Trompetler çalıyor odamın beyaz duvarlarındaMor perdelere çarpıyorlar, oradan kurumuş gırtlağımaGöz çukurlarımda tınılar yükseliyorDökülüyorlar kayarak ses dalgaları arasından; yastığıma( 1 )Juliete ya da ( 2 )Alifie olmak isterdimYa da nihilist bir orospuTek çizgiyi sahip bir ( 3 )Matisse kadınıYa da ( 4 )Coleman soyadında bir bozguncuTakılıyor aklıma sabahın kör vakti, teknoloji ve ( 5 )doğaYamyamlık ve sinir sistemleriHaşlanmış ıstakozlar ve balık ağlarıtanklarPolitika bizim icadımız, ( 6 )intihar da, katliam da bizimİlkel olmasını isterdim sokağımın, vahşiliğimize aldırmamakiçin!Öğle vakti gözüme bir kitap ilişiyor, bakıyorum( 7 )Boris Vian satırlarında diyor ki; “…sizi sözcük oyunu oynamaya zorlayan kavramlar vardır, caz da böyledir…”Ülkemde de “caz yapma!” bir deyimdir, komiktir midir?Bir çay yudumu hediye ediyorum şimdi dilimeakşamüzeri ve 1 yeni türk lirası bedelindeGülümsüyorum ( 8 )Ella’nın scati sona erdiğinde…Gece çöküyor, ardından başlıyor;Çingenenin rock gırnatasıSokağımın gece vardiyasıUzay makamıUzayan saatlerin notasıDüşlüyorum;Avazlar uçuşuyor mu,Uzaya çivileniyor mu?Ezan sesi karışıyor (9) Meredith Monk inlemelerineBu iki çağrıcıyla deviniyorum dıştan içeCenin olup dönmek istiyorumBildiğim birkaç doğru da karışıyor birbirine…