…- Eee ölçü aletleri olmasaydı ne olurdu? Düşün hadi düşün diye zorladım…- Efendim işlerini doğru yapamazlardı binalar yamuk olurdu, elbiseler muntazam olmazdı…-Ya.. dedim X bey… tamam kabul ediyorum internetten ders ile ilgili kaynak bilgiler indirilir. Nitekim geçen gün spor ve sağlıklı yaşam ile ilgili bir ödeviniz vardı ve onu internet vasıtasıyla derli toplu yazdık.-“Ama ablacığım öğretmen internetten indirin demiş” diye sözümü kesti. “Milli Eğitim müfredata böyle koymuş.”- “Bilmiyorum müfredatta gerçekten öylemi ama bildiğim bir şey var lütfen önce kendimizi eğitelim kendimizi geliştirelim. İki lafı toparlayıp çocuklarımıza bir şeyler yaptıralım” Sen zannediyor musun internetten zart diye aldığın bilgileri çocuğun zurt diye okuyup anlıyor. Otur çocuğuna bu sana sorduklarımı sor cevabını iyi kötü kendi ifadelerinizle toparlayın, çocuğunda babasıyla beraber bir görevi yapmanın gururuyla ve kendine güvenle sınıfta söz alsın” dedim. Dedim ama adamcağız bu isteğini geri çevirdim diye kırılacak düşüncesiyle huzursuz oldum. Bana hak verdiğini çocuğuyla bu hafta sonu oturup yapacağını söyledi. Teşekkür etti ve kağıdıyla gitti.SONUÇ: Adamı ikna edinceye kadar oturup NETTEN bir iki laf edecek bir şeyler bulabilirdim veya iki satır kendim bir şeyler yazabilirdim elbet. Artık internet deyince insanlar hazır lokma bekliyor. Hemen hemen tüm alanlarda bilgi almak çok kolay ama belli bir kesim her şeyi hazır bulabileceğini zannediyor. Anne babalar ellerinde birer parça kağıtla sırada. Ansiklopedi tarihe mi karıştı? (ADAM SENİ İNSAN BİLMİŞ BİR ŞEY İSTEMİŞ NE OLURDU YAPSAYDIN DEDİĞİNİZİ DUYDUM… ) Sizden ricam çevreye bunu bir zahmet uygun bir dille anlatalım. İnternet aracılığıyla mı? Neden olmasın? kalın sağlıcakla…
ben yaptım 🙂
yorumlar
Sen haklısın: ‘internetten önce kafayı kulanın’.Baba haklı: ‘ama internetten istemiş’öğretmen haklı: ‘çocuklar internet neymiş öğrensinler’Ama çocuğa sölicek bişe bulamıyorum, aradan kaynamış anlaşılan.
belki adamcağızın sizin şu ben yaptım edalarıyla gözümüze soktuğunuz resimleri yapacak kadar boş zamanı yoktur. belki; adamcağız bildiği işi yapmanın, bilmediği işler hakkında saçmalamaktan daha faydalı olduğunu biliyordur belki sizin geveleyip açıklayamadığınız birşeyi adamcağız biliyordur. belki adamcağızın küçük oğlu sizi fifa bilmem kaçta 10 karşı sıfır yenebilir.diyeceğim şudur; adamcağızın boynunu büken ölçü aletleri olmasaydı ne olurdu sorusuna cevaplar değil internet denen mehfum aslında ne işe yarar ve nasıl amaca hizmet ederdir.ve o insan bir adamcağız değil, bir bireydir…gurur? söz almak? neden bahsediyorsun bu sadece ödev basit bir ödev! ertesi gün esamesi bile okunmayacak buyuk ihtimalle.ama haftasonu baba – oğul balığa gidecekler. pehhh!ha unutmadan ”sanat hayatınızda başarı” dileklerimle bitireyim dedim. puhahah
11 yaşındaki yeğenim kırk küsur yıllık eğitimci anneannesini kandırarak internetten bir ödev sitesine üye olmuş.ablamla beraber “bize ödevlerinizi kendiniz yapacaksınız diye devirttiğin ansiklopediler ahirette ayağına dolanır” falan dedik ama iş işten geçmiş bir kere.gerçekten milli eğitim de olanlar akıllara zarar bir hale geldi.bir yandan akılları sıra öğrencileri internetten araştırmaya yöneltmeye çalışan müfredat diğer yandan öğretmeye çalıştıklarını kendileri bilmeyen öğretmenler.tam anlamıyla yuvarlana yuvarlana gidiyorlar.bu arada bossout biraderim gülüyorsun ağlanacak haline.o verdiğin linkte adam en azından organını işlevi dışında kullanarak fiziksel koşullarını zorlamış.sen daha boynunun üstünde taşıdığın kafanı doğru şekilde kullanmayı beceremiyorsun.
