‘Wonderful Tonight’ı ilk dinlediğimde harika bir aşk şarkısı olduğunu düşünmüştüm. Aslında şarkı sözleri gayet basitti; kelime oyunları yoktu, herhangi biri yorumlasa bu şarkıyı böyle hissetmeyeceğimden emindim. Aşk, Eric Clapton’ın yorumundaydı, nasıl hissediyorsa öyle söylüyor olmalıydı. İşte bu yüzden harika bir şarkıydı ‘Wonderful Tonight’.İnternette küçük bir arama sonunda Clapton’ın şarkıyı eşi için yazmış olduğunu öğrendim ve en az onun kadar güzel bir şarkısı daha çıktı karşıma: Layla. Clapton şarkıyı eşiyle evlenmeden önce yazmış, Leyla ve Mecnun’un hikâyesinden etkilenerek. O zamanlar eşi Pattie Boyd, yakın arkadaşı George Harrison’ın eşiymiş. Harrison’la sorunlar yaşadığı için Clapton’dan yardım istemiş Boyd, ne var ki Clapton ona âşık olmuş. Şarkı dinlendiği an içine girilen duyguyu Pattie Boyd da çok iyi hissetmiş olmalı ki şöyle diyor: ‘O öyle inanılmaz bir müzisyen ki duygularını müziğe dinleyicilerin içgüdüsel olarak hissedebileceği şekilde koymayı başarıyor.’ Bu herkesin sahip olabileceği türden bi yetenek değildir sanırım. En azından ben çok az rastladım dinlendiği anda sizi o duygunun içine alabilen şarkılara. Nitekim onu sevenler de ona ‘Tanrı’ lakabını takmışlar.Aşk demişken, Bob Dylan’ın ‘One More Cup of Coffee’ şarkısı geldi aklıma. Bu şarkının sözleri de hep ilginç gelmiştir bana. Başta iltifat ediyor ama sonra kıza bir küfretmediği kalıyor. Kızın ne sadakati var ne sevgisi. Okuma-yazma bilmez, babası kanun kaçağı… Ama yine de beraber içilecek son bir fincan kahve için yalvarıyor adeta. Aşk üzerine yazılmış, söylenmiş bir başyapıttır bu şarkı gözümde. Öyle güzel ve hissederek yorumlanmış ki şarkı, nakarat kısmında kadın vokalist yanlışlıkla ‘fore the road’ diyeceğine ‘fore I go’ demiş; ama yeniden kaydetmek yerine o şekliyle koymuşlar albüme. O hata şarkının daha da mükemmel olmasını sağlamış aslında.İşte müzik böyle duygularla yapılmalı diye düşündüm, hissederek ve hissettirerek. Dilini bilmeyen insanlar bile şarkıdan etkilenebiliyor ve hayranların seni ‘Tanrı sensin’ diyebilecek kadar seviyorsa (Toby Litt’in ‘Beatnikler isimli kitabında şöyle bir diyalog geçiyor: “Dylan Tanrı’dır.” dedi gitarist. “Yaa,” dedim, komik olmaya çaba göstererek ve neredeyse başararak. Ben, “Clapton Tanrı sanıyordum. “); işte müzik bu olmalı.