Trompetler çalıyor odamın beyaz duvarlarındaMor perdelere çarpıyorlar, oradan kurumuş gırtlağımaGöz çukurlarımda tınılar yükseliyorDökülüyorlar kayarak ses dalgaları arasından; yastığıma( 1 )Juliete ya da ( 2 )Alifie olmak isterdimYa da nihilist bir orospuTek çizgiyi sahip bir ( 3 )Matisse kadınıYa da ( 4 )Coleman soyadında bir bozguncuTakılıyor aklıma sabahın kör vakti, teknoloji ve ( 5 )doğaYamyamlık ve sinir sistemleriHaşlanmış ıstakozlar ve balık ağlarıtanklarPolitika bizim icadımız, ( 6 )intihar da, katliam da bizimİlkel olmasını isterdim sokağımın, vahşiliğimize aldırmamakiçin!Öğle vakti gözüme bir kitap ilişiyor, bakıyorum( 7 )Boris Vian satırlarında diyor ki; “…sizi sözcük oyunu oynamaya zorlayan kavramlar vardır, caz da böyledir…”Ülkemde de “caz yapma!” bir deyimdir, komiktir midir?Bir çay yudumu hediye ediyorum şimdi dilimeakşamüzeri ve 1 yeni türk lirası bedelindeGülümsüyorum ( 8 )Ella’nın scati sona erdiğinde…Gece çöküyor, ardından başlıyor;Çingenenin rock gırnatasıSokağımın gece vardiyasıUzay makamıUzayan saatlerin notasıDüşlüyorum;Avazlar uçuşuyor mu,Uzaya çivileniyor mu?Ezan sesi karışıyor (9) Meredith Monk inlemelerineBu iki çağrıcıyla deviniyorum dıştan içeCenin olup dönmek istiyorumBildiğim birkaç doğru da karışıyor birbirine…
yorumlar
” Sadece iki şey vardır; güzel kızlarla aşk, her şekilde aşk; bir de New Orleans veya Duke Ellington’ın müziği. Geri kalan her şey gitmeli, çünkü geri kalan her şey çirkindir… ” – Boris Vian”Geri kalan herşey çirkindir, caz a soyunmak isteten bir yazı olmuş tebrikler..New orleans ın tozlu raflı barlarından birinde dumanlı bir piyano görüyorum , bekle beni Bebo Valdes, geleceğim..
Zaman; bir yer altı barında trompet solosu gibidir. İner, çıkar, yükselir, alçalır. Ama temposu hep çoşkuludur, en suskun anlarda bile.
tesekkürler…
do you be !!yoğun bir günün başlangıcında iyi geldi kücük dev kadın.tşk.
evet genç adam!
Ne için geç bilader?
“mezarlarınıza tüküreceğim, bütün ölülerin derileri aynıdır, çıtırlar farkında değil, ve bütün çirkinler öldürülecek”