@lorienn sen doğru olanı yapmışsın, kötü olmak pahasına da olsa. Adam sendecilik denen durum genelde çok yaygın, bunun sonucu da “sadece bir ödev işte” lafı, yarın “amaan bir ihale işte, basın kurcalamasın” a geçiş gayet hızlı oluyor.
ben hiçbir şey anlamadım. Şimdi burada gariban bir adamcağızın çocuğuna faydalı olmaya çalışmasına mı gülüyoruz. Ama ben gülmüyorum, hiç de komik gelmiyor. Hele bu konu “adam sendecilikle” hiç alakalı değil. O adamcağızın gözünde iktidarı, gücü öğretmen temsil ediyor. Onun “internetten bulun” cümlesi herşeyin üstünde.Yoksa öğretmenin işgüzarlığına mı? Ya da internetin insanı nasıl etkilediğine mi? Bak biz koca kocaaa insanlarda erkek nedir, kadın nedir? üzerine tartışıyoruz.Son şık hiçbiri, sadece yazdın mı öylesine
Gülmüyoruz hiç bişeye.Gülen arkadaş neye güldüğünü biliyormu ki?Oradaki adamcağız kelimesi de bence ezikliğinin loriene karşı değil öğretmenin ödevine karşı olması.Sanmıyorum ki bir çok öüretmenin internetten bulun dediği ödevi çocukları araştırmaya sevketmesi için verdiğini.Bence hazırcılık.İnternet kafeler yapmakta zaten para karşılığı.Ya da eş dost.Çocuğa getirisi yok aksine araştrımayı eksilten kağıt kokusunu unutturan aktiviteler bunlar.Çocuk internet araştıracaksa açarsın labaratuarı durursun başlarında nasıl bulunucağını gösterirsin hazırlatırsın çıktılarını alırsın.Çocukların internette ne kadar büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu ne zamandır tartışıyoruz.Arkadaşlar kusura bakmayın bayadır yazmıyodum bu yazı uzun oldu biraz 🙁
Ansiklopedi dediginiz sey artik Internet’ten ulasilabilir bir mecra oldu, daha guncel, daha dinamik ve daha dogru. Ornegin basili hemen hemen tup ansiklopediler Pluton’u gezegen olarak kabul ediyorlar. Ancak ayni ansiklopedilerin Internet surumlerinde bu bilgi coktan guncellenmistir. Sonucta degisen bir sey yok, kagit, murekkep, yerini monitor ve parlayan yari iletkenlere birakti. Buna alismak lazim.
