Meryem,
İsa kadar üfürülmüş ruh
İncir kadar ballanmış şefkat
Kirlenmemiş çarşaflara düşen ak…
Meryem, bir deli esaret
Siyah bir zeytin tanesi gözbebeği
Çekirdeği etine kırgın.
Zeytin dalı kadar düşkün bir savruluş
Büyüttüğü onca bakış heba olmuş,
Analığı kefaret yetimliğine.
Meryem, sal çocukça düşlerini yüreğinin çöl kavrukluğuna
Çarmıh kimin ruhuna gerilmekte?
Ey Meryem,
Dilimin kilidine düşen anahtar
İçimdeki yaraları koysam avucuna
Parmakların sarmalasa kader çizgimi
Düşer miyim zeytin dallarıyla uykuna?