Nick Cave yeryüzüne gelmiş en güzel erkek sestir. Takım elbisesinin içine giydiği atletiyle dünyayı iplemeden (aslında buraya küfür daha çok yakışırdı siz doldurun yerini) sigarasını tüttürürken akıp yok oluşunuza engel olamazsınız.Nicholas Edward Cave artık ölümsüzlüğün icadının zamanının geldiğinin en büyük kanıtıdır. O kalın sesin ardından gelen titreklik tüylerimi diken diken eder, kalbime garip bir burukluk koyar ve selametle gider. İnsanı oturduğu yerden alıp intaharın eşiğine büyük bir zevkle getirir. Çaldığı her vakit sigara içmememe rağmen deli bir sigara yakma isteği sarar bünyemi. Hatta junkyliğin özenilecek birşey gibi görünmesine neden olur o sarsak ve umursamaz bakışıyla. Şarkı söylerken kendinden geçişinin kölesi olmamak elde değildir.

murder ballads'tan kylie ile düet...
murder ballads’tan kylie ile düet…

Ayrıca kişissel olarak cinayet tutkunu bir insan olmam itibarı ile murder balladsı yaparak yüreğimin kaz tüyü yastıklarının arasına şöyle rahatça kurulmuştur. Stagger Leedeki dansı, Jack the ripperın klibi gerilimli bir aşk yaratır hastası olursunuz. Charles manson gibi bir aile kurabilecek kadar karizmatiktir. o çirkinliğin müptelası olmamak mümkün değildir. Dolores O’Riordan ile yapılacak bir düetin hayalidr bünyeyi müzik dinlemeye müsait kılan. In cave I trust…