bak nasıl güzel anlamış baltutan pıtdadanak.aferim evladım.siz eşşeklerin kontu kılığında gezerken de aynı zeka pırıltılarını saçıyordunuz zaten.neye alışacağız bir de onu de madem.internet üzerinde birtakım sitelerde yağı tuzu içinde hazırlanmış ödevlerin okullarda fink atmasına mı,bu uçsuz bucaksız alem içerisinde her konunun her yaş ve bilgi düzeyi için nasıl araştırılması konusunda zerre kadar eğitim ve tecrübesi olmayan öğretmenlerin öğrencilerine bu araştırma disiplinini öğretemeyip hazırlop ödevleri klasik usulde değerlendirmelerine mi.hem internet üzerinden ulaşılan her bilginin doğru olduğu kanısına nasıl vardın ? ben ortaokuldan 1982 de mezun oldum,o zaman ödev hazırlamak için semt kütüphanesine de gidiyorduk.burada aslolan çocukların araştırma ve öğrenme disiplinlerini ancak bu yaşlar da tam anlamıyla kavrayabilmeleri,bakın ilerleyen yaşlarda doğru okumayı öğrenmek bile imkansız…
hanım efendinin tavrı bende olumsuz bir hava oluşturdu.vallahi yine okudum yine aynı fikirdeyim.evet belkide omuzlarımın üstündekini iyi kullanamıyorum de bundan sanane! “her bir çift omuz kendi başından sorumlu” değil mi?semt kütüphanesi, olmadı; ilçe kütüphanesi.kalem-kağıt…kitaptakini, mesai bitimine kadar yazabildiysen yazdın, olmadı fotokopi; tabii yaygın değil o zaman ama…ne farkı var! zaman kaybı, sadece.kitapların kaynak literatürüde pek mühimdir:) nerden almış, kim bulmuş ,nerde yayınlanmış…bırak bacım! yeme beni! bilek kası ve bol bol nasırdan baska ne faydası oldu sana… internet olayına uyum sağlamalısın artık.ama “yaş geçmiş, nur cemale inmiş” doğaldır, bu debelenme.bende 18 inde hissediyorum ama nafile tabii…
@ada68: internette bilgi diyince herhalde google’da aratip xxx.blogspot.com adresinden alinacak bilgiden bahsetmiyoruz. Bizzat basili ansiklopedilerin kendi dijital yayinlari mevcut. Yuzlerce bilimsel kutuphane var. Yuzbinlerce kitabin dijital kopyalari var. Bunlara duzenli ve hizli bir sekilde erismek sadece kolaylik, insanda alip goturebilecegi bir sey yok, sosyal olarka bakmazsak tabi.Gel gelelim derme catma odevlere. Bir odevde onemli olan sey icerigidir. Sacmalayacak insan kutuphaneden de bulup sacmalar, illa Internetten olmasina gerek yok bulmus oldugu kaynagin.Bu arada bu isin de yasla alakasi yok bundan eminim. Universite’de 60’ina merdiven dayamis bir hocamin, kutuphane’den arastirmama ragmen tek kelimelik bilgi bulamadigim konuyu, ‘Nasil bulamadin, google’da yazinca onlarca sayfa cikiyor’ diyerek beni mahcup ettigini hic unutmam. Biz de guya kolaya kacmadan kutuphanede arastirdigimizi soyleyecegiz. O bana ders olmustur acikcasi, ancak Internet’te arastirma ve bilgiye ulasimin en kotu ve berbat yolunun google oldugunu da iletmeden gecemeyecegim.
Bay Bil Geytz, Başbakanımız RTE ile geçtiğimiz yıl bir anlaşma yapmıştı, internetsiz okul ve ev kalmayacak procesi.Bu olay bu porocenin yerleşebilmesi için MEB in aldığı talimatı yerine getirmesidir.Önemli olan ödevin yapılması değil, internetten yapılmasıdır.Bir süre sonra veliler mecburen evlerine komputer ve adsl alacaklar Bay Bil Geytz de dolarlarına dolar katmaya devam edecektir.Bu arada satışlardan doğan komisyonu da RTE seçim yatırımı ve eğitime katkı olarak dilediği pilot okullara dağıtarak, bakın eğitime nasıl önem veriyoruz diye bizi gaza getirmeye ve hayır dualarımızı almaya devam edecektir.
@kopanisti: internete bir tek windows ile girilmiyor.. n tane alternatif var.
