Mitomani yalan söyleme hastalığı olarak tanımlanmıştır. Hastalık ciddi boyutlarda yalanlar uydurma, bu yalanlara inanma ve çevresindekileri olabildiğince inandırma ile karakterizedir.Mitomani çoğunlukla hastanın dikkat çekip odak noktası haline gelmek adına yapmaya başladığı yalan söyleme alışkanlığının giderek hiçbir nedene gerek duyulmadan devam etmesi ve dozunun artmasıdır. Hastalık bazen diğer ruhsal hastalıklar ya da kişilik bozuklukları ile beraber geldiğinden ilk bakışta ayırdına varılamayabilir. Mitomaninin en çok eşlik ettiği hastalık histrionik kişilik bozukluğudur. Bu hastaların tek amacı vardır odak noktası olmak. Dikkatleri üzerine çekmek için yoğun bir istek ve arzu duyan kişi bunu başarabilmek adına olayları inanaılmayacak derecede büyütmeye, abartmaya, dramatize etmeye başlar. Bunu sağlamak için de mecburen yalan söyler.
Mitomaniye yakalanmış kişi ile yaşamak zordur. Sürekli ve nedensiz üstelik aşikar yalanlarına inanmamanız onu üzüntüye, isyana sevk eder. Zaten uzunca bir süre ona inanır hatta yalanlarına katılırsınız istemeden de olsa. Evlilik hayatları yalan üzerine kuruludur. Çoğu zaman eşlerinin de yalan söylemeye başladığı görülür. Zaten o uyum süreci olmadan bu hastalarla birliktelik imkansız olduğundan yalan söylemeyi öğrenemeyen eş hastayla boşanma aşamasına gelir. Bu tip hastaların yetiştirdiği çocuklarda yalan söyleyerek büyümeye alışabilirler.
Mitomanili hasta yalan söylemenin boyutunu ne kadar arttırabilir? İşte bu noktada sağlıklı bireyin mantığı cidden duruyor. Basit yalanlardan fantastik dünya hayallerine kadar uzanabilen bir yelpazedir bu. Otururken birden bire size dün bayıldım. Yere düştüm çenem kırıldı diyebilir. Oysa dün tüm gün sizin yanınızdadır. 9 aylık gebelik sürecini bitirmiş mitomanili hasta kendisine doğum yaptıran kadın doğum uzmanını erken doğum yaptığına inandırmaya çalışabilir. Başarılı olamayıp inanılmadığını görünce kendisine inanmayan kişilerle ilşkilerini keser. Tabi öncesinde hala etrafında insanlar kalmışsa.Yazı profesyonel bir görüşün ürünü değil. Mitomanili bir yakınım var. Onun üzerine yaptığım araştırmalara dayanarak yazdım. O yüzden herhangi birşey için referans kabul edilmemesi gerektiğini eklemek lazım.http://en.wikipedia.org/wiki/Mythomania
yorumlar
evet benzer bir durum eski bir arkadaşım da vardı. yalanlarla odak noktası olmaya veya muhabbetlere dahil olmaya çalısırdı.. konu hakkında bir bilgisi olmasa bile..dediğin gibi kişilik problemlerinden kaynaklanıyor sanırım..
çok zor bir durum..etrafındakiler için de kişinin kendisi için de..işkence gibi.
Manson;yahu ne süper yazı…….bu insan bozuntularrından dolu.
Bana kızgın, dönmek istemiyor Ozz abi..
Bende kedi sütü,hillsden kedi yemege ve kedi kumu yolluyorum.Oyuncak istiyorsa onuda yollarız.
Ben de benim kediyi yolluyorum..
sevsin diye..O kedileri seviyor..
Isim kokeni Fransizca olmali, mégalo mythomane ,espece di mythoman gibi seni pis yalanci,yalancinin daniskasi anlaminda deyimler de kullanirlar.
