Susuyorum…. Günlerdir susuyorum… Kendim görmeden, kendi fikrimi oluşturmadan başkasının fikriyle kirlenmek istemiyorum. Veee susuyor, ve okumuyor, ve duymuyorum… Hiçbir tartışmaya girmiyor, hiçbir yorumu okumuyor, hiçbir tartışma programını izlemiyorum. Kirlenmek istemiyorum. Tamamen bakir başlamak istiyorum bu tecrübeye… Tertemiz izleyeceğim filmi, hiç kimsenin yorumunu duymadan, okumadan yalnızca kendimle…İzledim.. Tek başıma… Tabii, ki tek başıma değil. Bir salon dolusu insanla birlikte ama tek başıma… Hayır, yalnızdım ben. Beyimde yalnızdım. Ve bir tiksintyle başladı film. Ben, belgesel de olsa bir film görmeye gitmiştim. Minimum bir film beklentrim vardı. Ne sinema dersinde bana anlatılanlar vardı filmde… Ne de başka birşey. Film boyunca onu sorguladım. Bana bilmediğim ne verdi? Hangi duyguyu tattırdı Mustafa? Latife’de okuduklarımdan farklı, bunca yıldır bildiklerimden, tarih hocalarımın derste anlattıklarından (çok şanslıymışım bunlar bana tarih dersinde anlatılmıştı) farklıı ne vardı ki filmde… Hiçbir duygu da kalmadı bana… Ne bir sahne aldı aklımda beni derinden yaralayan ne de herhangi birşey…Üzüldüm. Kırıldım. Yaralandım. Keşke bambaşka duygularla çıkabilseydim bu filmden….