okuduğunu anlamama,kazara anladığı üç beş kelimeyi de idrak kanallarına aktaramama konusunda vermiş oldukları değerli örneklerden ötürü baltutan ve bossout’a teşekkürü borç bilirim.internet üzerinde bile bu konuya dair bu kadar başarılı iki örnek vak’a hem de birarada az bulunur.internet’in bir bilgi edinme aracı olarak kullanılmasını elbette ve can-ı yürekten desteklerim.ancak bunun genç dimağlara ehil ellerde ulaşması önemlidir.kendinizden ölçün bakalım; yukarıda açık açık “araştırma ve öğrenme disiplini” gibi bir tanımlama kullanmışken hala bana google hikayeleri,ödevin içeriği geyiği anlatıyorsunuz.sizler mektep medrese bitirmiş onca mürekkebi kartuş kartuş yalamışken bırakın internet kullanımını hazır metin okuma konusunda bu kadar kifayetsiz kaldıysanız el kadar çocuklar ne yapsın.hem ansiklopedi deyip geçmeyin.aydınlama hareketinin manifestosudur “encyclopedie” ve diderot “ansiklopedi” maddesinde “bir ansiklopedinin amacı dünya üzerinde dağınık bulunan bilgileri biraraya toplayarak bu bilgilere ilişkin genel sistemi aynı zaman diliminde yaşadığımız insanlara aktarmak ve gelecek kuşaklara taşımaktır.bu yolla geçmişi yitirmeden geleceğe gidilebilir ve çocuklarımızın daha iyi yetişmesiyle bizden daha erdemli,daha mutlu olmalarının yolu açılmış olur.ancak o zaman bu dünyadan insan olarak geçip gitmeyi hakederiz” diyerek eserinin ve bilginin misyonunu ortaya koyar.sosyal bilimlerde bir çok akademisyenin özgeçmişlerinde hazırladıkları ansiklopedi maddelerini görürsünüz.bu onların uzmanlık dereceleri ve kariyerleri için son derece önemli bir noktadır.çünkü ansiklopedik bilgi damıtılmış bilgidir,yazanın konuya tam hakimiyetini gerektirir.merak gidermekten çok merak duygusunu körüklemeyi hedefler.ben kendi adıma semt (ilçe diyen dilini eşşek arısı soksun bossout,mahalle desen anlayacağım da) kütüphanesinden başlayan ve son 15 yıldır internetle desteklenen merak etme ve öğrenme maceramda ansiklopedilerin hakkını ödeyemem.ister dijital ortamda olsunlar ister kitaplığımda.kütüphaneler ise ne yazık ki hızla yokoluyorlar ve onlarla birlikte bilginin mabedinde duyulan huzur ve güven duygusu da tarihe karışıyor.önemli düzeltme : bir önceki yorumumda baltutan/draco’nun lord olan asalet ünvanını sehven kont yazarak artık hafifte sadece izleyici olmayı seçen siyahın matemi’nden uyarı aldım.düzeltir bu yanlışlıktan ötürü özür dilerim.
bu ne? ha! bu ne? bu nee? bu ne diyorum?
semt ve ilçe kütüphaneleri bölgeden bölgeye değişir ama varlığı su götürmezmahalle kutuphanesi yoktur varsada nadir?? ben hiç duymadım.senide eşek arıları kovalasın o zaman psikolojin bozulsun…
@ada68: Aksine ben eskisinden cok daha fazla okudugumuzu, yaziyi daha fazla kullandigimiz, ve hatta bloglar sayesinde insanlarin cok daha rahat yazarlasabildiklerini dusunuyorum Internet sayesinde. Yazar artinca okuyan da artacaktir tabi. Neyse cok raydan cikmis bir konusma oldu sanirim.