Anime başlığını manson’un yazı geçmişinde ararken bunu gördüm. Bir arkadaşımdan 2 anektod aktarayım.——————-M: mitomanili arkadaşS:M’nin sıra arkadaşıM:Abi off yaS:noldu hacıM:Abi ben kafamla yönetebiliyom bazı şeyleriS:Eheh ben çoğunu kafamla yönetiyorumM:Abi öyle değil bak şimdi insanların beynini falanS:hı hı(ilk vaka olmadıından krizi geldiğinde sadece hı hı deriz. Diyelim ki s.ttr çektik.Kennisi benim yaş kategorimde gördüğüm en hayvani adamdır. Çaktı mı otutturur.)M:Valla ya mükemmel di mi hacı?S:hı hıM:Sen galatasaray maçında hatırlıyo musun kaleci penaltı kurtarmıştı.S:hı hıM:Ben o anda kalecinin beyninin içine girmiştim. Yönlendirrmiştim.S:hı hıM:Bir de köpek kovalıyordu arkadaşımı köpeği vazgeçirttirdim düşüncemle.S:hı hı.————-Şaka değil. Zaten bu arkadaşın sorununu araştırırken öğrendim mitomani diye bir şeyin olduğunu. Yukarda ki S ben değilim ama aşağıdaki S benim. Dikkatle izleyin.———————S:ben(izleyici)M:mitomaniO:okula yeni gelmiş bir eleman(bu da hafif saf, az abartmayı sever)—O:Baban ne iş yapıyor hacı.M:Yaa o şimdi iş yapmıyor gözleri görmüyor ama eskiden ülkü ocakları genel müdür yardımcısıydı.S:OhaaY:Ohaa senin baban o zaman çok üst devlet adamlarıyla görüşmüştür.M:Evet ya başbakanla falan toplanıp konuşurlardı.Y:Mafya falan ohoo çok belalıdır babanM:Evet hatta bi keresinde Şu migros’un ora varya(beylikdüzü migros) ordan arabayla geçerken önünü kamyon kesti. İçinden adamlar çıkıp ateş ettiS:Ee sonraM:Sonra ıı ıhm(biraz düşündükten sonra ellerini dıkşın dıkşın şekline sokarak ) taak taaak öyle 2’sini vurmuş kaçmış işte.———–Şu hemen yukarıdaki sohbetin devamında dedesinin babasını küçükken hergün canlı canlı toprağa gömdüğünü. Babasının kör haliyle bir kahveyi basıp iki adamın ağzını burnunu kırmasını, kendisinin babasından dayak yiye yiye çene hariç hiç bir yerinden acı hissetmediğini anlattı. Y ilk defa konuştuğu için vay a.q, ohaaa, çüşş, adama bah, hııı(kayserili Y) nidalarını bol bol attı. Ben çoktan pencerenin kenarında yerimi almıştım.
O sonradan Y olmus pardon.
Y dediğn O mu? öyleyse herşey anlam kazanacak.
hay anassını. boşa yazdım. sabırsız ben.
Eski bir arkadaşım ve halam bu bozukluktan muzdaripler, farkında da değiller fakat kesinlikle tedavi edilmeleri gerektiğini düşünüyorum.Apandisit ameliyatı geçirdiğimin ertesi günü beni hastanede ziyarete gelen halamın “doktorun içimde makas unuttuğu” gibi bir hayali durumla ortalığı paniğe vermesi, o anda elimdeki serum iğnesinin çıkması, etrafın filan kan olması hiç iyi tecrübeler değildi benim için.Kendilerini küçük düşürmek bir kenara, çevrelerini de oldukça olumsuz etkileyen bu hastaların, hasta olduklarını kabul etmemeleri de tedavi edilmelerini zorlaştırıyor ama tekrar söylemek istiyorum, mutlaka tedavi edilmeliler.
iyi bir yazı okumanın verdigi mutluluk ve kahve keyfi yapma hayallerinin aniden kahvenin bittigini farketmesiyle oluşan hayal kırıklıgını bir arada yaşıyorum.