Meryem,İsa kadar üfürülmüş ruhİncir kadar ballanmış şefkatKirlenmemiş çarşaflara düşen ak…Meryem, bir deli esaretSiyah bir zeytin tanesi gözbebeğiÇekirdeği etine kırgın.Zeytin dalı kadar düşkün bir savruluşBüyüttüğü onca bakış heba olmuş,Analığı kefaret yetimliğine.Meryem, sal çocukça düşlerini yüreğinin çöl kavrukluğunaÇarmıh kimin ruhuna gerilmekte?Ey Meryem,Dilimin kilidine düşen anahtarİçimdeki yaraları koysam avucunaParmakların sarmalasa kader çizgimiDüşer miyim zeytin dallarıyla uykuna?Üç beş nefes uğruna harcanacak maceranın adı mı ömür?Koparıp dalından zeytin gibi, uzatıyorum başımı varlığınaToprağa yazılacak kadar kısa bir yaşamSoluğun zehirlendiğinde solunacak olan toprak kokusu.Meryem, ölümün yaşama inat dingin soluğuÖykülere inanma!!!En çok sevdiğin vurur kanadındanSen sevdalı uykulara daldığında.