Sanırım Telekom’un meb ile gizli bir anlaşması var :)her eve bilgisayar kampanyası geldi aklıma.şaka bir yana bu olay için konusmuyorum ama genel anlamda evet bende benzer birkaç olay yaşadım absürt sayılabilecek konuların verilip bul getir hadi internette birsürü bilgi var denmesi bir yana bazen de ögrenciler bazı şeyleri abartııyorlardır.basit kaynaklardan bulunabilecek bilgilere erişmek yerine sanırım ailelere; internet lazım,bu yeterli değil,aradım ama yok,internet olsaydı hemen indirip yapardım vb… gibi mazeretler iletip bilgisayar ve internet sahibi oluyorlar.sonuç olarak Telekom,Meb ve Ögrenciler elele anne ve babalara yükleniyolar buda işin ayrı biryönü tabi 🙂
konu amacından baya bi sapmış ama çocuklar bencede bazı şeyleri kendi başlarına öğrenecekler.kitaptan veya bilgisayardan ama ailelerinden de sonuna kadar bilgi almalarından tarafım.çocuk yetiştirmek çok zor.çocuk eğitmek belki daha da zor.ülkemizde insanlarin bunun farkına varması daha ne kadar sürecek ?! …
Anneme bir veli şikayete gelmiş:”Hoca Hanım günde bir milyondan hafta da neredeyse 6-7 milyon sadece sizin ödevleriniz yüzünden internet kafelere gidiyor, inanın üç çocuğum var ve benim için ciddi bir masraf bu!”şeklinde bir serzenişte bulunmuş.Annem internet ve bilgisayar camiasına çok uzak bir kadındır. Böyle ödevler vermiş olması imkansız.Annem veliye; “haklısınız ilgileneceğim durumla” der. Kısa bir araştırma sonucunda diğer öğretmenlerin de bu tür ödevler vermekten oldukça uzak olduklarını farkeder. Ortaya şu sonuç çıkar: Bu sıpalar çok zeki! İnternet kafelerde oyun oynamak için bu paraları alıyorlar anne- babalarından.”Dur iş yerinde beleş internet var!” diyen cin fikirli ebeveyinler sadece taş koyuyor bu çocukların yaratıcı zekasına:))Tabii bunlara farklı komplo teorileri de eklenebilir elbetteki…
şimdiki çocuklar öfffff… süper zeka… adama pabucunu ters giydirirler. mümkündür deborahhh sana katılıyorum. ayrıca (bu sözlerim bossout’a)şunu söylemeliyim yazımda “adamcağız” derken kimseyi küçük görme niyeti taşımadım. tam aksi ben onun karşısında ezildim, bana ağız eğiyor karşımda hazırolda duracak neredeyse.. bizim nesil “ceğiz, cağız” ı benimseme koruma kollama onu hissetme anlamında kullanır. bazı abiler nedense her kelimenin altında art niyet arıyor. kimsenin kimseyi ezik veya aşağı görmeye hakkı yok. hem öyle bir kişilik olsaydım o insanlar benden yardım istemezdi. sadece ilköğretim 2. sınıf öğrencisinin ödevlerine yardımcı olmak için internete çok da ihtiyaç olmayacağını söylemek istedim. zaten 5. sınıftan sonra yetişemiyorsunuz çocukların ödevlerine.. verilen ödevler sizi aşıyor… o zaman zaten çocuk da araştırma yapmayı öğrenmiş olur… tabii büyükler ilgilenirse.. 🙂
Ben diyom abi, bu millet interneti bir şey sanıyor. Elbette çok büyük bir şey. Ama çorabınızı da giydiremez ki size. 🙂 Yahu bazı şeyler için klavye tıklamay gerek yok. Çok güzel bir örnek.Bir eğitimci olarak seni çok iyi anlıyorum, LoriennBu insanlar, çocuklarının bakım ve terbiyesini de internete havale edecekler yakında.Saygılar
Konu sadece internetle de sınırlı değil. Bu sene değişen bir müfredat var ki düşman başına..Çocuklara bizim zamanımızda (80 kuşağı) anlatılanların sadece giriş kısımları anlatılmış, okulda bir takım deneyler yapıyorlar ya da ev ödevi olarak bazı projeler isteniyor ; güneşin etrafında dönen gezegenler projesi mesela..Bu ev projelerini çocukların yapamayacağı aşikâr , ev ödevi veliye havale ediliyor , velilere gına gelmiş vaziyette .. Ödevi veli yapmazsa çocuk düşük puan alacak , ödevi çocuk yapmaya kalkarsa yine çocuk düşük puan alacak..Bence yeni nesli tüketmeye çalışıyorlar , çocuklar sınaypır filan yemiş yutmuşken, kanın akciğerlere gitmesinin sebebini kavrayabilmiş değil..hım internet diyorduk değil mi.. Yine bizim zamanımızda kopya ödev kıymetsizdi. ama şimdi işleri başından aşkın veliler çocukları için yaptıkları ödevlerde “bu benzersiz olmalı ” diye özen gösteremeyeceklerinden “vah ” diyorum…